Güzel gözlerinden süzülen yaşlar hiç dinmedi. Aynı tabloda, iki şeytan yalnız kaldık. Benim aç gözlülüğüm bizi buraya tıkmış olsa bile, geçmiş için sana minettarım.
.
.
.
1999/ Temmuz ayıTatlı bir yaz akşamı her zamanki gibi kütüphaneye gidiyorsun. Bense peşinden aptal gibi koşuşturuyorum.
Bir anda duraksayıp, yüzündeki tebessümle bana doğru döndün.
Bora:Orda olduğunu farkettim gel hadi.
Sayina:Bu defa çabaladım ama.
Bora: Evet farkındayım.
Sayina: Derslerin seni zorluyordur. Vizelerin bitti mi?
Bora:Sayılır, eve dönmen gerek saat geç oldu. Lise öğrencisi için sokaklar tekin değil.
Sayina: evim 2 sokak ötede senin için buraya kadar geldim. En azından beni eve bırakamaz mısın?
Bora:madem kendin dönemeyeceksin niye beni takip ettin ki
....
Başını hafifçe başımı patpatladın
....
Uzun bir geçmiş vardı aralarında. Bora, Sayina için her zaman mesafeli davrandı. Sayina ise onu sevmekten hiç vazgeçemedi.
....
Sokağın ışıkları birer birer yanarken, ılık meltem yüzüme çarpıyordu. ürperti içimi sardığı sırada; ceketini çıkartıp bana uzattın.Bora:Hastalanacaksın giy getirmene gerek yok. Zaten küçülmüştü
Bunu dediğinde dünyalar benim oldu. Aynen şöyle düşündüm "ona ait bir parça daha" Senin kim olduğunu böyle basit şeylerle çözmeye çalışıyordum o vakitlerde. Tek kelime edemeden elime tutuşturduğun ceketi giydim.
Yolda yürürken eski bir bank gözüme ilişti.
Sayina:biraz oturmak istermisin.
Bora:Ders çalışmam gerek seni bırakıp kütüphane-
Sayina:Lütfen sadece bir defa.
....
Gülümsedin ve banka doğru ilerlerlemeye başladık
....
Kelimeler ağzımda çamurlaşıp gidiyordu. Seninle konuşacak en ufak bir konu yoktu. Senelerdir tanışmamızın samimiyeti; senin üniversiteyi kazanmanla kaybolup gitmişti .Derken sessizliği bozdun
Bora: Üniversiteye gitmek için çalışmalısın. Peşimden koşma artık sana uygun değilim sende farkındasın.
Dudaklarımı birbirine bastırdım tek kelime edersem gözyaşlarımı tutamazdım
Bora: Seni mutlu edemem tahmin ettiğin gibi biri değilim. Lütfen herşeyi daha da bulandırmadan evvel benden uzaklaş.
Bu diyalog sonrası uzunca bir süre saklambaç oynadık. Daha açık olmak gerekirse birbirimizden kaçtık.
O gece sabaha karşı eve geldim. Annemi uyandırmamak için çaba sarfetsem bile bir şekilde uyanmıştı. benden hesap sormak için başıma dikilmişti
?: Nerdeydin tüm gece boyunca seni bekledim
Sayina: kütüphanedeydim
?:Sabaha kadar mı
Sayina: evet sabaha kadar
?:bana yalan söyleme sayina seni gözünden tanırım yine onunlaydın dimi?
Ses tonu gittikçe sertleşiyordu
Sayina:bence bunda bir sakınca yok anne
?: Hayır var ölümlü müsveddesini sevmene izin vermeyeceğim
Sayina:o kötü biri değil lütfen niye böle davranıyorsun.
?: O kötü biri Sayina gariplik seziyorum birşeyler gizliyor beni dinle lütfen
Ayaklarımı sürüyerek odama giderken, hol boyunca senin benden ne gizleyebileceğini düşünmüştüm. Ne kadar aptalmışım meğer. O zamanlar gençliğin verdiği toz pembe hayallerin etkisiyle, tüm gerçekleri elimin tersiyle ittim. Eğer senin nasıl biri olduğunu bilseydim, şimdi hayatlarımız daha iyi olur muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece tablo
Teen Fictionbiz sadece bir tablodan ibaretiz artık. Duygular ve kin dolu sözcüklerin yerini donuk bakışlar ve renkler var