Ezo: Evet evet. Röportajı öne çekmek istiyoruz. Mümkünse bu gün. Tamamdır iyi günler...
Sinsi bir gülümseme ile kapatti telefonu Ezo. Gelişi güzel masaya doğru atıp koltuğuna yayıldı. Kendince Nazlı'yı zor duruma düşürmüştü. Aynı röportajda Ali'nin de olacağını biliyordu. Ama kurunun yanında yaş hesabı ikisinide hazırlıksiz bir şekilde bırakmıştı.
Her gün olduğu gibi bu günde vaka dağtımı için tüm ekip asistan odasında toplanmışken Ezo'nun içeri dalması ile dikkatleri bozuldu.
Ferman: Ezo hanım ne oluyor? Nefes nefese kalmışsınız.
Ezo: Ya evet. Koştumda biraz. Çok acil bir durum var. Ali ve Nazlı'nın haftaya olan röportajını bu gün yapmaya karar vermişler. Hatta iki saate burada olurlar.
Nazlı: (Şaşkınlık ile gözleri açıldı. Bu ona pek inandırıci gelmemişti.) Öyle birden geliyoruzmu dediler yani?
Ezo: Aynen öyle oldu. Bende şaşırdım. Artık nasıl yaparsınız bilmem ama çok büyük bir fırsattı kariyeriniz için. Neyse iyi çalışmalar size :)
(Diyerek odadan çıktı.)
Nazlı: (Sinirle yerinden doğrularak.) Kendi yapmadıysa bende ne olayım! Yılan.
Ali: Tamam ozaman biz Nazlı ile röportaj için çalışalım. Geri kalan herkez vakaya gitsin.
Ferman: Acildeyiz bu gün zaten. Sadece Adil hocanın hastası var. Departman boş.
Damla: (Ali ye bakarak) Hocam o zaman bende kalayımmı? Yardım ederim size. Konuşma hazırlanız birlikte?
(Damla hevesle Ali'ye bakarken cevabını Nazlı vermiştir.)
Nazlı : Olur olur. Yardıma ihtiyacım vardı benimde zaten. (Damla'yi göstererek) Takıl peşime ozaman.
Şaşkınlıkla gözleri irileşen Ali ise Nazlı'nın önüne geçerek odadan çıkmasını engeller.
Ali: Benim özel asistanımıi benden habersiz nereye götürüyorsunuz acaba Nazlı hanım?
(Burnundan soluyarak bir adım geriler Nazlı)
Nazlı: Barış imzaladığımızı sanıyordum Ali. Fakat sen kaşınmaya devam ediyorsun!
Ali: İşte rekabete devam demiştik unutma. Ayrıca Damla bana lazım!
(Nazlı nedensizce sinirlenmiştir bu son kelimeye.)
Nazlı: Al başına çal asistanını. Gerçi senin derdini anladım ben!
(Nazlı Ali'nin Damlaya yürüdügü fikrine kapılarak söylemişti son cümlesini. Ardından bir sinir ile çıkıp kendi odasına doğru yol almıştı. Yürüken bir yandanda kendi kendine söyleniyordu.)
Nazlı : Utanmaz adamin flortleriyle başımız dertte! Ezo'su röportajımızı öne çeker. Damla'sı sümük gibi yapışır! Zaten bize hiç asistan lazım değil!
***
Şirketindeki son derece lüks koltuğunda oturarak kahvesini yudumluyordu Demir. Bir yandan da Ali'nin asistanı olan Damla'nın fotoğraflarına bakıyordur bilgisayarından. Yüzünde ise keyfinin yerinde olduğuna dair bir gülümseme mevcuttu.
Demir : Eveett. Damla Yazıcıoğlu!
Demir fotoğrafta biraz daha haşır neşir olduktan sonra kapıdaki adamlarından birini çağırarak Damla'yı araştırmasını istedi. Beynin içinde dönen şeytani planların keyfini yerine getirdiği aşikârdı...
Bunca zaman içinde tuttuğu öfkesini ve intikamıni Ali'nin burnundan fitil fitil getirmek boynun borcu gibi hissediyordu ve bunu yavaş yavaş, zevk alarak yapmayı kafasına koymuştu...
Demir'in düşüncesince o gün acilde eğer Ali onu yanlız bırakmasaydı ve hastaya tüpü takmasına yardım etseydi hasta ölmeyecekti ve o da mesleğinden olmayacaktı. Demir'in nezhinde Ali onu yalnız bırakarak hayatının bitmesine sebep olmuştu.