𝓔𝓹-10

70 4 0
                                    

Eun'u hastaneye getirdiğimizde Taehyung çok endişeliydi "Daha öncede böyle oldu bişey çıkmamıştı ayrıca sürekli midesinin bulandığını söylüyordu. Umarım iyidir sevgilim."
Doktor Eun'un kendine dikkat etmesini söylediğinde her şeyi anladım. Taehyung yerinde duramıyordu. "Karım nerede lütfen görmek istiyorum!" Kapıyı açtıkları gibi odaya girdi. Eun'un yatağına eğildi ve elleri ile oynadı. "Bebeğim iyi misin? Sana hiç bişey yaptırmamalıydım ah."Eun karnını açtı ve Taehyung'un elini karnına koydu. "Küçük kopyamıza selam gönder babası." gülümsedi. Eun'a yöneldi alnından öptü. Ben onları mutluluk içinde izlerken;

-Sevgilim..? Duygulandın sanırım. Bir gün bizimde böyle bir kopyamız olsun. Tabi sen istersen bebeğim. Seni seviyorum. Ona sarıldım ve yanağına bir buse kondurdum. gülümsedi. "Bizimde kopyalarımız olacak tabii ki de senin gibi tatlı ve yakışıklı bi babaları olduğu için gurur duyacaklar başarılı hırslı tutkulu birer insancıklar yetiştireceğiz Jungkook..." "Senin gibi güzel olacaklar Jisoo." Sanırım ağlayacaktım. Babalarımız yaşasaydı barış içinde olsaydı, yine de bizi sever miydi? Bizim babalarımız birer katil. Ama en büyük suçları gençliğimizi bitirmek. Bizi defalarca kez yıktılar.

Hızlıca hastaneden koşar adımlarla ayrıldım. Arabama bindim ve mezarlığa doğru sürmeye başladım. Babam ile son bir kez konuşma yapacaktım. Beni duyduğunu biliyorum son bir kez daha dinlesin beni bir daha asla onu rahatsız etmeyeceğim. Hayatımı mahvettiği için teşekkür ediyorum. Jungkook gelmemen gerek...

Arkasından Jungkook koşturmuştu ama yetişemedi. Hızlı bir şekilde arabasına bindi ve takip etti. Babasının mezarının kenarına oturdu. Gözyaşları tükenen bu kız yeniden geri gelen gözyaşlarını tutamadı. Bazı olaylar asla aşılamaz ya bu olayı asla aşamadı. Kardeşinin mutlu olması tek tesellisiydi.

Canı yanıyor olsa da bunu yıllarca kendisine sakladı, onlarda erkek evlat yoktu. Annesi ölmeden önce "Bu evin erkeği de kızı da sensin. Kardeşine iyi bak meleğim. Onu babandan koru. Kurtulun buradan hayatınızı yaşayın. Ben artık. gidiyorum." demişti. Babasının Annesine ettiği eziyetleri tek tek gördü kimi zaman kendisi de yaşadı. Kendi ayaklarının üzerinde durmayı düşe kalka öğrendi. Kimi zaman ağladı ama kimseciklere belli etmedi. Babası zalimdi, para severdi. Sadece bir kere sevmişti kızını ölümün döşeğindeyken. Ona "Ben cezamı çekeceğim ama ne olursun beni unutma kızım. Size yaşattıklarım için çok pişmanım." gözünden süzülen yaşlar yanaklarına doğru ilerlerken anladı. "Pişman mı?" Pişmanım. Bu geçerli bir sebep mi sayılıyor? Onun canını yakmak nasıl bir his?

Jungkook ile sadece oyun oynamıştık. Bana neden sürtük olduğumu söyledin baba? Ben ne yapabilirim ki o yaşta? Jungkook'a attığın iftiralar hoş muydu? O gün ağladığında sana lanet okudum. O gün felç kaldın. Annemin canını nasıl yaktıysan bin mislini sen yaşadın. Bu dünyada olmasa bile elbet cezanı bulacaksın. Bana bunları yaşattın ya ne diyeyim? Teşekkür ederim sana... beni öldürdün..."

Ben onunla birlikte olduğum için mutluyum baba. İlk defa, ilk defa gerçekten gülümsedim. İlk defa sahte olduğunuzu, sizin gibi düşmanlık, kin beslenen haysiyet yoksunu birer insan olduğunuzu tekrar anladım. Jungkook ve ben mutlu olacağız. Çocuklarımız olsa da olmasa da geride yüzlerce bıraktığımız insanlar bizi anacak. Sizi kimse anmayacak. Para için yaptıklarınıza değer miydi? Kadınlarınıza değer verdiniz mi? Bir gün olsun kızım, karım, oğlum dediniz mi?
Para, para, para... tek bu. Ne kadar parçalandığımızı görmediniz mi? Jungkook belki de o gün hayatına son verecekti. Ama ben elinden tuttum. Onu benden ayırdınız.


Beni ona ona beni düşman ettiniz. Çünkü en doğru kararı sizin verdiğinizi düşündünüz. Kardeşim artık çok mutlu. Eğer ısrar edip sırf para için onca masum insanı katletmeseydiniz, belki de şu an torun seviyordunuz. Eğer "Sen kızsın Jungkook ile görüşemezsin bu uygun değil." demeseydin belki de daha güzel olurdu her şey. Baştan bu kadar canımız yanmazdı baba. Okuldan neden ayrıldım? Hiç sormadın. Anne ve Babası birlikte olanları deli gibi kıskanırdım da ondan. Bana attığın o tokat sadece bana atılmış bir tokat değildi. Sen daha şiddetlisini anneme attın... Onunda canı çok yandı. Defalarca yalvarmıştı sana onu hiç dinlemedin. Senden sadece af diledi yalvardı. Neden? Neden canım yanıyor? Bizi bir kere bile düşünmedin? Suçumuz neydi bizim küçücük yaşta kumdan kaleler yapardık. Sadece bu. Bizden nasıl sürtük olmamızı beklersin? Sen...

Tekrar ağlamam şiddetlendiğinde kendimi saldım.
Resmen içimi dökmüştüm. "Beni bu taş bile anlardı...

Jisoo..." "Jungkook... ben özür dilerim dayanamadım. "Yanıma oturdu. "Beni korkuttun." "Son kez konuşacaktım." "Bitmedi ise uzaklaşabilirim." dedi ve ayağa kalktı. Bende ayağa kalktım. Ona sımsıkı sarıldım. "Her şey bitti bebeğim." "Gidelim öyleyse." "Eee ne yapıyoruz??" "Evleniyoruz." "Evlenelim." Arabaya binmek için kapıyı açtığım sırada elimi tuttu. "Benimle gel." döndüm. Gülümsedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu. "Jungkook... uyumak istiyorum ama bunu- beni birden kucağına aldı. "Bence bir an önce evimize gitmeliyiz. Taehyung'la Eunmi bizi bekliyor bebeğim seninle vakit geçireceğiz. Yarın biliyorsun nikahımız var sonunda!

Jungkook'tan
1.30 saat sonunda gelebildik. Jisoo uyuyor. Uyandırmanın yolunu biliyorum ben. Dikkatlice eğildim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Birden gözlerini açtı ve beni ittirdi. "Ne yapıyorsun sen?! Boğuluyorum sandım. "İstediğimi." "Beni öldürmeyi mi planlıyorsun?" "Öpmeyi planladım." "Daha evlenmedik o yüzden daha fazla öpemezsin asla. "Arabadan indi ve eve doğru yavaş yavaş yürümeye başladı. "Hey Jisoo! Evlendikten sonra daha uzun öpmeme izin verir misin?" Durdu. "Sen benden daha iyi öpebilecek misin?" güldüm. "Orasını bilemem artık senin güzelliğine kalmış." "Aman Tanrım bu kız ateş gibi yanıyor su gibide bir güzellik."

Tutacak hissediyorum okurlarıma teşekkürler.

Jeon'lar Kim'lere karşı | sookookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin