[2.1]

234 18 14
                                    

Günler geçmişti ve Ni-Ki'yle hala hiç bir iletişimimiz yoktu.

Bahsettiği sevdiği kız hala okula gelmemişti ve ben sadece benden kurtulmak için yalan söylediğini düşünüyordum.

Jungwon ve Jay sürekli arkadaş edindiği için arkadaş ortamımız genişlemişti.

Ni-Ki'yle ayrıldıktan sonra pek iyi olduğum söylenemezdi.

Jungwon ve Jay sürekli dalgın, üzgün, dikkatsiz olduğumu söylüyorlardı.

Jungwon ve Jay'le olması gerektiğinden fazla tartışmaya başlamıştık ve bu çok rahatsız ediciydi.

Tanrım hadi ama! Bana sürekli sessiz
olduğumu söylüyorlardı fakat bir şey söyleyecek, yapacak olsam onları rezil ettiğimi ve çocukça davrandığımı söylüyorlardı.

Teneffüslerde sürekli onu izliyordum.

Arkadaşlarıyla gülüşü, yemek yiyişi, kambur yürüyüşü, saçını karıştırması...

Her şeyiyle onu özlediğimi hissediyordum.

Chan Hyung'un yanıma gelmesiyle ona doğru döndüm.

"Sorun ne?"

"Başım ağrıyor sadece."

"Bizim minik Sunoo'muz hasta mı olmuşş~"

Kıkırdadım ve kollarımı Chan Hyung'a sardım.

Sevgilisi Seungmin sayesinde tanışmıştık ve onların ilişkisi bana Ni-Ki'yle olan ilişkimi hatırlatıyordu.

Chan'dan ayrıldığım sırada sonunda 2 hafta sonra Ni-Ki'yla gözlerimiz birbirini bulunca önümdeki Chan Hyung'u resmen unutuvermiştim.

Gözlerimin içine bakıyordu, sinirliydi.

Bakışlarını özlediğimi farkettiğimde ne zaman ağlamaya başladığımı bilmiyordum.

Chan Hyung'un elini omzuma koymasıyla ona döndüm.

"Sunoo?"

Gözyaşlarımı temizledim ve koşar adımlarla binaya girdim.

Kolumun tutulmasıyla olduğum yerde kaldım.

Kolumu tutan kişiye bakmak için döndüğümde Ni-Ki'yle tekrardan göz göze gelmek bana hiç iyi gelmemişti.

"Konuşalım."

Hiç bir şey söyleyemeden kafamı aşağı-yukarı salladım.

"Öğle arası, her zamanki yer."

Gözümden akan yaşlarla onaylarcasına mırıldandım ve Ni-Ki saçımı karıştırıp geri döndü.

Olduğum yere çömelip göz yaşlarımı dizlerime akıtmaya başladım.

Gelip geçen öğrencilerin bana bakması umurumda değildi.

Sadece ölene kadar ağlamak istiyordum.

Onunla konuşmayı neden kabul etmiştim ki?

Yanımda beliren Jungwon'la ağzımdan hıçkırıklarımı kaçırdım.

"Ne oldu sana?"

"Ni-Ki... Konuşmak istiyor."

---

Görüşümü buğulandıran yaşlarla bana bağıran Jungwon ve Jay'e bakmaya çalışıyordum.

"Sakın Sunoo! Sakın bana onunla konuşmayı kabul ettiğini söyleme!"

Sessizliğimi koruduğumda Jungwon önümde duran sırayı tekmeledi ve gözyaşlarıma vücudumun titremesi eklenince istemsiz kulaklarımı kapattım.

"Sen gerizekalı mısın Sunoo? Bir kere ben ve Jungwon'un sözünü dinle! Utanıyorum senden!"

"Biz senin arkadaşınız Sunoo! Ağlaman hiç bir siki değiştirmiyor! Öğle arasında onun yanına gidersen unut bizi!"

Duyduğum şeylerle kulağımın çevresindeki saçları çekiştirmeye başladım.

İkili yüzüme bakmadan kendi aralarında konuşmaya başladıklarında devrilen sırayla birlikte yere düşmüş kalemliğimden kalemtıraşımı aldım ve çivisini dişimle çıkarmaya çalıştım.

Titreyen ellerim ve görüşümü engelleyen gözyaşlarım krizimi daha çok tetiklerken tek odaklandığım şey elimdeki kalemtraşını jiletini çıkarmaktı.

Elimden alınan kalemtraşla kafamı yukarı çevirdim ve Jungwon'u görmemle titremem güçlendi.

En azından kendime zarar vermemi istemiyor diye düşünecekken kalemtraşın çivisini söktü ve jiletini elime bırakıp sınıftan ayrıldı.

Karşımda duran Jay'e şaşkın bakışlarla döndüğümde hiç bir şey söylemeden Jungwon'un arkasından çıktı.

Kendime zarar vermemi engellemek yerine bana yardım etmişti, en yakın arkadaşım...

~~~

240222~429

cheater[] SunKi, Enhypen, BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin