“Gel abla gell gell, abla bakma öyle uzaktan gel utanma kız ” o kadar terlemiştim ki artık düşüp şuraya bayılsayım vardı, ama canım babam! bir türlü gitmeme izin vermiyordu. Yardım et dedin ettik be adam suyunu niye çıkarıyorsun, en son pes ederek elimdeki külodu kafa geçirerek tezgahın üstüne oturdum.
Ne mi yapıyorum bugün cumartesi ve ben arkadaşlarım ile tatilin tadını çıkaracağıma babama pazarda yardım ediyorum salmıyor adam beni, neymiş efendim halk içine karışıp sosyalleşirmişim, allah aşkına kim şu ana kadar külot satarak sosyalleşmiş ki.
“Kalk kız tezgahın üstünden muşmula suratınla müşterileri kaçırıyorsun, ekmeğimizle oynama” evet anne bi sen eksiktin göm sende,atın üstüme toprağı kurtulayım ben ya daha fazla dayanamıyorum.
Annemin dediklerine inat tezgahın üstüne biraz daha yayıldım “Ne bakıyon abla hiç mi külot satan liseli görmedin” bir de müşterilere laf yetiştirerek annemi iyice çıldırtıyordum “Kız makbule abla o ne kız nasıl fantaziler geçiyor aklından aaa bu yaştan sonra çok ayıp çok ayıp” annem sinirden kızarırken etrafına bakınıyordu neyi aradığını anlayınca hareketledim ama artık çok geçti.
Elinde tezgahın diğer tarafındaki müşterilerden parayı almak için kullandığımız sopa vardı “Ana dur yapma ana daha çok gencim, dur kız vurma ay kıçım canım kıçım, kıçımda kıçım kız dursana pestilimi çıkardın” annem beni asla dinlemiyordu allahtan tezgah demirdendi de şu ana kadar çökmemişti.
Ayaklarımda çorap kafamda külot tezgahın diğer tarafına atlayım geri geri yürürken bir yandan da annemle konuşuyordum “Hanım hanım biz burda cumartesimizi heba edip yardıma gelmişiz gördüğmüz muameleye bak bir daha beni buraya hiçbir güç getiremez o kadar “
Halen geri geri yürürken bir duvara tosladım kaslı bir duvara duvar iyi kas çalışmış galiba böyle altı tane baklavayı sırtımda hissediyorum yani bir dakka duvar kas mı çalışmış? kafamı yavaş yavaş yukarıya doğru kaldırırken bir yandan da arkamı dönüyordum 1,53 boyumla görüş alanıma ilk meme girdi kaslı meme, meme kaslı, kaslı şişik pazı meme .
Neyse orya fazla takılmayalım kafamı azıcık daha kaldırdım yok yine görüş alanıma bir şey girmedi ya ben çok kısaydım ya karışma 2 metre biri vardı ama anladığım kadarıyla ikisini bir arada paket olarak kapıma gönderdiler, yiğidim az eğil göremiyorum analar neler doğuruyor benimki insan yerine yer elması doğurmuş sanki.
Kafamda ki pembe danteli külot ile biraz daha kafamı kaldırdım bir adım geri gitmek zorunda kalmıştım ama sonunda görüş alanıma girmişti, girmişti ama ne girmek o neydi be kaya, taş, toprak, duvar, sert cisim meteor.
Sarı saçlar, deniz mavisi gözler, dolgun dudaklar, boyun kaç yiğidim diye sormamak için kendimi zor tutuyorum ama en az 1,90 var gibi ben durmuş ne yapıyorum allah aşkına resmen bir saatir ağzımın suyu aka aka çocuğu izliyorum.
Kafamdaki külota garip garip bakıyordu yazık çocuğa beni uzay gemisine yaklaşan belirsiz cisim olarak görüyor büyük ihtimalle, kendimi çöp atmak için benekli donum ile dışarıya çıktıktan sonra yakışıklı erkek grubuna denk gelmiş gibi hissediyorum, utançtan kızarırken bir adım daha geri gittim, galiba özür dilemem gerekiyor şuan.
“Şey yiğid- yani şey özür dilerim” aynen bende 3 yaşındayım zaten konuşma tarzına bak, çocuk bana garip garip bakmaya devam ediyordu ee haksızda sayılmaz yani bende onu incelemeye başladım bu manken gibi çocuğun bizim cumartesi pazarında ne işi var insan merak etmiyor değil yani.
Elinde siyah bir pazar arabası pazar arabasına sığmayan poşetler elinde tezgahın önünde biber seçen annesini bekliyordu hadi canım bu kitaplarda hiç böyle değildi arkadaş hayatımda bir de normal bir şey olsa şaşarım neyse görünüşü yeter. Ne diyorum ben utanmasam elinden tutup nikah dairesine gidip yıldırım nikahını basıcam çocuğa, bak söyleyince bir mantıklı gelmedi değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT ÇALIŞMA VAR!
Humor"Gel abla gell gell, bakma öyle uzaktan gel utanma kız " o kadar terlemiştim ki artık düşüp şuraya bayılsayım vardı, ama canım babam! bir türlü gitmeme izin vermiyordu. Yardım et dedin ettik be adam suyunu niye çıkarıyorsun, en son pes ederek elimde...