Sabah saat 7'de gözlerimi açtım. Halbuki saatin çalmasına daha bir saat vardı. Yatağımdan kalktım, kafamdaki sorularla ve içimdeki tarifsiz duygularla banyoya yöneldim. Elimi yüzümü yıkadım ve giyinmek için tekrar odama yöneldim. Baharın 8:30 demişti ama sanırım daha erken orada olacaktım. Evden çıktım istediklerini aldım ve evine doğru arabamı sürmeye başladım. Binanın önüne geldiğimde saat 8 bile olmamıştı. Mesaj attım. Ben geldim aşağıdayım, uyandıysan geleyim şeklinde. Aradan iki dakika geçtikten sonra cevap geldi:
- Sana 8:30 demiştim, bekle.
Arabanın radyosunu açtım ve sabah haberlerini dinlemeye başladım. Radyodan gelen bir ses vardı ama kafamın içindeki sesler haber sunucusunun sesini bastırıyordu. Derken saat geldi ve arabadan inip kapının zilini çaldım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve yukarı çıktım. Bahar pijamalarıyla karşıladı beni. İşin ilginç tarafı ise ayağında peluşlu bir terlik vardı. Hoşgeldin müdürüm dedi yine o alaycı bir edayla. Hoşbulduk dedim. Salona geçti, tekli koltuğua oturdu ve diğer koltuğu eliyle işaret ederek oturmamı istedi.
Bahar, hayırdır müdür bey, sabahın bu saatinde ne işiniz var burda dedi ve kahkayı patlattı. Gelmemi sen istedin dediğimde ise daha güçlü bir kahkaha atarak sehpanın üstünde bulunan sigara paketine uzandı. Daha sonra çakmağının mutfakta olduğunu söyledi. Önce bir duraksadım. E getirsene, madem hizmet için geldin dedi. Yerimden kalkıp mutfağa ağır adımlarla ilerlerken; biraz hızlı ! diye sesini yükseltti.
Salona döndüğümde bacak bacak üstüne atmış ve elinde sigarayla bekliyordu. Sigarasını yaktım. Hah işte amir dediğin böyle olur diyerek beni daha küçültecek şekilde alay etti. Sessizce yerime oturdum.
Bahar: Açıkçası geleceğini düşünmemiştim.
Ben: Ama dün gelmemi söyledin.
Bahar: Evet söyledim ama kendini bu hale sokacağın aklıma gelmezdi.
Ben: Anlayamadım.
Bahar: E sen buraya bana hizmet etmek için gelmedin mi?
Ben: Evet.
Bahar: Dün neden ayakkabılarımı kokladın?
Ben: Hoşuma gidiyor sanırım, ayak kokusu, hizmet, ezilmek felan.
Bahar: Ezilmek mi? hahahah bak o benim uzmanlık alanım.
Ben: Farkındayım.
Bahar: Buraya gelmen demek tamamen emrime girmek istediğini ve kölem olmak istediğini gösteriyor, değil mi?
Ben: Evet.
Sigarasından bir kaç fırt çekip sadece beni süzdü ve vay be nerde o sert müdür yardımcımız nerde şu karşımda çaresiz adam dedi. Ben de bu bir duygu engel olamıyorum dedim. Madem öyle kahvaltı hazırlayarak başla bakalım görelim maharetini. Hem çok işin var bugün temizlik de yapacaksın dedi. ilk günden biraz ağır olmaz mı dememe kalmadı, e ilk günden avmde köpek gibi peşimde gezdin, ayakkabılarımı kokladın dedi. Sustum kalktım ve sofra hazırlamaya başladım. Bahar elinde telefon video izliyor, gülüyor kahkaha atıyordu.
Bahar: ya iş yerindeki kızlar senin bu halini görse ne olur?
Ben: Bahar, yalvarırım bunlar aramızda kalsın nolur
Bahar: hahahh hizmetine bağlı şekerim, ayağımın altında olduğun sürece sorun yok.
Ben: Seve seve yeter ki sen emret.
Bahar: hahahah aferin çabuk girdin rolüne. O zaman ben kahvaltı yaparken ayaklarıma masaj yap masanın altında.
Ben: tabi yaparım buyur zaten sofra hazır.
Bahar sofraya oturdu ve meyve suyundan bir yudum aldıktan sonra, aldığım börekten bir ısırık aldı ve ağzında yemek varken ee ne duruyorsun sen de otursana dedi. e masaj yapacaktım dedim. Öff otur aç ayı oynamaz yemeğini ye sonra kahvemi içerken yaparsın, bakıyorum da pek heveslisin dedi. Aslında yemek yemektense ayaklarının altında olmayı tercih ederdim. Oturdum ve kahvaltı yapmaya başladım. Ara sıra masanın üstündeki şeyleri uzatmamı söylüyor kendini hiç yormuyordu.
Bahar: Bugün temizliğe gelen akrabamız gelecekti iptal ettim ama geçen parasını vermeyi unutmuşum onu almaya gelecek.
Ben: Gelsin tanışalım, zaten ona ders vereceğim ya.
Bahar: yok orası öyle değil, hani sen iş yerinde hiyerarşi seviyorsun ya, burda da senin amirin o olacak.
Ben: Nasıl yani.
Bahar: beraber iş yaparsınız ama sen ondan daha çok çalışacaksın.
Ben: iyi bakalım.
Bahar sofradan kalktı, önce bana bir kahve yap sonra da sofrayı kaldır dedi. Masaj isteyeceği zaman ne zaman gelecekti. Ayaklarına dokunmak istiyordum. Kahvesini verdim, yine sigarasını yaktı ve hadi oyalanma ddi yine aşağılayarak. Sofrayı toparladım döndüğümde kahvesi bitmişti ve fincanı yere koymuştu. Şunu da yıka dedi, önünde eğilmemi istedi diye düşündüm. Tam eğilip fincanı alırken, elime bastı. Yukarıdan bana öyle bir bakıyordu ki kendimi çok çaresiz hissettim. Gördüğüm kadarıyla her türlü işlerde seni kullanabilirim, her emrimi yerine getireceksin ve bana sadık bir köle olacaksın dedi. Kafa salladım. Biraz sinirlenerek elimi sigara izmariti çiğner gibi çiğnedi ve peki efendim diyeceksin dedi. Acıyla biraz sesim yüksek çıkmış olmalı ki diğer ayağıyla ağzımı kapattı. Artık senin müdürlüğün bana sökmez, merak etme iş yerinde seni rezil etmem ama diğer zamanlarda bu ayağımı hep ağzında bil diyerek ittirdi beni. Sonra ayağa kalktı, iyice tepeden bakıyordu, paspasım olacaksın paspasım diyerek yine kahkayı patlattı. O sıra kapının anahtar deliğine bir anahtarın girdiğini işittim, yerimden kalkmak için doğrulduğumda karnıma bastı ve bekle dedi. Kapı açıldı, temizlikçi abla içeri girdi, neler oluyor burda Bahar dedi. Bahar, e baktım çok yoruluyorsun sana bir yardımcı buldum da sağlamlığı test ediyorum dedi. Temizlikçi abla yanımıza geldi, yukarıdan o da acıyarak bana baktı ve iyi iyi sağlam iş görür dedi.
Bahar, abla paranı vereceğim ama önce bir otur konuşalım üçümüz dedi. Üzerimden ayağını çekerken yüzüme sürttü ve tamam kalk otur diyerek sert bir çıkış yaptı. Koltuğa oturdum ve sadece yere bakıyordum. Söze Bahar başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖLELİK BİR BAŞLANGIÇ MI? SON MU?
Cerita PendekLiseden beri içinde itaat etme duygusu olan ama görünüşte sert ve baskın karaktere sahip olan Bekir, çalışanının emrine giriyor. Hayat daha da zorlaşıyor onun için.