Bilinene göre bu evrende kalan tek yetişkin, uzun boylu ve siyah saçlı adam kendi odasında söyleniyordu kendi kendine. Sinirle odada dolaşarak dünyanın nasıl bu hale geldiği hakkında, geçmişteki pişmanlıkları hakkında mırıldanıyor, kafasını yoruyordu.
Bu sırada on yaşlarındaki 16 numaralı oğlan ve 12 numaralı küçük kız aralarında oyun oynarken küçük sakar oğlan düşüp dizini kanatmıştı. Yakın arkadaşı 12, ağlayan çocuğun sakinleştirmeye çalışıyordu.
- 12 çok acıyoo... Diyordu dizi kanadığı için göz yaşlarını tutamayan küçük.
- Dayan biyaz daha az kaldı. Diye destekledi peltek kızcağız.
- Ama çok aciyo!!
- Geççek şimdi Bay Podepyat iyi yapay.İki çocuk el ele, kendi kendine söylenen adamın, Bay Podeprat'in, kapısının önüne gelmişti. Kız sessizce kapıyı araladı. Tam sesleneceği anda gözlüklerinin arkasındaki gözleri karanlığa bürünmüş uzun boylu adamın sözleri duraksamasına sebep olmuştu.
"Şimdi, olacaklardan önce 4'ü öldürsem kimseye bir şey olmaz." Demişti adam. Kız anlamsızca baktı bir süre. Yanındaki arkadaşını sessizleştirdi. Adam söylenmeye devam ediyordu.
"Cidden... Daha ne kadar burada tutabilirim ki onları. Zaten bütün dünyanın ağzına sıçtım. Peki ne için? İki götü boklu çocuk için."
Yetişkin, kendi söylediklerini de onaylamazca başını iki yana salladı.
"Neler diyorum ben..? Bir amacım var benim."
Artık kendini toparlamış görünüyodu. "Bir şeyler yapmalıyım." Diyerek kitaplığa yönelip orada yok olmuştu.Küçük kız şok olmuş bi şekilde sessiz durabilmek için elini sıkan arkadaşına döndü. Ağlamak üzere olduğu için titreyen gözleriyle bakarken "Gidelim..." diyebilmişti. "7 abi de iyileştiyiy seni. 4 (Döyt) de yanındadıy." Arkadaşı zaten dolu olan gözleriyle başını sallayıp onaylayınca tuttuğu eli de peşinden çekiştirerek koşmaya başlamıştı. Artık kızın da gözleri doluydu.
Gördüğünde "7 ABİ!" diye seslenmişti. Artık ağlıyordu.
.
Bana doğru seslenen kıza doğru baktım. Ağlayarak koşuştururken ayağı takıldı, düşeyazdı ama koşmada devam etti. Elimdeki işi bırakıp dizlerimin üzerine çömeldim. 12 gelip boynuma atladı, sarıldı sıkıca. Gözyaşları omzumu ıslattı.
"N'oldu size..?" diye sordum. 12 kollarımda ağlamaya devam ederken 16 sorumu cevapladı. Ağlayarak "Düstüm." dedi. Ona dönüp yalandan şaşırma ifadesi yaptım. "Nerede düştün~?" diye sordum. "Bakayım ne olmuş." derken yavaşça 12'yi bıraktım. "Biraz bekle minişim 16 ile ilgilenmeliyiz şimdi." 16'ya doğru gidip kucağıma aldım yaralı dizine dikkat ederek. Tek kolumla taşırken 12'nin de elinden tutarak revire yürüdüm.Geldiğimizde 16'yı masaya oturttum. Eğilip yaraya hafifçe üflediğimde yeniden ağlamaya başladı.
"Shhh..." dedim "Ağlarsan daha çok canın yanar."
"Ama çok aciyo..." diyerek ağlamaya devam etti
Pamukla yarayı temizleyip batikon sürdüm. Bu sırada 4 yanıma gelmiş, benimle aynı hizada çömelmişti.
"Eğer ağlamazsan bu lolipop senin olacak~." diyerek ufacık bir sihirbazlık numarası ile lolipopu gösterdi. 16 burnunu çekip elleriyle akan göz yaşlarını sildi aceleyle.
4 yanıma, yere oturdu. 12 de hemen arkamda, kıyafetimin omzundan tutarken burun çekip ağlamamak için zorluyordu kendini. 4, 12'ye dönüp "Minik prenses sana ne oldu?" diye sordu. 12 cevap veremedi. Son olarak yara bandı yapıştırdım 16'nın dizine. "Olduuu!" dedim sevinç belirterek. 4 de söz verdiği gibi lolipopun paketini açıp 16'ya uzattı.16 lolipopunu yalayarak sakinleşirken ben de 12'ye döndüm. "Evet minişim sana n'oldu?" diye sordum yanaklarını okşayıp. "B-ben..." diye kekeledi. Belki de zihninde yaşadığı yeniden canlandığı için yeniden ağlamaya başladı.
"Sana da lolipop getireyim mi?" diye sordu 4 sakince.
Uzanıp titreyerek ağlayan kıza sarıldım. "Shhh sakin ol. Ne oldu sen de mi yaralandın güzel kız?" Saçlarını okşarken sakinleştirmeye çalıştım.
"H-hayıy.." peltek konuşması ve ince sesiyle cevapladı sorumu. 16 gelip sarılmaya katıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stucked in the Paradox
General Fictionİstediğin kadar savaş, sen öldükten sonra yaptıklarının bir önemi kalmayacak. Sürekli tekrarlanan planlar ve savaşlar, sürekli döngü, bir paradoks. Gözlerini açık tutmazsan bozulan zamanda kaybolursun.