⚛️
Jeon Jungkook, tren garındaki banklardan birine oturmuş, Seoul'den gelecek olan trenin perona varmasını bekliyordu.
İstasyonun her yerine asılmış çirkin, yuvarlak duvar saatlerinde birkaç dakika kaldığını gösteriyor olsa da içindeki heyecan yüzünden hiç gelmeyecek gibi hissediyordu o birkaç dakika. Taehyung'un ona hislerini açmasının üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmişti, hâlâ onun tarafından seviliyor olduğuna inanamıyordu. Jungkook, ne kadar Taehyung onların şakalarına ayak uyduruyor olsa da onun kendilerinden oldukça farklı, olgun bir çocuk olduğunun farkındaydı. Kelimeleri, düşünceleri, davranışları ile kendini öylesine güzel ifade ediyordu ki, belki de Jungkook'u ona aşık eden bunlardı.
Trenin perona yaklaştığı anonsunu aldığında yanına bırakmış olduğu sırt çantasını omzuna astı, ayaklanarak perona yakın bir bölgeye ilerledi. Trenden inecek yakınlarını beklemekte olan diğer insanlar da kendisi ile birlikte hareketlenmişti. Tren peronda durdu, kapılar açıldı ve insanlar inmeye başladı. Gözlerini uzun trende gezdiriyor, sevgilisinin tanıdık yüzünü arıyordu ama kalabalım arasında onu seçebilmek oldukça zordu. Bazen birini benzetiyor ama o kişinin haylaz tavırları, benzerlik olmadığını haykırıyordu. Pes ederek cebindeki telefonu çıkardı, onu arayarak nerede beklediğini söylemek daha mantıklı görünüyordu.
"Sevgilim."
Hemen yanında ona seslenen Taehyung'u duyduğunda ani bir çığlık attı, birkaç kişi ona dönmüştü. Taehyung kulağına eğilmiş, en hassas olduğu noktaya yaklaşarak seslenmişti ona. Arkasını döndüğünde Taehyung'u kollarını açmış, ona sarılmak isterken bulmak gülümsemesine sebep oldu. Kollarını sevgilisinin boynuna doladı. Beline dolanan eller ile olması gereken tek yerdeymiş gibi hissediyordu. Taehyung'un kolları, onun olmak istediği, ait olduğu yerdi. Boynuna değen sıcak dudaklar, kıkırdayarak geri çekilmesine sebep oldu. "Saçların çok tatlı duruyor, bebek gibi göstermiş seni." dedi Taehyung, belindeki ellerinden birini çekmiş, Jungkook'un babasının gazına gelerek boyamış olduğu mor saçlarını okşuyordu. Jungkook yeniden ona sıkı bir şekilde sarıldı, İlsan'a gittiklerinde bunu çok fazla yapmak istemiş lakin onun rahatsız olmasından endişe etmişti.
İstasyondan ayrılarak bir taksiye ilerlediler, çantalarını bagaja koyarak arka koltuğa oturdular. Taehyung tüm bedenini ona çevirmiş Jungkook'u izlerken utanmış hissediyordu. Jungkook ailesinde, sayılı arkadaşları arasındaki ilişkilerin hepsinde baskın taraf kendisi olmuştu. Taehyung ona böyle bakıyorken kendini çok küçük hissediyordu. Onun her zaman kendisine karşı olan hassasiyetini seviyordu. Bir elini uzatmış saçlarını seviyordu yeniden. "Çok sevdin galiba?" diye sordu ona dönerek, Taehyung onu onayladı. Küçük olan tüm dövmelerine, piercinglerine, asi tavırlarına karşın bebek gibi geliyordu ona. En ufak bir hareketinin onu heyecanlandırmasından da hoşlanıyordu. Jungkook, sahip olabileceği en güzel şeydi Kim Taehyung'un.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
new romantics' yoonmin+taekook
Fanfictionaile gruplarına ev arkadaşlarını dahil etmek zorunda kalan jungkook ve jimin, aşkı da beraberinde getireceklerini bilmiyorlardı.