Rosé, Jennie'nin bileğini tutarken seslendi "Jennie!"
Chaeyoung ile fiziksel temasındaki tanıdık his ile, Jennie arkasını döndü
Ama Chaeyoung burda ne yapıyordu? Tamda kahve dükkanını kapatmak üzereyken?
Jennie, gözlerini Chaeyoung'unkilerden alamadığı için bir tepki olarak yavaşça kaşlarını kaldırdı; o koyu kahverengi gözler çok yaygın ve sıkıcı olabilirdi ama Jennie için değil.
Bütün gün boyunca Chaeyoung'un gözlerine bakabilirdi çünkü gözlerinde sadece renk dışında bir şeyler vardı.
Farklı bir ışıltıları vardı, sadece Chaeyoung'a ait özel bir şeyler vardı içlerinde. Kelimeler ile anlatmak pek mümkün değil ama o hissediyordu. Jennie o ışıltıyı hissediyordu, sadece Chaeyoung'un gözlerine baktığında hissettiği şeyi."Be-benim için biraz kalma ihtimalin var mı? Sadece biraz daha?"
Jennie'nin planları vardı ve çok geç kalmıştı ama bu düşünceleri unuttu önemli şeyler değillerdi ama Chaeyoung. O önemliydi.
"Senin için kalacağım." Jennie Rosé'ye minik bir gülümseme verdi, Rosé'de ona.
Tristan ile araları da olan şey başlamadan önce oturdukları gibi oturdular. Jennie, Chaeyoung'un sevdiği vanilyalı pasta ve kahve getirdi.
Chaeyoung kahvesinden küçük bir yudum alırken sessizce "Teşekkür ederim." Gözlerini kapattı ve sadece Jennie'nin kahveye katabileceği
sıcak,tatlı sakinleştiriciği hissetti.Chaeyoung kahve bardağını bırakırken iç çekti ve gülümsedi.
"Ben, ben... üzgünüm" Rosé tekrardan onun gözlerinin içine bakmanın bu kadar zor olacağını düşünmemişti.
Chaeyoung, Jennie'yi incittiğini biliyordu. Gerçi son bir ay boyunca kendini çok suçlu hissediyordu sadece Jennie ile konuşabilmek için istiyordu. En azından sadece Jennie'e bakabilmek istiyordu.
"Tamam acele etme. Zor olduğunu anlıyorum ama sakın kendini suçlu hissetme. Ona aşık olman senin suçun değil."
Jennie Chaeyoung'u rahatlatmak için eline ulaştı. Jennie'nin altındaki eli rahatladı.
"Ona hiç aşık olmadım. Tanrım! Aşkın ne olduğunu bile bilmiyorum. Korkunç bir adamdı, onun bu tarafını neden göremedim bilmiyorum. Üzgünüm Jennie o kadar ani çekip gitmem seni üzmüş olmalı, hepsi benim aptallığım yüzünden. Bu zamana kadar yaşadığımız anılar üzerine benide incitti, fark etmem uzun sürdü ve bunun için özür dilerim."
Chaeyoung ağlamaya başladı, yüzünde göz yaşları ve suçluluk duygusu kalbini eziyordu.
Jennie, Chaeyoung'un yayına gitmek için hareketlendi ve Chaeyoung'un göz yaşlarını sildi.
Jennie incinmişti ama Chaeyoung için güçlü olmak zorundaydı. Her şeyden önce Rosé'nin ağladığını görmek fazla kırıcıydı.
"Park Chaeyoung. Rosé. Sorun değil seni bu şekilde görmek beni daha çok incitiyor. Bunun bir hata olduğunu biliyorum ve haklısın. Acı çekiyordum ama sorun değil. Herkes bir şekilde hep acı çeker aksi takdirde hayat nedir ki?"
Chaeyoung kafasını Jennie'nin omzuna koydu ve birdenbire dışarıda yağmur atıştırmaya başladı.
İkiside sessizce bir süre pencereden dışarıyı izlediler. Bir yağmur damlası düştü sonra bir tane daha.