Eğlenelim

1.8K 71 0
                                    

Sabah kahvaltıdan sonra evi gezmeye gitmiştik. Herkesin evi beğenmesi beni çok mutlu etmişti. Başkaları da benimle aynı fikirde olduğunda anlamsız bir sevinç oluyordu üzerimde.

Şimdi ise Altayla beraber Aybarsı okuldan almaya gidiyorduk. Normalde sadece Altay gidecekti ama, ben evde sıkıldığım için onunla beraber olmak istemiştim. Okulun önüne vardığımızda el ele arabadan inip çıkışı bekledik.

"Altay." gerginlikle yutkunup bedenimi ona doğru yasladım. "Kendi çocuğunu da bu şekilde beklemek ister miydin?" ellerini yanaklarıma koyup alnımı öptüğünde burukça gülümsedim.

"Hayallerim arasında olan bir şey. Sen ne zaman istersen ben burda çocuğumuzu bekleyeceğim." dediğinde kafamı göğsüne yasladım. Yavaş hareketle belimi okşadığı sırada okulun kapısı açılmıştı. Öğretmen öğrencilerini velilerine teslim ederken, Altay Aybarsı görüp hemen yanına ilerledi. Aybars bizi gördüğüne öyle mutlu olmuştu ki mutlulukla kollarını Altay'ın boynuna doladı. Onların arkasında kaldığımda telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çektim.

İnstagram storye atıp koşarak yanlarına ulaştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnstagram storye atıp koşarak yanlarına ulaştım. "Yavaş mı ilerleseniz acaba?" ikisi de beni takmayıp sohbet ederek ilerlemeye devam ettiler. Arabanın yanına geldiğimizde arka kapıyı açıp Aybarsın binmesine yardım ettim. Kemerini de bağladıktan sonra kapısını kapatıp kendi yerime geçtim. Altay arabayı çalıştırdığında kemerimi takıp kafamı cama çevirdim.

"Nereye gitmek istersiniz?" aslında bu soruyu direk Aybarsa yöneltmişti.

"Lunaparka gidelim, lütfen dayı."

"Lunaparka gitmeden önce yemek yemeye gitsek iyi olur." ikimiz de Altay'ı onayladığımızda arabada tekrar sessizlik hakim olmuştu.

~

"Ben doydum." Aybars çatalını bırakıp arkasına yaslandı. Önümdeki etten son bir parça daha alıp bende arkama yaslandım.

"Bende doydum." Altay hala daha yemeye devam ediyordu.

"Hadi Aybarsı anlarım, sende mi huysuz çocuk oldun?" kıkırdayıp öne doğru eğildim.

"Beğenmediniz mi beyefendi?" elini çeneme götürüp okşadı.

"Ben seni her halinle beğeniyorum yavrum." çenemdeki eline hafifçe vurup geri çekildim.

"Az önce öyle demiyordun!" Altay gülerek yemeğine devam ederken Aybarsa döndüm.

"Bu dayın beni çok üzüyor Aybars." Altay şaşkınlıkla beni izlerken Aybars ciddi bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.

"Dayım öyle bir şey yapmaz." dayısını da çok iyi tanıyordu.

"Aldın mı cevabını?" Altay Aybarsa göz kırptığında göz devirip kafamı dışarı çevirdim. Bu sefer bana karşı birlik olan taraf onlardı. Yalnız kalmıştım...

Altay sonunda yemek faslını bitirdiğinde buradan çıkabilmiştik. Tekrardan eski halimizi alıp yola koyulduk. Altay sessizce şarkı mırıldanırken ben de telefonumla ilgileniyordum.

"Sanırım lunapark işi yattı." kafamı telefondan çevirip Altay'a döndüm. Bana arkaya bakmam için kaş göz yaptığında yavaşça arkaya doğru döndüm. Aybars uyuyakalmıştı.

"Eve mi gidiyoruz?"

"Aybarsı ablama teslim edelim, ondan sonra senle baş başa oluruz." dediğinde gülümseyip geri önüme döndüm.

~

Hava yavaş yavaş kararırken bahçenin loş ışıkları etrafı aydınlatmaya yetiyordu. İnce battaniyeyi çıplak bacaklarıma örtüp sırtımı Altay'ın göğüsüne yasladım.

"Düğünümüze çok az kaldı."

"Sadece 4 aycık." böyle söyleyince ciddiyetin farkına varmıştım. "Ve ben hala gelinliğimi falan seçmedim. Zamanım kalmıyor ki hiç."

"Bir gününü gelinlik seçmeye bırakırsın o zaman hayatım, sıkıntı etme."

"Dört ay o kadar hızlı geçicek ki, hiçbir şey anlayamayacağız." Altay yavaş hareketlerle çıplak kolumu okşarken kendimi iyice ona yasladım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyor, resmen uykuyla cebelleşiyordum.

"Maçlar ne zaman başlayacak?"

"Bir ay sonra milli maçım var. Lig de Aralıkta."

"Milli maça az kalmış baya."

"Fazla geç kalmadan hazırlık yapmam gerekiyor." milli maçlarda hep yedeklerde olması onun kadar benim, hatta taraftarların %60'ının falan sinirini bozuyordu. Bundan dolayı futbolcu olmak istemezdim ben. Çok duygusal bir kişiliğim vardı, kaldıramazdım. Bunları kafaya takmayan futbolcuların önünde ise saygıyla eğiliyordum.

Altay benim için çok değerliydi. Onun üzülmesini kaldıracak güce sahip değildim. Onu mutsuz gördüğüm zaman ondan daha fazla acı çekiyor gibiydim. Bu aşktı, sevgiydi... Ve ben sevgiyi Altay ile öğrenmiştim...

Fanatik/ Altay Bayındır (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin