Sabah olmuştu Mutlu neredeyse son 10 dakikasını benim kapımın önünde geçirmişti aşağı inmemi söylüyordu ve kapıyı kitlediğimi sorgulamıştı içerde Yankı'yla beraber olma ihtimalini bile söylemişti gerçi neden olmasın onu bu düşüncelerinden kurtarmak için kendime bakmadan kapıyı açtım Mutlu bana bakmıştı şaşırmıştı hatta ne olduğunu sorucaktı ama vazgeçmiş gibi dudaklarını kapattı bende aşağı indim herkes mutfaktaydı ben indiğimde bir bana bir dağılmış saçlarıma bir şişen gözlerime bakıyorlardı ne olduğunu merak ediyorlardı emindim.
Işık sessizliği bozup "Helin Günaydın Lâl çok güzel şeyler yaptı hadi gel otur soğumadan ye." demişti oturdum hala herkes bana bakıyordu.
Dayanamayıp "Sanki hortlamışımda bundan benim haberim yokmuş gibi bakmayın bana." diye çıkıştım hepsine
Mutlu da gelmişti "Helinski zaten öyle gibisin-" dediğinde Bartu onun karnına dirseğini geçirmişti
"Mutlu yine çok konuştun!" demişti Yankı o sırada bir kolunu omzuma atmıştı öyle sarılıyoduk ve o benim saçlarımı kokluyordu bişeyler ağzıma atıp televizyonun orda olan büyük koltuğun oraya geçmiştim 1 saat sonra yanıma biri oturdu omzuma battaniye gibi bişey attı gelen Bartu'ydu anlaşılan Yankı onu göndermişti
Bartu beni kendisine çekip sarıldıktan sonra " Neyin var Helin sabahtan beri iyi değilsin akşam bişey mi oldu ? Bak içerdekikerden çekiniyosan bana anlat sen benim kardeşimsin hem bunun için söz vermemiş miydik biz?" diye sormuştu gelen mektupları anlatmıştım ona anlatmalı mıydım peki.
Söze "Bartu biliyorum söz verdik-" bana yalvaran gözlerle bakınca bi anda "Ben akşam yatağın üstünde bir mektup buldum" yalvaran gözler soran gözlere dönmüştü "Yine ondandı ve bu seferki başkaydı üstünde her zaman Helin'e yazarken şimdi Güzel Kızım'a demiş etkilendim heralde kabus gördüm sen Yankı ve Koza beni onun evine bırakıyorsunuz sonra kalktım bir daha da uyumadım işte" Bartu derin bir düşünceye dalmıştı gözleri tekrar bana döndüğünde
" O mektup oraya nasıl gelebilir ki Helin? Hepimiz evdeydik gelse seni alıp gitmez miydi ya da en azından birimize zarar vermez miydi?" sorduğu soru mantıklıydı ne düşündüyse bi anda aklına bişey gelmiş gibi içeri gitti
"Ulan ebeni siktiğimin şerefsiz köpeği" diye bağarmıştı Bartu direkt onun yanına gittim herkes oradaydı ve Baruyla Kozanın arasına girmeye çalışıyolardı
"Bartu dur noluyo bırak Kozayı" diye ayırmıştı Yankı bi bana bi Bartuya bakıyordu
"Lan manyak ruh hastası boksör tipli nabıyon sen" diye Koza da sinirle Bartuyu itti. En sonunda aralarına girerek
"Ya bi durun bi sakin olun" dememe rağmen Bartu
"Sen koydun dimi o mektubu o yatağa" diye bağarmasıyla birlikte Koza ve Yankının bakışları bana döndü
"Ne mektubu Helin Bartu ne diyor?" Yankı yanıma gelip sorular soruyordu bende herkesi salona götürüp herşeyi anlattım
"Bu imkansız eve girmesi imkansız Koza'nın da koyması imkansız eve gelir gelmez direkt duşa girdik ve yemek falan yapıp yedik" diye çıkıştı ışık
"Işığa katılıyorum sürekli yanımızdaydı ne ara koymuş olabilir ki bu çüküm tipli?" diye Işığa arka çıkmıştı Lâl bizi izliyor bir tepki vermiyordu
"Ya biz evde yokken koyduysalar?" diyen Yankı benim yanıma oturup sanki herkesten korumak istiyormuş gibi sarıldı Koza araya girip
"Bak koca oğlan Helin benim Kardeşim! Ona zarar vericek hiç birşeye izin vermem yapmam da!" Şaşırmıştım Kozadan bunu beklemiyordum Bartu'nun bakışları bana dönmüştü bişey dicekken vazgeçmişti ve gitmişti Işığın telefonu çalmaya başlamıştı ve başka odaya geçmişti Koza da sinirle bir sağa bir sola dönüyodu beni bu kadar önemsemesi şaşırtıcıydı Mutlu mutfaktaydı o da şok olmuştu arada sırada beni güldürmeye geliyordu ama ben Yankı'nın omzunda uyuya kalıcaktım nerdeyse en iyisi oydu sanırım güven veren bir omuz en son hissettiğim şey üstüme örtülen bir battaniyeydi...
Seslere uyanmıştım ama bu sefer Yankının dizindeydim Işık ve Bartu ayaktaydı Mutlu ve Koza sinirden kıpkırmızı olmuşlardı Yankı kasılmış bir şekildeydi ama dizinde yattığım için hareket etmek istemiyordu direkt ayağa kalktım "Noluyo? Noldu biri anlatsın!" hepsi bana bakıyordu ama hiçbiri konuşmuyordu ve aşırı sinirimi bozuyolardı birden duyduğum cümleyle kaskatı kesildim