Sabahın erken saatlerinde Hüseyin abinin aramasıyla kalkmıştım. Bugün tadilat günü olduğunu unutmuş olsam gerek. Hemen giyinip abimle beraber Hüseyin abiyle buluşmaya, mahallemizin kahvecisi Orhan dayının yanına gittik. Birer çayımızı içtikten sonra çarşıya doğru yolakoyulduk. O sırada abimle Hüseyin abinin konuşmasına istemden de olsa kulak misafiri olmuştum:
Abim- Hüseyin abi neden bu kadar destek çıkıyorsun? Neden bu kadar yardım ediyorsun?
Diye sordu ama garibime giden nokta abimin bu soruyu sorması değil, Hüseyin abinin hafif tebessümle hiç cevap vermemesiydi. Abim fazla üstüne gitmeyerek konuyu değiştirmişti. Bende abimle aynı soruların meraklısıydım. Nihayet çarşıya varmıştık. Hüseyin abi hazırladığı listeyi boyacıya bıraktıktan sonra bizi merkez spor salonuna götürdü. O kadar büyük ve güzel bir yerdiki insanın orada kalası geliyordu. Çok fazla kalamadan telefon geldi. Hüseyin abiye malzemeler hazır demeleriyle ayaklanmamız bir oldu. Öyleki bitek ben değil hepimizde heyecanlıydık. Malzemleri alıp mahallemize doğru yolakoyulduk. Şirin salonumuza gelmiştik. Ne zamandır kullanılmayan neredeyse harabeye dönmüş ve her gün o yerde antreman yapmaya çalıştığımız yeri şekle sokmanın zamanı gelmişti. Tüm yerleri süpürüp, temizledikten sonra boya için babamdan yardım istedik. Babam bizi kırmayıp boya işlerini aldı. Spor salonumuz aynen gökyüzü kadar çekici ve saf olsun diye ona açık mavi rengini seçmiştik. Akşamın oluşuyla Hüseyin abi yorulmuşa benziyordu. Anlaşılan paydos vakti gelmişti. Tadilatımızın ilk günü tamamlanmıştı. Yorgunluktan nasıl yattığımı anlamamışım. O kadar yorulmuşum ki öglene kadar yatmışım. Gözümü bir açtım saat 12:30, kalkıp yemek yemeden şirin salonumuza koştum. Spor salonumuzda babam, Atlas abim, Hüseyin abi ve arkadaşları spor salonunu onarıyorlardı. Babam gülerek "günaydın sporcu" dedi. Demekki herkesin keyfi yerindeydi bende hemen işin ucundan tuttum ve şirin salonumuz tamamiyle tamamlanmıştı. Bundan sonra isteğimiz kadar, imkanlarımızda vardı. Aynı sırada aklımdan hiç çıkaramadığım mülakat sınavınıda unutamıyordum elbette. İyi bir dinlenme sonunda yarın hazırlanmaya başlıyacaktık. Şaka gibi geliyordu, çevremdeki insanların( ailemin, Hüseyin abini ve mahallelilerin ) arkamda bu kadar durmaları. Ama bunlar beni daha da motive ediyor dahada iştahlandırıyordu. O kadar iyiliklerinden sonra babama, Hüseyin abiyi yemeğe davet etmesini istedim. Hüseyin abi bizi kırmayıp geldi. Annemin güzel ellerinden içli köfte ve basalla yedik. Ardından çayla beraber Hüseyin abiyle hedeflerimi ve antreman planlarımı konuştuk. Yemeğin ve yorgunluğun etkisiyle göz kapaklarımla cebelleşiyordum ama tatlı bir yenilgiye uğramıştım. Hüseyin abinin gitmesiyle uyku zamanı gelmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPOR AŞKIN GIDASIDIR
Teen FictionSPORU SEVEN BİR GENÇ, ONU BEKLEYEN SÜPRİZLER VE HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDAKİ YOLLAR...