Bölüm 3

54 6 0
                                    

"i can show the world ~ Shining, shimmering, splendid....." Mark, ona dikkat etmediği için dalmış olan en iyi arkadaşını kızdırmak için şarkı söylüyordu.

"Kapa çeneni yoksa dişlerini kırarım."  Taeyong ona bağırdı. Mark kalbi kırık mavi saçlı çocukla alay etti.

"Yapmayacaksın. Beni seviyorsun."  Neon saçlı çocuk, homurdanan güzelliğe dilini çıkardı.  Ama saat geç oluyordu ve annesi endişelenmeye başlamadan önce eve gitmesi gerekiyordu.

Mark, Donghyuck'u yolda dudaklarını ısırırken ve kaybolmuş görünerek buldu, sevdiği çocuğu görmezden gelmeyi seçti.  Yine de, böyle bir pislik olduğu için kendini suçladı bu yüzden çocuğun iyi olup olmadığını görmek için arabayı geriye sürdü.

"İçeri gir. Seni eve bırakacağım."  O teklif etti.  Genç ona şüpheyle baktı ama yine de içeri girdi.

"Sana güvenebilir miyim?"  Donghyuck arabanın kapısını kapattı.

"Seni becermeyeceğim, o yüzden çeneni kapa! Lucas senin erkek arkadaşın olsaydı, koca göt erkek arkadaşını kontrol etmesi gerektiğini bilmeliydi.Hıhh."  Mark bir kez daha arabayı sürerken homurdandı.
Taeyong kararan koridorlarda yürürken kadın öğretmenine selam verdi, gizlice takip edilme duygusu güzelliği rahatsız etmeye başladı.  Johnny Sue'nun pis kollarıyla yüzleşmek istemeyerek koşmaya başladı.

"Kısa bacakların seni daha uzağa götüremez."  diye mırıldandı Taeyong olabildiğince hızlı koşmağa başladı. Kanı dondu, Johnny çok yakındı ve bugünlük işinin bittiğini biliyordu.  Sendeleyerek sıcak, sert bir göğüse çarptı.  Tanıdık parfüm.  Jaehyun?  Düşündü ve çocuk haklı mıydı?  Gerçekten de kocasıydı.

"Sorun nedir?"  Jaehyun'un sesi endişeliydi.  Taeyong, dudaklarının arasında yanan bir sigarayla ışığa gelen devi işaret ederken öğretmenin arkasına saklanarak yutkundu.

"Tae güzelim çık dışarı."  Johnny önündeki sakatı görmezden gelerek sırıttı.  Taeyong, kocasının belini sıkıca tutarak tutarsız sözler mırıldandı.

"Seni ailene şikayet edeceğim. Hemen terk et burayı."  Jaehyun'un sesi hakimiyet ve köpüren öfkeyle derinleşti.  Gençin tenine titreme gönderdi.  Johnny hırladı öğretmenin koltuk değneklerini tekmeledi ve koşarak ordan ayrıldı.

Jaehyun büyük bir zorlukla koltuk değneğini geri aldı ve mavi saçlı çocuğu arabaya götürdü.  Yol her zamanki gibi sessizdi, Taeyong arada bir burnunu çekiyordu.

"İyi misin?"  Jaehyun muhteşem güzelliğe baktı.  Küçük olan, eve vardıklarında hafifçe başını salladı.  Taeyong, duş almak için yukarı çıkarken büyük olanı yalnız bıraktı ve muhtemelen bu en kötü günlerden biriydi.

Jaehyun karşı banyoda işini bitirdi, yerleşmek üzere olduğu rutinini bitirdikten sonra Taeyong sadece bir havluyla çıktığında kesinlikle bir tanrıça gibi görünüyordu.  "Taeyong dikkatli ol!"  Jaehyun uyardı ama çocuk onu duymadı, Taeyong okul çantasına takıldı ve yüz üstü düşdü. Mavi saçlı çocuk, gözleri kısılarak acılı düşüşü bekledi.  Bir sonraki an Jaehyun yanağına sert bir tokat indirildi ve sertçe itildi.

Öğretmen sadece yardım etmek istemişti düşüp kendine zarar vermesini önlemek için serbest kolunu güzelin etrafına sardı.  Bu da gencin öfkeyle tepki vermesine neden oldu.

"Üzgünüm sadece seni kurtarmak istemiştim tacını  kırmış olabilirdin."  Jaehyun topallayarak odadan uzaklaştı.

Oturma odasında tek başına televizyonda kanalları çevirmek Jaehyun'u yalnız hissettirdi.  Sık sık yalnız yaşıyordu, gerçi kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemişti.  Gözyaşlarını çabucak sildi ve altın çerçeveli camını burun köprüsüne sabitledi.  Bacağı, sakat bacağı ona sadece talihsizlik ve üzüntü getirmişti.  Taeyong belli ki, yaşlı ve topal olduğu için ondan nefret ediyordu.

"Neden bu kadar geç kalktın?"  Jaehyun, Jumbo peluşunu sadece bir boksör ve kocaman bir tişörtle giyerek kucaklayan çocuğa sordu.  Taeyong, su almak için çıkarken yaşlı olanı görmezden gelmişti. Jaehyun içini çekti, anlamalıydı, asla bir cevap alamayacaktı.

Okul aynıydı, çok fazla istenmeyen gürültüyle meşgul ve telaşlıydı.  Jaehyun bakışlarını düzelttiği kitaplardan kaldırdı.  Kocası Mark'a kıkırdadı, bu çok hoş bir görüntüydü.  Öğretmen başını sallayarak içini çekti, ne denerse denesin Taeyong onu gibi bir erkekten hoşlanmayacak.  Ve bir sakat böyle muhteşem bir insanı mutlu edemez.  Mark, mavi saçlı çocuğu Jaehyun'un yapabileceğinden çok daha mutlu etme potansiyeline sahip genç bir çocuk gibi görünüyordu.

"Yeri ödevleri benim için topla."  Jaehyun sınıf başkanına kendisine bir iyilik yapması için gösteriş verdi. Kız gülümseyerek başını salladı ve kitabları toplamağa  başladı.

"Off Çok ağır!!"  Yeri kitablara bakarak homurdandı. Öğretmen onları kontrol etdi ve saydı.

"Yeri canım onları benim için öğretmenler odasına götürür müsün?"  Jaehyun, kanepedeki sıkımış ve oturmaktan şişmiş bacağının incinmesine rağmen gülümsedi.

"Tabii efendim! Sol yanağınız neden morarmış efendim?"  Endişeyle sordu.  Öğretmen gülümseyerek başını salladı.

"Karım bana kızdı. Şimdi gitmelisin."  Jaehyun kıza gitmesi için eliyle kapıyı işaret etti ,bakışları Mark'a anlattıkları konusunda çok heyecanlı görünen kocasına kaydı.  Onun en iyi arkadaşı.

"Seni bırakacağım. Seni özgür bırakacağım."  Jaehyun kendi kendine söz verdi, Taeyong genç ve masumdu, kesinlikle onun gibi sakat yaşlı bir adamı hak etmiyordu.  Mark, muhteşem anime güzelliği için mükemmel bir eşleşmeydi.

"Sınıf! Birkaç dakika erken çıkacağım. Sessiz olun."  Jaehyun gülümsedi kitablarını topladı koltuk değneğini sıkı bir şekilde tuttu ve koltuk altına yerleştirdi topallayarak uzaklaşırken fark etti .Kalbi acıyor, çok acıyor.

Yakışıklı esmer, buna aşk mı denildiğinden, yoksa bir erkeğe olan etkilenme mi emin değildi?  O bilmiyordu.  Annesi bu evliliğe acele etmeseydi işler daha farklı olabilirdi.  Belki o zaman birbirlerini seveceklerdi.  Yüksek sesle gevezelik eden çocukların olduğu kalabalığın ortasında topallayarak içini çektiğini bilmiyordu.


  Yüksek sesle gevezelik eden çocukların olduğu kalabalığın ortasında topallayarak içini çektiğini bilmiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu hikayede Jaehyuna o kadar üzülüyorum ki, çevirirken bile acaba neden böyle yazılmış diyorum😢😢

Captivate me (jaeyong) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin