Sıcak bir haziran günü festival alanında kumral uzun saçlı ela gözlü bir çocuk kalabalığa hiç aldırmadan yerleri süpürüyordu.Oyunlar oynayan şarkılar söyleyen yaşıtlarına ara sıra göz gezdiriyor sonra birden düşlere dalıp kendini onların arasında buluyordu.Hemen hemen her zaman kalın ve rahatsız edici bir ses düşlerinden alı koyuyordu Mete'yi.Evet Mete!Adı Mete'ydi az önce bahsettiğim o kalın sesin sahibi ona bu isimle hitap etmişti.Günlerdir sabah kahvaltımı yapar yapmaz hemen Meteyi izlemeye gidiyordum fakat adını daha yeni öğrenmiştim.Çünkü çevresindekiler ona hep tıfıl cüce gibi lakaplarla sesleniyordu.Mete ise hiçbirine aldırış etmeden onları saygı ile dinliyor ve isteklerini gerçekleştiriyordu.Yine bir gün istekleri yerine getirmiş sıcağın alnında terlemiş ve yorulmuş bir vaziyette yanımdaki banka oturdu.Bende hiç fırsat kaybetmeden"Eee,naber delikanlı?" diyerek söze başladım hafifçe başını sallayıp " Sağolun efendim siz nasılsınız?" Diye karşılık verdi yumuşak bir ses tonuyla.