Gerginlikten, hiçbir acı veya herhangi bir dokunmayı hissetmeyen bacaklarım bile kasılıyordu. Bir yanım doğru bir şey yaptığımı söylüyor, diğer yanım ise bunun çok yanlış olduğunu söyleyip duruyordu. Kafam oldukça karışıktı, bu saatten sonra da buradan dönüş olmazdı.
Kapıdan gelen bir kaç konuşma sesinin ardından duyulan tanıdık sesle sandalyemi kapıya çevirdim. Keşke böyle yüzleşmeseydik onunla... Her şeyin çok daha farklı olmasını öyle isterdim ki...
Odanın kapısı yavaşça açıldığında, karşımda gözleriyle gülen upuzun boylu biri duruyordu. Kafasını hafifçe eğip tekerlekli sandalyede olan beni görünce, zaman kaybetmeden kapıyı kapatıp yanıma ulaştı. Boylarımızın eşitlenmesi için yere eğildiğinde kaşlarımı havaya kaldırıp gülümsedim. Bu nasıl bir andı böyle? Ölüyordum resmen.
"Alin..." diyerek elini sandalyeme koyan Altay'ı sessizce izliyordum. Öyle güzel gözleri vardı ki... Saçları, gülüşü, yüzünün her bir noktası benim için bir şaheserdi. Giydiğim beyaz uzun elbiseyi gözleriyle yavaşça süzüp elini bacaklarımın üzerine koydu. Hiçbir şey hissetmiyordum ben... Kendime içimden lanet okurken göz yaşlarım yanağımdan süzülmüştü bile.
"Ben... Hiçbir şey hissetmiyorum." diyerek sessizliğimi bozduğumda Altay elini hemen bacağımdan çekip ayağa kalktı.
"Özür dilerim Alin. Seni üzmek istemedim ben." kafamı sağa sola sallayıp ellerimi bacaklarıma götürdüm. Boşuna varlardı. Benim için bir yükten başka hiçbir şey değillerdi...
Altay sandalyemi kendine doğru çekip yatağa oturdu. Başımı yavaşça dikleştirip gözlerinin içine baktım. Hayat hikayemi ona anlatmamı mı bekliyordu?
"Ne zamandır böylesin?"
"5 yıl oldu."
"Fizik tedavi-"
"Bir işe yaramıyor." diye lafa atladım. "Yaramayacak da." elimin tersiyle göz yaşlarımı silip ciddileştim.
"Neden kendine inanmıyorsun?" sorduğu soru karşısında sessizliğimi korudum. "Sen onca şeye rağmen Fenerbahçe'den vazgeçmeyen kızsın, şimdi sadece yürüyemiyorsun diye tüm hayatında mı vazgeçeceksin?"
"Altay-"
"Bir şey sordum Alin! Hayata karşı şu kadar bile mi umudun yok?" eline kısa bir bakış atıp başımı eğdim. Haklıydı, biliyorum...
"Ben umudumu çoktan kaybetmişim Altay. Senin sözlerinle geri kazanamam." Altay bir anda ayağa kalktığında tekrar başımı dikleştirdim.
"Umudunu tekrar kazandığın zaman karşı karşıya olalım o zaman." konuşmamı dinlemeden odadan çıktığında oflayarak öne eğildim. Yumruk yaptığım ellerimi sinirle bacaklarıma vurduğumda içeriye giren bir kaç doktor tarafından zorla sakinleştirilmeye başlamıştım. Hep olan bir şeydi bu, kimse şaşırmıyordu artık...
05 Temmuz 2021
@altayaasıgım: Beni bi dinler misin artık
@altayaasıgım: altay bu benim hayatım
@altayaasıgım: ben artık bu acıya katlanmak istemiyorum.
@altayaasıgım: lutfen anla beni ve bak artık su mesajlara!!!!
09 Temmuz 2021
@altayaasıgım: maçta başarılar
@altayaasıgım: kazanıp gelin he
@altayaasıgım: tek umudum sizsiniz
10 Temmuz 2021
@altayaasıgım: canınız sagolsun
@altayaasıgım: bir daha ki maçı alalım bari lutfen
@altayaasıgım: of altay cevap ver artık ya
11 Temmuz 2021
@altayaasıgım: lutfen tekrar karşı karşıya olalım
@altayaasıgım: seni görmeye ihtiyacım var
@altayaasıgım: kendimi hiç iyi hissetmiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanatik/ Altay Bayındır (Tamamlandı)
FanfictionTAMAMLANDI BU BİR ALTAY BAYINDIR KURGUSUDUR "Neden kendine inanmıyorsun?" sorduğu soru karşısında sessizliğimi korudum. "Sen onca şeye rağmen Fenerbahçe'den vazgeçmeyen kızsın, şimdi sadece yürüyemiyorsun diye tüm hayatında mı vazgeçeceksin?"