1/3

869 49 28
                                    

Kyungsoo başını Jongin'in göğsüne koymuş, erkek arkadaşı kitap okuyorken gözlerini dinlendiriyordu.

Jongin sol eliyle Kyungsoo'nun saçlarını okşarken sağ eliyle kitabını tutuyordu. İkisi de çok zor bir hafta geçirmişti. Finalleri bu hafta bitmişti ve sonunda birbirlerine biraz da olsa zaman ayırabildikleri için mutlulardı.

Kyungsoo, elini Jongin'in çıplak bacağına koymuş ve bacağı okşamaya başlamıştı. Bu hareketin Jongin'in hoşuna gittiğini biliyordu.

Tam uykuya dalmak üzere iken yan odadan bir bağırış sesi gelmişti. Ardından da yumruk sesleri. Kyungsoo başını kaldırıp kitabını kapatmış olan erkek arkadaşına baktı. Jongin, Kyungsoo kadar şaşkın gözükmüyordu.

"Kötü bir hafta geçirdi," Jongin tekrar Kyungsoo'nun başını göğsüne koydu. "Endişelenmene gerek yok bebeğim." Bağırışlar artınca Kyungsoo'nun artık sessiz kalması imkansızlaşmıştı.

"Gidip kontrol mü etsen?" Kyungsoo dudaklarını büzerek söylediğinde Jongin cevap vermedi. Kyungsoo iç çekip Jongin'in bacaklarının arasından kalktığında Jongin bileğini sıkıca tuttu. "Üç maç oynamama cezası aldı ve kız arkadaşı ondan ayrıldı. Birkaç güne atlatır. Ayrıca oraya gidersem o yumruklar boks torbasını değil yüzümü bulur. Bırak kendi haline."

Yan odada sinir krizi geçiren, Jongin'in ikiz kardeşi Kai'dı. Jongin'den iki dakika önce doğduğu için birnevi onun ağabeyiydi, fakat Jongin ona hyung demeyi reddediyordu. Jongin ve Kai çoğu zaman pek iyi anlaşamazlardı ama yeri geldiğinde de birbirlerine destek olmayı bilirlerdi. Şu an ise Jongin'in onun yanına gitmeme sebebi, günlerdir görüşemediği erkek arkadaşıyla sonunda görüşebilmiş olmasıydı.

Kardeşiyle sonra ilgilenebilirdi, değil mi? Ayrıca Jongin, Kyungsoo evdeyken Kai'nin etraflarında olmasından hoşlanmıyordu. Kai, Kyungsoo'yla beraberken garip davranıyordu. Jongin ikisini bir arada görmeye katlanamıyordu.

Kyungsoo tekrar erkek arkadaşının göğsünden kalktığında Jongin kitabını yatağa koymuştu. "Sen gitmezsen ben giderim." Jongin iç çekerek Kyungsoo'nun odadan çıkmasını izledi.

Kyungsoo'nun inatçılığından nefret ediyordu.

Kyungsoo, Kai'nın odasının kapısını tıklattığında oğlanın, "Siktir git Jongin!" diye bağırdığını duymuştu. Biraz irkilse de geri çekilmedi. "J-Jongin değilim. Kyungsoo ben." Oğlanın cevap vermediğini duyduğunda bunu içeri girmesi için bir onay gibi algıladı Kyungsoo.

Kapıyı yavaşça açtığında, önündeki boks torbasına sertçe yumruklar atan Kai'ı görmüştü. Oğlan terden sırılsıklam olmuştu ve penceresi açıktı. Kyungsoo hastalanmasından korkarak pencereyi kapattı.

Pencerenin önünde durarak kalçasını masaya yaslamıştı. Kai sanki onu görmezden geliyordu. Kyungsoo boğazını temizledi. "Her şey yolunda mı?"

Kai torbayı yumruklamayı kesip Kyungsoo'ya bir bakış atmıştı. "Sence her şey yolunda gibi mi görünüyor?" Kai, her zamanki gibi Kyungsoo'ya nazik bir şekilde davranmıyordu. Kai ne kadar sert ve soğuk biri gibi gözükse de, kardeşinin erkek arkadaşına yumuşak ve nazik davranırdı. Fakat bugün öyle değildi. Kyungsoo, oğlanın gerçekten sinirli olduğunu fark etmişti.

Kyungsoo yutkundu. "S-Sadece seni kontrol etmek istedim. Bağırışlarını duyunca endişelendim." Kyungsoo dudaklarını birbirine bastırdığında Kai'nın bakışı hafifçe de olsa yumuşamıştı.

"Bir şeyim yok benim. Jongin'le fingirdeşmeye geri dönebilirsiniz." Tekrar boks torbasını yumruklamaya başladığında Kyungsoo, oğlana yaklaşıp belinden sarılmıştı. Başını sırtına yasladığında terli olmasının onu biraz bile rahatsız etmediğini fark etmişti.

loverboy(s)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin