Başlangıç

430 24 3
                                    

Kapı her zaman ki yavaşlığı ile usul usul açıldı.Her zaman olduğu gibi annesi yavaşça yaklaştı."Oğlum.Oğlumm.Kalk hadi evladım saat 7 oldu." dedi.Kalktığını belli eder gibi bir hareket yaptı.Annesi hafifçe doğruldu ve geldiği gibi yavaş ve sessiz adımlarla terk etti odayı.Uykulu gözlerini hafifçe araladı.Siyah gözleri ile odanın tavanını hafifçe süzdü.Kalkmak içinden gelmiyordu ama kalkması gerekiyordu.Okulun başlamasına az bir vakit vardı.Elleri hemen yanı başında ki biraz eski ama iş gören perdeye doğru hızlıca gitti.Perdeyi,yerinden kıpırdamadan itti.Perde açıldıktan sonra karanlık oda aydınlandı.Kalkması gerektiğini hatırlatan bu ışık kümesi suratını da sert bir şekil de aydınlatıyordu.Odaya nazaran daha yeni olan yatağından kalktı.Odası sade,eski lâkin düzenliydi.Yataktan kalkıp,ayağının soğuk betonla bütünleşmesine izin verdi.Karşıda ki kahverengi fakat rengi hafif hafif solmaya yüz tutmuş olan masaya gözleri kaydı.Yavaş yavaş hareket ederek,formasını isteksiz ama özenli şekilde giydi.Elleri beyaz kapının eski kulpuna gitti.Kapıyı aralayıp ağır adımlarla mutfağa doğru ilerledi.

Annesi bir şeyler hazırlamış ve evden çıkmıştı.Babasını kaybedeli 4 ay olmuştu fakat o ilk günden bu yana herşeyi içine atmıştı.İlk hafta okula gitmemişti.Daha fazla bu gerçekten kaçamayacağını biliyordu ve bugünü doğru zaman olarak belirlemişti.Babasının son sözleri aynı zamanda oğlundan son isteği olmuştu.Bu isteği,gerçekleştirmesi gerektiğini düşünüyordu.Bir zamanlar başarılı bir öğrenciydi fakat bu öğrencilik 25 Mayıs günü onun için son bulmuştu.Babasının isteğini yaz boyunca düşünmüş ve annesine de bakması gerektiği gerçeğini kavramıştı.

Kahvaltı etmek içinden gelmemiş ve bir kaç dakika masada oyalanmıştı.Hafifçe sandalyeyi geri çekti ve yerinden kalktı.Kahvaltıları elleriyle geri buzdolabına yerleştirdi.Düzenli ve 4 ayda baya eskimiş gibi duran eve tekrar tekrar baktı.Babası iflas ettiğinde,ilk gün geldiklerinde durduğu gibi duruyordu.Baktı,baktı,baktı... Bu bakışma sırasında beyninde gerçekleşen buğulu düşencelerden kurtulamamıştı.Telefon çalması ile kendine geldi.Telefonun ekranına baktı.Arayan İlkerdi.Okul başladığından bu yana ısrarla her sabah aynı vakitte aramıştı fakat o ısrarla açmamıştı.Yine aynı şekilde açmadı.Demir olan kapı usulca açıldı ve uzun zamandır dışarıya çıkmayan birine göre cesurca ilk adımını attı.

Sokakta ilerlerken bir ruh gibi yürüyordu.Tüm mahalle onun durumunu bildiği için hüzünlü ama umutlu gözlerle onu süzüyordu.O en yükseği de,en dibi de yaşamış biriydi.Zenginlik veya fakirlik onu hiç bir zaman değiştirebilecek şeyler değildi.Bu yaz belki de tüm arkadaşları için aydınlıkken,onun için hiç aydınlanmayan bir karanlıktı.Aylarca perdeyi bir kez olsun aralamamış,bir kez olsun dışarı bakmamıştı.Yaz herkes için sıcakken onun için soğuktu.Tüm yaz herkes sıcaktan bunalırken,onun her dakikası üşümekle geçmişti.Hayatı önceleri huzurlu,mutlu gibi olmasa da şu ana nazaran öyleydi.Babasını çok severdi.Bir kez olsun ters kelime etmemiş hatta babasıyla konuşurken ses tonunu bile yükseltmemişti.Eskiden yürürken huzur veren bu renkli mahalle artık karanlık bir toz bulutu gibiydi gözünde.Eskiden altında uzandığı ağacı hatırladı.Ne kadar da huzur veriyordu bir zamanlar.Altına uzanır ve yaprakların hışırtısını saatlerce dinlerdi.O ağacın altında ne şiirler yazmıştı.Sevdiği kızla ilgili hayallerini hep orda kurmuştu.

Bazı insanlar,ne olursa olsun dâimi bir mutlulukla yaşardı.Ne olursa olsun gülmeyi bırakmazlardı.O biraz daha farklı biriydi.İçinde fırtınalar kopsa dahi insanlara belli etmezdi.Az da olsa eskiden gülerdi ama her zaman kapalı kutu gibiydi.Eskiden,çok açık biriyken sonraları kapalılığı seçmişti.Güvenip tutunduğu herşey onu bırakmış ve fırtınaların ortasında kalmıştı.Çok sorunu olmuştu ama yardım edeni olmamıştı.

Düşünceler içinde yürürken bir ses yükseldi arkadan."Yiğit."

HİÇ' SİZLEŞMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin