16. Bölüm

5.5K 407 56
                                    

"Aşk gibi gereksiz bir şey için üzülmene değmez"
"Sen ne anlarsın ki aşktan? Tek bildiğin kızlarla eğlenmek sonra da kızlara posta koymak"
"Eğer onları tanısaydın bunu söylediğine pişman olurdun. Herkes çıkar peşinde Hayal, kimsenin kimseyi sevdiği yok"
Gözlerimi mavi gözlerinde gezdirdim. Böyle güzel gözleri olan birine neden aşık olmasınlardı ki? Böyle yakışıklı birini neden sevmesinlerdi?
"Böyle kaba saba bir öküz olduğundan etrafında seni seven yok"
Bunu söylediğim an pişman oldum. En son annesi hakkında saçma sapan bir şey söylemiştim ve kollarımda güç denemesi yapmıştı resmen. Koltuğa iyice yaslandım.
"Ben öyle demek istemedim..."
"Hayır, Hayal. Tam olarak böyle demek istedin"
Serkan kalktı tam arkasını dönmüş gidiyordu ki durup omzunun üzerinden bana baktı.

"Sevgisiz büyüdüm ben Hayal, alışkınım sevgi yokluğuna"

Bu sözler boğazıma birer yumru oturturken o evden çıktı ve gitti. Hiçbir şey demeden gitti.
***
Kapının açılma sesini duyduğumda ıslak saçlarımı tarıyordum. Serkan gittikten sonra televizyon izlemiştim saatlerce. Akşama kadar gelmediğinden kalkıp duşa girmiştim. Saat geceyarısını geçmişti. Bu saate kadar hangi kızın yatağındaydı acaba...
Aman! Beni ilgilendirmiyordu zaten.
Saç kurutma makinasını açıp saçlarımı iyice kuruttuktan sonra banyodan çıktım.
Merdivenlerden zar zor çıkmış ayakta duramayan bir Serkan ile karşılaştığımda şok olmuştum.
Sarhoş muydu o? Yok daha neler. Yanına yaklaştığımda içki, alkol ve parfüm karışımı kokuyu aldım, içtiğine emindim.
"Bu sefer hangi kızla alem yaptın?" İmalı sözlerime aldırmadı ve odasına girdi.

"Ne o? Görmezden mi geleceksin beni?"
"Keşke" diye mırıldandı.
Kafası iyice uçmuştu.

Gömleğinin düğmelerini açmaya çalıştı ama elleri birbirine dolandığından yapamadı ve gömleğin yakalarını tutup gömleği yırttı.
Ben şaşkın şaşkın ona bakarken o beni takmadı bile.
"Ben sana kahve yapayım. Türk kahvesi var mı?"
Başını olumsuz anlamda salladı.
"Çıkarma o pantalonu!" Hemen gözlerimi kapatıp arkamı döndüm.
"Çok pisliksin Serkan!"
Yatağa atladığını duydum. Yatak resmen acı çekip gıcırdamıştı.
Gözlerimi açıp ona döndüğümde tatlı tatlı bana bakıyordu.
"Pijama giyseydin en azından, böyle tarzan gibi..."
"Çok konuşuyorsun Hayal"
Ona yaklaşıp çarşafı elime aldım, en azından örtebilirdim. Hasta olan bendim ama onunla ilgilenen yine bendim.
Çarşafı üzerine örttüğümde bileğimi kavradı ve beni de yanına çekti.
"Serkan!"
Bu ani hareketi karşısında cırladım resmen. O ise hiç takmadan kollarını belime doladı.
"Ne yapıyorsun ya?! Bıraksana!"
"Sus biraz" mırıldandı ve hiç rahatsız olmadan belimi sarmaya devam etti.
Içimde anlam veremediğim duygular birbirine girerken kalbim hızlanmıştı. Soğuk eli elimin üzerine geldiğinde ne yapacağını anlamadım. Elim avcunun içine kaydığında kalbim daha önce hiç atmadığı kadar hızlı atmaya başladı.
Sırtım onun göğsüne yaşlanmıştı ve kıpırdamama izin vermiyordu.
Zar zor ona doğru döndüğümde gözlerimiz buluştu ve ben tam anlamıyla heyecan patlaması yaşadım. Ona bağırmak için biriktirdiğim tüm kelimeler anlamsızlaştı ve ben o anlamsız kelimelerin hepsini teker teker yuttum. Burnunu saçlarımın arasında dolaştırdığında nefes almayı dahi unutmuştum.

"Banyo mu yaptın güzelim?"

Ses tonu bile beni böyle uyuştururken nasıl cevap verebilirdim ki?
"Evet" diye mırıldandım ona bakmaya devam ederken. Bağırmam lazımdı hatta suratının ortasına yumruk atmalıydım.

"Her koku yakışıyor tenine"

Burnunu tekrar saçlarımın arasına daldırdı ve saçlarımı koklamaya başladı.
Dilim tutulmuştu sanki, tek bir şey diyemeden burnuma değen boynuna saklanıyordum.

"Sen..."
Dudaklarım boynuna değdiği için ben konuşunca geri çekildi. Sesim de boğuk çıkmıştı zaten.
"Iyi değilsin. Gidip soğuk suyla duş al en iyisi"
Kollarından sıyrılmaya çalışıyordum ama kolları demir gibi sertti.
"Duş alsam ne olacak? Kokun yine sarhoş edecek beni"
Çocukların şikayet ederken kullandığı ses tonunu kullanıyordu.
"Bak iyice saçmalıyorsun"
"Sen yanımdayken hep saçmalıyorum"
Daha fazla kaldıramayacaktım sanırım. Bana söylediği bu şeyler karışık olan aklımı iyice karıştırıyordu.

"Serkan..."
"Konuşma Hayal, sadece sus"
Söylediği bu cümleden sonra belki de ilk defa onu dinledim ve sustum.
Uzun bir süre birbirimize baktık. Gözleri kapandığında ve kolları gevşediğinde yavaş bir şekilde kollarından sıyrıldım ve yataktan kalkıp mutfağa Indim.
Dolapları karıştırarak bulduğum kahveyi yaptığım da vakit kaybetmeden yukarı çıktım.
O kadar masum görünüyordu ki uyurken... Etrafındaki herkesi kıran o değilmiş gibiydi.

***
Serkan evden çıktığında nereye gideceği konusunda pek emin değildi. Hayal elbet birine aşık olacaktı, biliyordu. Hayal elbet birini sevecekti, biliyordu. Ne Deniz ne Serkan... Kimse buna engel olamayacaktı. Her geçen gün inadı artıyordu ve her geçen gün kafasının dikine gidiyordu Hayal.
Eğer Serkan evden çıkmasaydı Hayal Serkan'ın canını sıkacak şeyler söyleyecekti ve sonra Serkan Hayal'in canını yakacaktı.
Hayal Serkan'ı en son sinir ettiğinde Serkan Hayal'in kolunu elinde olmadan sıkmıştı.
Serkan her zaman Deniz ile geldiği bara girdiğinde etraf sessizdi. Saat henüz erken olduğundan çok kişi olmazdı tabi. Bar taburelerinden birine oturdu ve her zaman içtiklerinden söyledi.
Hayal'in barda parti verdiği gece geldi aklına.

Anladığında hemen bara gitmişti ve diğerlerine haber vermişti. Başlarda eglencelerini bozmak istemediği için sessiz kalıp bir kenardan kızları izledi.
Hayal giydiği elbiseyle tam bir peri kızı gibiydi. Yanlarına gidip gitmeme konusunda kararsız kalmıştı ama yanlarına giderse kızların ne tepki vereceğini bilmediğinden çıkışa yakın bir yerde masa bulmuş ve kızları uzaktan izlemişti.
Sonra Hayal gözden kaybolmuştu. Serkan onu ararken hiç bulmak istemediğini fark etti. Onu zibidinin kollarında bulmaktansa bulmamayı tercih etmişti.
Gidip çocuğun suratına bir yumruk indirmişti ve Hayal'i çekip almıştı o ortamdan.
Öyle bir ortamda kızların işi olamazdı. O gece ne Hayal sivri diline hakim olabilmişti ne de Serkan sinirlerine hakim olabilmişti. Her ne kadar canını yakmak istemese de canını yakmıştı Hayal'in.
Şimdi ise neden olduğunu bilmediği bir burukluk vardı Serkan'ın içinde. Bitmek tükenmek bilmeyen bir sıkıntı vardı. Hayal'i hasta hasta bırakmak istemesede evde duramayacak kadar daralmış ve dışarı çıkmıştı.
Saat gece yarısına geliyordu bardan çıktığında. Vaktin nasıl geçtiğini bile anlamamıştı.
Serkan eve girdiğinde ayakta zor duruyordu. En kötüsü de içindeki bu sıkıntı biraz olsun bile geçmemişti aksine daha da artmıştı.
Sonra Hayal'i görmüştü ve kafasındaki düşünceler tamamen yok olmuştu, içindeki sıkıntı sönmüştü. Ne olursa olsun bu gece onun yanında olmalıydı Hayal...

***
Elimdeki kahveyi komodine bıraktıktan sonra yatağın kenarına oturup Serkan'ın kolunu dürttüm. Bu gece kafası karışıktı sarhoş olduğu için ama eğer kafası yerinde olsaydı kesinlikle böyle konuşmazdı benimle.
Gözleri aralandı ve bir süre yüzüme baktı.
"Kalk hadi. Kahve yaptım sana"
Zorlukla oturur pozisyon e geçti.
"Ne diye bu kadar içtin Serkan?"
"Canım istedi"
Umursamaz hareketleri beni deli etse de alttan aldım ve kahveye uzanıp kahveyi Serkan'ın dudaklarına götürdüm. Tek seferde hepsini içmesini sağlamıştım ki fincanı komodine bıraktığım an bağırdı.
"Yandım!"
Yaptığım aptallık karşısında kendime sövsem de bir şey değişmemişti. Çocuğu ocaktan yeni aldığım kahve ile yakmıştım.
Aramızdaki az mesafeyi de kapatarak o anlık şaşkınlığım ile dudaklarına üflemeye başladım.
Ben yandığımda oda çorbayı üflemişti sonuçta.
Ben telaşla onun dudaklarına üflerken oda şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Geçti mi?"
Başını sallamakla yetindi.
"Ben özür dilerim. Sıcak olduğunu un..."
O an sıcak dudaklarını dudaklarımda hissettim.
Beni tek hamlesiyle üzerine doğru çekti ve sıcak dudaklarıyla dudaklarımdan çekmeden ona izin vermemi bekledi bir süre.
Ya da yaptığı şeyi idrak etmeye çalıştı, tam anlayamamıştım.
Beni yan bir şekilde bacaklarına çekmişti ve dudakları dudaklarımdaydı.
Bunu idrak ettiğim an kalkıp gitmeliydim ama gidemedim.
Gitmemi engelleyen şey Serkan'ın canlandırdığı kelebeklerdi...

Okuma oranı düştü, yorum sayısı azaldı, oy sayısı azaldı...
Ben ne kadar emek harcıyorsam karşılığını alamadığım ile kalıyorum. Bundan sonra haftada en fazla iki kez bölüm gelecek. Iyı günler.

Death (M6)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin