Ağaçlar yaprak dökmeye başlamış,hava eskisi gibi insanları bunaltmıyor.Tatilde ki o neşeli çocuk sesleri artık yerini sessizliğe bırakmış,rüzgarın sesi amacı doğrultusunda kuş seslerini aratmıyor.Sevginin,aşkın ayları yerini hüzün ve ayrılığın aylarına bırakıyor artık.Yazın gülen,eğlenen onca insan artık sonbaharla birlikte üzülecek.Büyük,vefakâr ağaçlar o hüzünlere belki de ev sahipliği yapacak.Gözyaşlarıyla ıslanacak.Genelde böyle olur.İlkbaharda,yazda filizlenecek sevgiler,aşklar lâkin sonbaharda yaprak dökmeye başlıcak.Duygular ufak ufak körelecek ve kış ile birlikte tamamen yapraksız kalacak.Çıplak.Yalnız... Sadece sevgililer için söylemedim bunları.İnsanların hayatları da böyledir.İlkbahar,yaz mutluluk demek daha basit bir tanımla aydınlıkken,sonbahar artık o oluşan bütün herşeyin son demleri olur.Kış ise tamamen sonu.Yiğit içinse bu durumlar devre dışı.4 mevsim kış onun için.Gün aydınlanmıyor,gecenin karanlığı dâimi gibi.
Gün içinde yaşadıkları beyninde bir film gibi geçiyor,değerlendirme yapıyordu.Hava hafif hafif kararmış ve yağmur çiseliyordu.Umursamazca yavaş adımlarla yoluna devam ediyordu.Mahallenin başına varmıştı.Evleri,denizcilere parlayan o ulaşılması zor kara parçası gibi parlıyordu.Lamba açıktı.Annesi eve gelmiş demekti bu.
Duvara hafifçe yaslandı.Kapıya bir kaç kez vurdu.Kapı aceleyle açıldı.Annesi ıslandığını bildiği için elinde havluyla açmıştı kapıyı. Havluyu hemen eline sıkıştırdı.Birşey demeden aldı havluyu,odasına yöneldi.Odasına girdi ve üstünü değiştirdi.Kendisini yatağa bıraktı.Gözleri kapalı babasıyla olan anılarını hatırlamaya çalışıyordu.Babası müthiş biri değildi belki ama ailesine hiç bir zaman birşey yansıtmamıştı.Babasının en yakın arkadaşı hatta ona ikinci babaymış gibi davranan adam bile babası battığında aramamış,sormamıştı.Öldüğünde ona babasının sandığı gibi biri olmadığını söylemişti.İnanmamıştı.İnanmaması normaldi.İnsan,en çok sevdiği insanlara karşı kör olurdu.Hatalarını görmezdi,göremezdi.Görmek istemezdi.
Annesi kapıyı tıklatıp açtı."Oğlum,yemek hazır." dedi yorgun bir sesle.Kafasını "Tamam" anlamında salladı.Yataktan doğruldu ve kapıyı aralayıp mutfağa doğru yürüdü.
Yemeğini yerken annesini de detaylı gözlemlemişti.Uzun süredir annesi ile fazla konuşmuyordu.Çalışmak onu çok yoruyordu belliydi.Hasta gibi de bir hali vardı ama belli etmemeye çalışıyordu sanki.Annesi bir kaç ay içinde çok yaşlanmıştı,çökmüştü.Bu duruma daha fazla katlanamayacağını anladı.Konuşmaya çalışsa anlatmayacağı için masadan kalkmak daha mantıklı geldi."Eline sağlık." dedi sadece."Afiyet olsun." dedi annesi gülümseyerek.
Güneş her zaman ki usulluğu ile içeriyi ısıtmakta ve aydınlatmaktaydı.İlk defa kendisi erken uyanmıştı.Yataktan doğruldu ve okul formalarına doğru hareket etti.Okul formalarını giydikten aonra kapının beyaz kulpuna hafifçe bastırarak kapının açılmasını sağladı.Mutfağa bir not yazıp bıraktı erken çıktığına dair.Dünkü İlker'in sözlerini hatırladı ve mekana doğru yürümeye başladı.
Eski pahalı ve havalı görünümü kalmamış hatta harabeye dönmüştü koskoca spor salonu.Hiç düşünmeden içeri girdi.İçeriden sesler geliyordu,hep yaptığı gibi sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlamıştı belli ki.Kapıyı tıkayıp içeri girdi.
"Sonunda bizi hatırlayabildin mi aslanım?" dedi gülerek.Ne pişkin bir adamdı.Zamanında kendisi bırakmasını ister gibi konuşup bıraktırmıştı boksu."Kusra bakmayın hocam,bazı sorunlarım vardı." dedi. Gülümsemesi soldu."Biliyorum.Başın sağolsun,duyduğumda çok üzüldüm.Geldim ama sen yoktun." dedi ciddileşmiş bir şekilde."Sağolun." dedi sadece hissiz bir şekilde." Seni niye aradığımı ve buraya çağırdığımı merak ettiğini biliyorum.Biraz kötü şeyler yaşadık ama tekrardan açabildim burayı.Eğer tekrardan devam etmek istersen her zaman beklerim ama boks ile ilgilenmiyorum artık.Sokak dövüşleri ile uğraşıcağım eğer paraya ihtiyacın varsa senin için bir fırsat.Bu yüzden seninle bir görüşeyim dedim. " dedi tek nefeste heyecanla.Nasıl heyecanlanabiliyordu böyle bir duruma.
Annesi yoruluyordu ve yetemiyordu eve.İyi bir şans olabilirdi para kazanma açısından lâkin kazanma şekli iyi değildi.Düşünmesi gerektiği kanaatine vardı." Ben bir düşünmeliyim hocam.Okul saatim yaklaştı,gitmem gerek.Kolay gelsin " dedi." Nasıl istersen aslanım,görüşürüz. " dedi hocası bozulmuş bir sesle.Hızlı adımlarla terk etti salonu.Okula doğru düşünceli adımlarla yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇ' SİZLEŞMEK
RomantizmŞehrin kalabalığında hiç yalnızlık hissine kapıldığınız oldu mu? Gecenin karanlığında dâhi bir umutla aydınlığı beklemediniz mi? Sıkıntıların ortasında,dertlerin odağında bir hayatınız oldu mu? Bu hikaye, hayatlarımızın zorluğunu gün yüzüne vuracak...