1.Bölüm

975 124 92
                                    

Jeongguk avuçlarında tuttuğu küçük ve güzel periyi bir süre inceledi bu sırada peri ona ürkerek bakıyordu ama kaçamayacak kadar da acı içindeydi.

"Sana ne oldu böyle?"diye mırıldandı Jeongguk. "Nasıl bu hâle geldin?"

"Ağaçta yılan gördüğümü sanınca korktum, şu ağaca çarptım kanadım kırıldı ve uçamadığım için yere düştüm bacağım da çok acıyor." dedi peri ağlamaklı bir sesle Jeongguk işaret parmağının ucuyla hafifçe saçlarını okşadı perinin.

"Sana nasıl yardımcı olabilirim?"

"Beni bir ağaca bırak, biraz iyileşince evime kendim giderim." dedi peri, belli ki hâlâ ürküyordu Jeongguktan.

Jeongguk onu usulca ağaca bıraktı. "İyi olacağına emin misin?"

"İyi olmayı umuyorum."

"Pekâlâ, ben gidiyorum o halde." dedi ve yürümeye başladı Jeongguk.  Tam gidecekken dayanamayıp geri döndü ve ciddi bir ifadeyle periye baktı.

"İyileşene kadar sana bakabilirim, eğer istersen tabii."

Peri şaşırdı bu insan ona neden böyle iyi davranıyordu ki acaba farklı bir niyeti mi vardı?

"Ben," ağzında geveledi peri "Bilmiyorum."

Ama ona zarar verecek olsa neden en başta istediğini yapıp onu ağaca bıraksındı ki?

"Söz veriyorum sana çok iyi bakacağım,"

Kaşlarını çatıp ellerini beline koydu peri "Bana zarar vermeyeceğini nereden bileceğim?"

O kadar sevimli görünüyordu ki güldü Jeongguk "Sana zarar vermek gibi bir niyetim yok, arkadaş olmak istiyorum sadece."

"Gerçekten mi?" diye sordu peri. Gözleri parlamştı arkadaş kelimesini duyunca. Çok severdi arkadaş edinmeyi.

"Gerçekten."

"O halde tanışalım,"diyerek küçük elini ona uzattı "Benim adım Jimin."

Jeongguk da ona işaret parmağını uzattı ve gülümseyerek "Benim adım Jeongguk." Dedi.

"Memnun oldum Jeongguk-sshi,"

"Benimle gelecek misin Jimin-sshi?"

"Geleceğim,"

Jeongguk kocaman bir gülümsemeyle onu dikkatlice eline alıp omzuna oturttu. "Rahat mısın böyle." 

"Rahatım ama soğuk, montunun içine girebilir miyim?"

"Tabii,"

Jimin bacağını zorlamadan yavaşça kalkıp montunun iç tarafına geçip sırtını Jeongguk'un boynuna yaslayarak oturdu. Montunun yakasını üstüne doğru çekerek iyice yerleşti. Jeongguk onun iyice rahat ettiğine emin olunca ağır adımlarla yürümeye başladı.

Çok geçmeden eve vardıklarında kapıyı açıp içeri girdi. Odasına gidip omzunda uyuyakalan Jimin'i nazikçe yastığına yatırdı.  Üzerini de örtüp mutfağa geçti.

İkisi için güzel bir çorba yaptıktan sonra masayı hazırladı. Daha sonra tekrar odasına geldiğinde Jimin uyanmış yatağın yanındaki camdan dışarıyı izliyordu.

Jeongguk çekmecesinden yara bandı alıp yatağa oturduğunda Jimin de yanına gelmişti. "O ne?" Diye sordu Jimin merakla

"Bu yara bandı, kanadının daha çabuk iyileşmesi için bununla düzelteceğim tamam mı?"

"Tamam ama çok dikkat et olur mu? Acımasın."

Bükülen kanadını düzeltip bir kibritle destekledikten sonra yara  bandıyla da sabitledi Jeongguk. Çok dikkat etmişti ama yine de canının acımasına engel olamamıştı, yine de ses çıkarmadı Jimin.

THE FAİRY | JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin