3.BÖLÜM

125 56 16
                                    

Selamm. Yeni bölümle karşınızdayım. Biraz geç  oldu ama şimdi üçüncü bölüm burada. İyi okumalar. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...

Medyada : Mısra

Annem gitti. Ev tamamen bana kaldı. Ben de Büşra yı çağırdım.

Biz böyle oturmuş ne yapacağımızı düşünürken annem aradı. İki saat konuştu. Uçaktan inmiş. Büşra yla sahile çıkalım. Starbucks a da gideriz dedik. Büşra bizde kalacağı icin kıyafetlerini getirmisti.

Yukarıya hazırlanmaya çıktık. Böyle giyecek birşeyler aramak da çok zor oluyor. Dolabın içinde kayboluyorsun. Bir de ayakkabı ya da takılar var. Uyumlu şeyler olması gerekli. Tabii mis ; Büşra nın böyle bir takıntısı olmuyor. O her zaman şık. En sonunda Büşra bana yardım edince altıma siyah bir şort üstüme de beyaz salaş bir bluz giydim. Hafif  makyaj da yaptıktan sonra evden çıktık.

Araba yolculuğumuz yine kısa geçti tabii. Ev sahile yakın olunca, Starbucks da sahilde olunca.

Sakin bir masaya oturduk. Etraf  çok kalabalık değildi. Ne kadar şaşırtıcı olsa da.

Büşra sevgilisinden yeni ayrılmış olmasına karşı mutlu olabiliyor. Çünkü ayrılırken kendini teselli etme sebebi şudur :

Bensiz oluyorsa

Onsuz da olur...

Çılgın bir kız. Özellikle de ikimiz birlikte olunca. Bir keresinde karşı komşunun inadına gecenin üçünde son ses müzik açmıştık. Adam az daha bizi mahkemeye verecekti. Sonradan nasıl oldu bilmiyorum ama yaşlı adamı ikna etmeyi başardık. Bu olayları hep annem evde yokken yaparız.

Neyse işte... Bu sırada garson siparişlerimizi almaya geldi. Ama garson garson değil. Böyle sanki cennetten gelmiş taş parçası. Özellikle o gözler nedir abicim yaa. Allah özene bözene yaratmış sanki. Bizden alıp ona vermiş. Yaa bu çocuğun son derece zengin falan olması gerek. Çünkü tamamen öyle bir tipi var.

Ben çocuğu hayranlıkla izlerken bir baktım Büşra çocukla sohbet etmeye başlamış. Birbirlerinin numaralarını falan aldılar. Hatta ilk başta çocuk istedi. İsmi de Can' mış herhalde. Neyse işte bunlar konuşurken falan Can denen meteoru patronu çağırdı. Konuşmaları da yarıda kaldı. Biz burada değiliz  sanki! Varsa yoksa Büşra Hanım!

- Kızım şu işleri nasıl beceriyorsun sen ya ! Bana da biraz tüyo versen şimdi yalnız olmazdım. Belki şu an yanımda sen değil de sevgilim olurdu...

- Benim sanki sevgilim var! Ben sanki seninle buraya gelmeyi çok istiyorum! hem Berk ne güne duruyor. Onla gelseydin madem yalnız kalmaktan ve benle buraya gelmekten sıkıldıysan!

- Berk mi!? O benim sevgilim değil ki! Büşra sen mal mısın? Ne saçmalıyorsun? Hem Berk ne alaka ya ! Gelen garsona az yavşamadın !

- Ben mi garsona yavşadım! Sadece bir sipariş aldı yaa!

Tam ağzımı açacakken yine o Can denen taş garson geldi. Bu sefer siparişleri getirmişti.

Kahvelerimizi bitirdikten sonra sahile yakın bir alış veriş merkezine gidelim. Hazır akşama Jack Daniels de alıroz belki dedik.

Biz kafeden çıkıp arabaya bindiğimizde Çağla aradı. ( Piremsesim )

Birşeyler  yapalım diyecekmiş. Büşra yla birlikte olduğumuzu söyledim ve Çağla yı da davet ettim ama gelmek istemedi. Nedenini bilmiyorum ama Çağla Büşra'dan pek hoşlanmaz. Birbirlerine biraz zıttırlar ama bu  bizim ilişkimizi hiç bozmadı. Ciddi bir kavgaya da sebep olmadı.

Ben böyle düşüncelere dalmışken geldiğimizi fark ettim. Garip olan yol boyunca hiç konuşmamıştık. Demek ki Büşra da benim gibi birşeyler düşünüyordu.

Alış veriş merkezinde ilk başta içki satan bir mağazaya girip Jack Daniels aldık.

Sonra sinemaya girmeye karar verdik. O kalabalık bilet kuyruğunda iki saat bekleyip biletleri aldıktan sonra  bir de mısır kuyruğuna girdik. Orda da iki sat oyalandıktan sonra salona geçtik.

On dakika sonra film başladı ve mısırlarımızı alıp koltuklarımıza yerleştik. Reklamlardan dolayı telefonlarımıza sokulduk.

Yaklaşık on dakika sonra film başladı zaten...

Filmin birinci kısmı bitti ve Büşra'ya haber verip tuvalete gittim. Tam tuvaletin kapısını açacakken birden biri sertçe ağzımı kapattı ve beni sürüklemeye başladı...


APTAL AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin