1- Pilav Günü

506 97 89
                                    




"Az kaldı arabadayım dedim ya... sensin assolist alt tarafı tavuklu nohutlu pilav yemeyecek misiniz, azıcık bekleyin... ben meşgul bir adamım Kim Seungmin, bak beni arabadayken telefonla konuşturuyorsun ya kaza yaparsam... olabilir belki ben telefonla konuşurken şoförümün dikkati dağılıyor, zengin olmayı ben seçmedim... tamam geldim kapa telefonu lanet gitsin!" Telefonu kapatıp cebime koyduğumda duran araçla kafamı cama yaklaştırıp mekana baktım, pilav gününü kim icat etmişti böyle?

Araçtan inip mekana ilerlediğimde yaklaşan görevli ile bizimkilerin masasına yönlendirilmiştim. Zaten mekandaki tek kalabalık masa olduğundan bulması zor değildi. Ciddi ciddi pilav günü yapıyorlardı ve bu adetler bana fazla eski kafa geliyordu. Bunları yaşlılar can sıkıntısına yapmaz mıydı? Oysa biz daha 26 yaşındaydık.

Gelişimi farkedenlerin konuşması ile masadakiler bana döndüğünde kocaman gülümseyip benim için ayrılan yere geçip oturdum. Pilavını yiyip kalkacak biri için çok hevesli durmuştum sanki ama umursamamayı tercih ettim.

İlk başta yanımdaki Seungmin'e selam vermiş, ardından masadakileri incelemeye başlamıştım. Çoğu değişmemişti neredeyse, hatta normal hayatta görsem de tanıyacağım kadar aynıydılar. Sadece Chan kilo vermişti, Jeongin'in sıskalığı kaybolmuştu ve Ryujin tarz olarak daha usturuplu bir hal almıştı. Bu kız lisedeyken punkçı gibi dolanıyordu.

En son gözlerim karşımdaki afet-ül devrana döndüğünde bizim sınıfta böylesi yakışıklılıkta biri var mıydı diye düşünmeye başladım ama bu kişiyi hiçbir yerden çıkaramıyordum. Keskin yüz hatları, dolgun dudakları, kızıl saçları ile adeta dergiden fırlamış karizmadaydı ve ben.. evet bildiniz! Bu yiğidi tanımak istiyordum!

Masadakilerin ufak tefek 'hayat nası gidiyor' sorularına yanıt verirken arada karşımda oturan kişiye bakıyor ve hala kim olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Direkt sorsam ayıp olur muydu? Acaba sonradan gelmişti de kısa süreli sınıfta olduğu için mi hatırlayamamıştım. Lisedeyken popüler biri olduğum için genelde herkesi tanırdım ama.

"Felix'te geldiğine göre siparişleri verelim!" Jisung neşeli bir şekilde konuştuğunda herkesin odağı çağırılan garsona dönmüş ve bende nihayetinde Seungmin'in kulağına yaklaşacak fırsatı bulmuştum.

"Pştt!" Gözlerim kurt bakışlı, aslan yeleli saçlı kızılımdan ayrılmazken Seungmin'e seslendim. Bana döndüğünde kulağına daha çok yaklaşıp konuştum. "Karşıda oturan kişi kim?" Seungmin dediğim şeyle karşıdaki adama dönüp bakmış, ardından bu sefer o kulağıma yaklaşmıştı.

"Hyunjin, o." Hyunjin? Hyunjin kimdi ya?

"O kim be?" Sorduğum soru ile gözlerini devirip cevap verdi.

"Dört yıl boyunca zorbaladığın çocuk." Düşününce aklıma gelen şahısla karşıma tekrardan baktım. Bu imkansızdı. Hatta o kadar imkansızdı ki, bu imkansızlığın komikliği nedeni ile kahkaha atmaya başlamış ve masadaki herkesi kendime döndürmüştüm.

"Ufak at civcikler yesin ahahaha!" Ben krize girmiş bir şekilde gülerken Seungmin tüm ciddiyeti ile bana bakıyordu ama hayır buna inanmayacaktım! Karşımdaki kpop idolü görünümlü şahısın kesinlikle turunçgil Hyunjin ile alakası yoktu!

"Noluyor?" Giselle sorduğunda gülmekten akan yaşlarımı silip gülmemi kesmiş ve konuşmuştum.

"Seungmin dedi ki, bu kişi.." elimle karşımda oturan ferrariyi işaret etmiş ardından devam etmiştim. "Hyunjin'miş! Bizim hantal Hyunjin! Hayatımda duyduğum en komik espriydi." Ben kıkırdamaya devam ederken karşımdaki kişinin kaşları hafifçe çatılmış ve konuşmuştu.

Breaker // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin