Son görüşmelerinin üzerine 4 gün geçmişti Jennie sürekli onu görmek istiyordu.
Jennie bıkkın bıkkın müşterilere istediği şeyleri veriyordu; pasta,simit, poğaça, kruvasan anlarsınız ya.
Son müşteriyi de uğurladiktan sonra yerine oturacaktı ki kapıdan giren eşsiz güzelliği gördü ve tezgah arkasından çıkarak hemen yanına gitti:
-Hosgeldin Jisoo, gelmeyeceksin sandım. Özledim seni.
- Beni, beni mi özledin?
-Ah evet, bu arada adım Jennie! Gel, sana geçende söz vermiştim istediğin şeyi ısmarlayacaktım. Ne istersin?
Parmağıyla rafları gösterdi, Jisoo'nun gözleri yine takılı kaldı bir yere.
-Burdaki pastaya bakıyorsun. Bunu mu istersin?
-Ha? Uhm evet onu istiyorum Jennie.
Jisoo'nun elinden tutarak bir masaya yerleştirdi kızı, ardından pastayı koydu.
-Afiyet olsun Jisoo.
- Bana eşlik et lütfen.
Jennie aslında ona eşlik ederse kızabilecek olan patronundan korkması gerekiyordu, fakat Jisoo'nun yanında kendini güvende hissediyordu.
-Tamam sana eşlik edeceğim. 'Jennie, Bir çatal daha aldi ve sandalyeye oturdu.
Jisoo dakikalardir pastaya dokunmadı. Yine Jennie 'nin yanındaki bir yere bakıyordu gözleri.
-Neden yemiyorsun? İstersen değiştireyim.
-Korkuyorum
-Neyden? Pastadan mı?
-Ustume dökmekten.
Jennie anlam veremedi. Sessizlik oluştu ortamda.
-Ben gideyim Jennie. Sana kolay gelsin, sağol pasta için. Hoşçakal.
- Nede-
Jisoo çekip gitti, yürürken dengesizdi gidince arkasında üzgün, şaşkın aynı zamanda kendisine aşık bir Jennie bırakmıştı.