Son 3

83 12 4
                                    

 Multimedia ile okuyun...

Keyifli okumalar...

Kolumu sıkıyor,sıkıyor ve sıkıyordu.Ağlamamak için bastırdığım dudaklarımı zorlukla araladım ve ''Bırak beni.Hiç bir yere gelmeyeceğim.'' diye bağırdım.

      Çekiştirmelerin ve bağrışlarımın ardı ardı gelmedi ve bunun üzerine sertçe beni arabasına yasladı.Yüzüme yaklaştığında sinirlenmiş olduğu kasılan çenesi ve koyulaşan gözleri belli ediyordu.Bu durumlarda hep sinirlenirdi.Ben onu ezbere biliyordum.Herşeye rağmen sevdiğim adamı ezbere bilirken onun böyle yaparak beni paramparça etmesi adil değildi.

     ''Kes sesini ve arabaya bin.Kısa bir işimiz var.'' dediğinde nefesi tehlike kokmaya devam ediyordu.Kolumu kurtarmak için çaba göstermeye devam ettim.''Kendi işini kendin hallet.Tıpkı 4 yıldır yaptığın gibi.Bu hiç doğru değil.'' dedim.

  Kapıyı açtı ve hiçbirşey demeden beni içeriye itti.Vücudum heryere çarpıyor ve ardından sızlıyordu.Kendisi de arabaya bindikten sonra motoru çalıştırmaya başladı.Uzun bir süre camdan dışarıyı seyrettikten sonra ona dönerek seyretmeye başladım.O ise baktığımı farketmemiş yoluna devam ediyordu.

    Sonra bana bakarak arabayı sürmeye devam etti.''O gün..Neden bu kadar?Durumları buraya kadar getirecek kadar tepki verdin?'' diye sordu.Önüne dönerek direksiyonu bu sefer daha sıkı kavradığında boğuk sesimle karşılık verdim.''Peki sen neden onunla beraber oldun?'' diye sordum.

    Klasik bir erkeğin vereceği cevapla karşı karşıya kalmak istemiyordum.Arabayı sağa çekti ve benimle göz teması kurdu.''2 yıl olmuştu ve seni masumca öpememiştim bile.Sen çok fazla soğukt--'' derken kafamı salladım ve yanaklarımdan süzen yaşları silmemeye karar verdim.

    Onunla göz teması kurmak istemediğim için önüme bana bakarak ''Anlamıyorsunuz,ya da anlamak istemiyorsunuz,kalbinizi güzelliklere kapatmışsınız,dokunmadan sevmek nedir bilmiyorsunuz.Şimdi seni bir kere bile arayıp sordu mu? Oysa ki ben senin ses tonuna kadar özlüyorum...'' diyerek lafını böldüm.

   Kimse ona benim baktığım gibi bakmamıştı.Ona baktığımda gözlerinde sanki parlayan bir yıldız görüyordum ve sırf o yıldız parlasın diye diğer yıldızları öldürebilirdim.

  Devam etmeye başladı ağzını açarak. ''Sen bana göre değildin.Ben seni hakkedemezdim.Evet evet.Sen bana göre değildin.'' dediğinde.Yola devam ediyordu.

    ''Oğuz.'' dedim. ''Sus lütfen...''

   Beni umursamazcasına devam etti beni harap etmeye. ''Şiirlerin içinden gelen kadınlar vardır.Nefes alsa şiir,saçını dağıtsa mısra,gülümserse şiir olur.Sen şiir kadınsın.Ben...Ben ise devrik bir cümleyim ve sana şiir oldum.Lanet olsun ki şuan seni böyle görmek beni üzüyor.Lanet olsun ki senin bittiğin kadar ben de bitiyorum.Görmesende üzülebiliyorum.Ama şöyle bir lanet olası gerçek daha var ki dünyaya bir kez daha devrik cümle olarak gelsem,bir daha sana şiir olurdum.''

    Gözlerim yine içinde birikenleri kusmaya başlamıştı.

 Hıçkırıklarımın arkasından konuşmaya çalıştım fakat sesim 10 kat güçsüz ve sessiz çıkmıştı.''Oğuz sana o gün...O gün pişman olacağını söylemiştim.Bir bakış bile o zamanlar herşeyi anlatmaya yetiyorken şimdi kalbinde dolduran duygular kalbinde kalıcak.Kendi elimizle,içimizi cehenneme çevirdik.''

Bitmemiş bir kitap gibiyiz.Başı yazılmış fakat sonu olmayan.Sonu belli olmayan bu kitapta yarım kalacak hikayemiz.O,ben,hayallerimiz....

    Bu sefer ilk konuşan ben olmuştum.''Hani hatırlıyor musun? Bir kere gece yarısına kadar konuşmuştuk.Ben sana ayrılırsak üzülmeyeceğimi sen de yaşayamayacağını söylemiştin.Ne kadar yalancıymışız.Ben dağılmış bir şekilde rehabilitasyondan çıkıyorum sen ise yaşıyorsun.''

      Derin bir sessizlik yığını oluşan araba yaklaşık 10 dakika sonra,içinde mezarlık olan kalpler bulundurarak uçurumda durdu.Sıradan bir uçurum değildi bu.Tehlikeli olmaksızın aksine karşısında deniz ve turuncu bir güneş vardı. O kadar çok uykusuz kalmıştık ki güneş doğuyordu.

       Araba durur duramaz inmey yeltendim fakat güçlü,bir o kadar da yorgun el beni durdurdu.''Sana gitme demeyeceğim.Üşürsen montumu da al ama şu saatler günün en güzel saatleri.Lütfen yanımda kal.'' 

      Kafamı iki yana salladım ve siyah montu üzerime geçirdim.Hissizliğimi de alarak çıktım arabadan ve geldiğimiz uzun yolu yürümeye başladım.Arkada üzerimde olan boş bakışlar,kalbimi delip geçerken kalbimden geçenler aklımla uyuşmuyor,bedenime sığmıyor,duvarlara,kaldırım taşlarına ve ağaçlara çarparak geri dönüyordu çoğalarak.

   Şehir merkezine geldiğimde soluklanmak için gördüğüm ilk binaya girdim.Bina büyük salonlardan oluşuyordu.Herhangi bir salona kendimi attım.Salonun kapısını açtığımda yaşlı fakat dinç bir kadın bana şaşkınlıkla bakıyordu.İçeridekilerde ona eşlik ediyordu.Onları umursamayarak arkaya doğru ilerledim ve ben de plakta ki şarkıyı dinlemeye başladım.

     Eski plak cızırtı yaparak çalıyordu.Aklıma onu getirmekten başka birşey yapamıyordum.O,ben,hayaller ve elde var hüzün.Eski bir plakta şarkımız çürüyorken,bu küflü odada aklıma gelen tek şey O...

      Beni,beni aldattığı en yakın arkadaşım kadar sevmiyordu.Hala da öyle.Sadece üzülüyordu.Sevmiyordu.Sevdiği ben değildim,olamazdım zaten.Bugün onu izlerken,Aylin'i -beni aldattığı en yakın arkadaşım- düşündüğünü hissettim.Bana acırken,onu düşünmesi tekrar tekrar canımı acıttı.Hep şey düşündüm.''Ne eksiğim vardı?''.Sonra...Sonra bir kıza baktım bir de kendime.Kız mükemmeliğin kelime anlamıyken ben harabe bir deliden başka birşey değildim.

  Bir sonbahar kadar yalnız ve bir kış kadar savunmasızdım ya da...Ya da daha önce hiç bilmediğim ilkbahardım.Tıpkı onun gibi...Belki de yolun başındaydım.Vazgeçmemem gerektiğini biliyordum.Yalnızdım.Penceremden bir daha bakmıştım..Yalnız kaldığımda yapmamız gerekenlerden biriydi bu aslında.Yalnız kaldığımda,hayatımın penceresinden bir bakardım usulca,güneş mi açmış? Yağmur mu düşmüş? Uzunca seyrederdim kendi dünyamı.Sonra kapatırdım tüm pencereleri hissizliğim uğruna.  

Unutuluyordum...Yavaş yavaş unutuluyordum...Kayboluyorum fakat ardından diriliyorum.Bir masal gibi,bir varmışım,bir yokmuşum....

Yorumlarınız benim için büyük önem taşıyor.Mümkünse okuyan herkesin görüşlerini bekliyorum.Sizi seviyorum... 

SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin