Başlangıç

47 8 15
                                    

"Çok üşüyorum anne, çok... Nolur yalnız bırakma anne beni... Gitme, kal beni onunla bırakma anne..."

Çocuk korkuyordu. Anne ağlıyordu. Kadın gülümsüyordu. "gitmek zorundayım güzel kızım" diye fısıldadı anne kızının kulağına. "eğer sana zorla bir şey yaptırırlarsa izin verme tamam mı benim güzel kızım" dedi ağlarken anne. "tamam annem izin vermem ama gitme lütfen beni yalnız bırakma anne" "kendini güçlü göster kızım tamam mı lütfen kendine iyi bak seni seviyorum ve hep seveceğim..." dedi anne giderken. Kadının arkasındaki çocuk, kıza kaşlarını çatarak bakıyordu. Kız da ona aynı şekilde bakıyordu. Kadın arkasındaki adamlara eliyle işaret verdi ve adamlar kızın iki kolundan tutarak arabaya bindirdiler. Kız sesini çıkarmadan, teslim olmuş bir şekilde arabaya bindi, zorluk çıkarmadan. Arabada geçen 15 dakikalık bir yolculuk sonrasında koskocaman bir villanın önünde durdular. Önce adamlar kapıyı açtılar ve yine aynı şekilde kızı arabadan indirdiler. Büyük kırmızı bir kapıdan içeriye girdiklerinde kız bu evin onun hayatının değiştiren yer olduğunu, hayatının altüst olacağından habersizdi. Ama ne de olsa hayatımızın altının üstünden daha iyi olup olmayacağını bilemeyiz, öyle değil mi?

Adamlar, kızı o büyük villadan içeri soktuklarından beri kızın aklından binbir türlü düşünce geçiyordu. 'Neden burdayım? Ne işim var burada? Bu kadın kim? Bu çocuk kim? Annem nerde?' gibi birçok soru... Salon gibi bir yerden içeri girdiklerinde içeride birkaç hizmetli ve onu annesinden alan kadını gördü. Adamlar, kızı kadının karşısına götürüp çıktıklarında kız korkmaya başlamıştı. Her korktuğunda olduğu gibi vücudu buz gibi kesilmişti. Kadın ona gülümseyerek "Savaşına hoş geldin güzel kız" dedi. "Benim adım güzel kız değil." dedi kız. "ahahah biliyorum canım ama artık sana başka bir isim bulmamız gerekiyor maalesef, artık o isimle devam edemezsin."dediğinde kız daha da buz keserek karşısındaki kadına bakıyordu. "Artık senin ismin Yaprak, güzel kız". Kız tamam dercesine kafasını salladı ve başını eğdi.
Kadın kızın yanına gelerek bileğine kırmızı bir bileklik taktı. "Bu bilekliği hiçbir zaman çıkarma Yaprak" dedi gülümseyerek. Ve küçük kız işte o zaman her şeyin değiştiğinin farkına vardı, çığlık atmak istiyordu ama onu tutan bir şeyler vardı ondan dolayı susmayı tercih etti... Ne de olsa susmak bazen en iyi cevaptır. Ve verilmesi en güç cevap... "Bu arada ben de Kumru, güzel kızım." dediği sırada içeriye o kaşlarını çatarak kızı izleyen erkek çocuk girdi. "Bu da bundan sonraki arkadaşın; Rüzgar. Rüzgar bu da Yaprak."deyince erkek çocuğu kıza bakarak gülümsedi. Onlar şu an hiçbir şeyin farkında değiller. Çünkü dünya, çocukların gözünde çok masum bir yer ancak büyüyünce onlar da her şeyin farkına varacaklar...

Yağmur DamlalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin