I'm Stuck on a Remote Island With the Male Leads

1. Hayat Lanet Zamandan Oluşur

Enoch daha sonra tutunduğu şeyin benim ayak bileğim olduğunu anladı ve aceleyle bileğimi bıraktı. Sonra bileklerimdeki kumu temizledim.

"Genç Leydi Flone."

Öfke dolu bir sesti. Sert bir yüzle ayağa kalktı.

"Bu nasıl oldu Allah aşkına?"

Onu kaçırdığımı yanlış anlamış olmalı.

Sonra onunla oturdum.

Altın gözleri ve sol gözünün altındaki yaş noktası bile bana şiddetle bakıyordu.

"Yani……"

Biraz şaşırdım ve gözlerine baktım. Enoch'un cevap vermezsem beni paramparça edecek kanlı gözleri vardı.

Gözlerimi açar açmaz kaçmalıydım.

“Bu…… aslında ben de bilmiyorum…… ha? Bu da ne?"

Devam etmedim ama şaşkın bir yüzle gökyüzünü işaret ettim. Enoch parmağımı takip etti ve gökyüzüne baktı.

Tabii ki, gökyüzünde hiçbir şey yoktu.

Bu fırsatı değerlendirerek oturduğum yerden kalktım. Ancak ayağa kalkar kalkmaz Enoch'un eline çabucak yakalandım.

Sonunda, onunla tekrar kumu yuvarladım.

Lanet olsun!

Enoch beni kollarına kilitledi.

"Nereye kaçacaksın?"

Bu garip duruş hakkında düşünecek zaman yoktu. Çünkü yine kanlı bir sesle sordu.

"Bana bunun nasıl olduğunu anlatmalısın."

Hareket ettiğimi belli ederken bileğimi tuttu.

"Ah, nereden bileyim? Sanırım şu an kafa karışıklığından öleceğim."

Küskünlüğümü saklamadan homurdandım. Elbette Enoch gözünü kırpmadı.

"Az önce kaçmaya çalıştın, buna inanacağımı mı sanıyorsun?"

“Beni tehdit ettin, korktuğumda ne yapmalıyım?”

Saçma bir suratla sorduğumda, Enoch doğru yönde bıçaklanıp bıçaklanmadığını anlamak için ağzını ısırdı. Ama çok geçmeden kaşları yeniden keskin bir şekilde kalktı.

Bunun ortasında bile, insanları ona hayran bırakan çekici bir görünüm. Boşlukları olmayan yakışıklı bir yüz görmek güzeldi ama o yüz beni kurtarmıyor, değil mi?

"Genç Leydi Flone. Nasıl göründüğünü görmenin şaka gibi olduğunu biliyorum.”

Sert ses tonunda bir gözdağı hissi vardı ve bana bakarken gözleri alev alev yanan lav gibi parlıyordu.

"Görme yeteneğin zayıf olmalı."

Hafif bir baş ağrısıyla şakaklarımı ovalayarak cevap verdim.

"Leydi'nin geçmişte yaptıklarını düşününce, şüphelerimin haklı olduğunu düşünüyorum."

Onun sözleriyle Margaret'in geçmişte yaptıklarını hatırladım.

Margaret, Enoch'u vahşice kovalamasıyla ünlüydü.

Onu bir sapık gibi takip etmek ve sinirlendirmek alışılmadık bir şey değildi ve onunla konuşan genç bir bayan bile olsa, saçlarını asil bir haysiyet olmadan tutar ve yaygara koparırdı.

Bir zamanlar onu içilebilir bir ilaç olduğuna inandırarak satın aldığı bir aşk iksiri yüzünden neredeyse öldürüyordu.

Dava Floné Dükü'nün gücü tarafından iyi yönetildi, ancak o andan itibaren Enoch, Margaret'ten ciddi anlamda nefret etmeye başladı.