1

1.4K 111 191
                                    

"Hey! Şurdaki okuldaki erkeklerle yatan çocuk değil mi?"

"Evet. Adı Park Sunghoon"

Sunghoon koridorda kendi sınıfına yürürken içinden bu yılın başlamasına lanet diliyordu. Artık son sınıftı ve derslerine odaklanması gerekiyordu. Ama okuldaki herkes ona engel oluyordu. Her ne kadar ailesinden okul değiştirmek istese de, hem ülkenin en iyi okuluna gidiyordu hemde ailesi onu geçiştirip duruyordu. Kısacası yalnızdı bu hayatta. Bir kaç kere intihar düşünsede istemiyordu. Hayat ona sadece bir seçeneği sunmuştu. O da yaşamak.

Sınıfına varınca bütün gözler Sunghoon'u buldu. Yine saçma sapan instagram'daki okul dedikodu sayfasından dün biriyle yattığı dedikodusu çıkmıştı işte.

"Hey dün eğlendin mi bari?"

Duyduğu sözle kafasını Yeonjun'a çevirirken kafasına su şişesi yemesi bir olmuştu. Maskesi yüzünü yeterince kapatırken üstüne saçlarıyla da gözlerini kapatıyordu. Ve bu onu daha çok 'ezik' gösteriyordu. Hayat Sunghoon'dan ne istemişti ki? Neden diğerleri gibi yaşayamıyordu?

\\\\\\\\\\

İlk gün bir öğrenci için ne kadar kötü geçtiyse Sunghoon hiçbir şey hissetmiyordu. Etrafındaki insanlardan boğuluyordu. Duyduğu sözler, kafasına yediği onca şeyler, zorbalıklar, ve gay olduğuyla ilgili bir çok şey...

Resmen ruhu ölmüştü gencecik çocuğun. Okulun o kalabalığından kendini dışarı attığında derin bir nefes aldı. Eve yürürken maskesini açmıştı. Maskenin altında her ne kadar boğulsa da alışmıştı buna. Simsiyah maskeyi bileğine geçirirken arkasından gelen sesler onu daha da hızlandırıyordu.

"Hey sen!"

"Heyoo sen erkeklerle yatan çocuk değil misin"

Her duyduğu cümlede daha da hızlanırken başını yere eğmiş hızlıca yürümeye çalışıyordu. Kaçıyordu.

"Hadi ama güzelim karşılığında para veririm"

"Kaçmasana bebeğim bunu ne kadar çok istediğini biliyorum"

Şuan koşmakta olan Sunghoon yeterince güçsüzleşmişti arkasından koşan adam her ne kadar cümle kursa Sunghoon duymazdan gelmeye çalışıyor ve evine koşuyordu.

Tam sokağa dönerken bileğinden daracık bir alana çekilmesiyle nefesi kesildi. Kaşsısında durduğu çocuğu süzerken koşmuş olduğu çok belli bir şekilde terlemiş ve alnına yapışan bir kaç tel saçı ona çok hoş bir görüntü katıyordu. Karşısındaki oğlan bir eliyle onun ağzını tutarken bir eli de duvardaydı. Sunghoon duvarla onun arasında kalmış ve bacakları ise birbirine değiyordu.

"Sadece sessiz ol."

Diye fısıldadı Sunghoon'a. Nefesi onun yüzüne çarpıyordu. Bir kaç saniye onun gözlerine baktı.

"Hey küçük kedi nereye kaçtın bakalım" diye sesler yankılanıyordu etrafta. Yavaş yavaş adım sesleri kesilince kırmızı saçlı oğlan sokağa çıkıp kontrol etti

"Çıkabilirsin gitti"

dediğinde Sunghoon korkakça yanına ilerledi kırmızı saçlı çocuğun. Utandığından bileğindeki maskeyi taktı yüzüne. Saçları ise çok azda olsa yüzünün yarısını kapatmaya yetmişti.

"Teşekkür ederim" diye mırıldandı Sunghoon. Kırmızı saçlı çocuk eğilip Sunghoon'un yüzüne bakmaya çalıştı. "Neden yüzünü kapatıyorsun" derken elini maskesini çıkarmak için uzattığı da Sunghoon korkakça geri çekildi ve gözlerini yumdu. Buna okuldan alışmış olmalı ki her gün zorbalık gördüğünden aniden refleks olarak yapıyordu.

"Hey! Heeseung iki saattir seni arıyorum nereye kaçtın gene çabuk ol yetişmemiz lazım- ana bu kim"

Bu sefer yandan sarı saçlı bir çocuk geldi. Arkasından ise bir kaç kişi daha. Sunghoon iyice korkmaya başladığında içlerinden birinin yan sınıftaki Jungwon olduğunu gördü. Bir adım daha geriye gitti Sunghoon, başı yere bakıyordu. Jungwon adını Heeseung olduğunu öğrenen çocuğun kulağına bir şeyler fısıldadı.

"Ne"

derken Sunghoon daha fazla orda durmak istemediğinden yanlarından çekip gitmişti.

//////////

Sunghoon evde, kendi odasında, kendini yatağa atmış ve tavana bakıyordu. İlk defa birisine 'bir erkeğe' konuştu ve dediği tek şey teşekkür etmekti. Jungwon'u ona kendisiyle alakalı bir şey söylediğine o kadar çok emindi ki derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Gözlerini kapattığı gibi karşısında o gözleri buldu, o burun, o dudak, o saçlar, onun yüzü görebildiği en güzel yüzlerden biri olabilirdi. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilir diye geçirdi içinden derken günün yorgunluğuyla uykuya daldı
.
.
.

Sabah Sunghoon her zamanki gibi kalkıp 5 dakikada hazırlanıp kahvalto bile etmeden evden çıktı. Yoldan giderken aldığı simiti kulaklıkla dinlediği şarkı eşliğinde yiyordu. Sonunda okula vardığında dışardan okula bakıp binbir küfürü etti içinden, lanet etti yaşadığı ve istemeden bile olsa erkeklerden hoşlandığı için.

Her zamanki gibi konuşmalar falan filan duymazdam gelirken sınıfa eşyalarını bırakıp kantine indi. Ders başlamadan önce içeçek bir şeyler alıp tekli masaya geçti. Bir yandan küçüklüğünden beri sevdiği sütü içerken telefondan bu dedikodu sayfasını açıp teker terker okulaya başlamıştı yorumları

"pişt ezik bana bi tost alsana" duyduğu sesle başını kaldırdı. Etrafında bir kaç kişi olduğunu gördüğünde maskesini yukarı çekti. Yine Yeonjun'du. Yeonjun Sunghoon'un eski arkadaşıydı. Sırrını ortaya çıkınca onunla arkadaşlığını kesmişti ki zaten sırrının ortaya çıkmasını da o sağlamıştı. O günden beri Yeonjun hep Sunghoon'un başında ona zorbalıklar yapıyordu.

"Gerçekten iğrenç bir yüzün var"

"Hangi yüzle geliyorsun bu okula?"

Sunghoon birbirine karışık cümleler içinde sadece masaya bakıyordu. Derken Yeonjun onun sırtından itmesiyle başını kaldırdı. Gözleri tam karşı masaya bakarken yine o tanıdık gözlerle buluştu gözleri.

---------------------

İlk defa kendi başıma yazdığım kitabın başlangıcıı umarım beğenirsiniz

Ben çok yazamasam da bir şeyler deniyoruz işte kendimi geliştirmek istiyorum

Ve inşallah diğer bölümlerde güzel yazabilirim

Oy ve yorumlarınızı bekliyor olucağımm~

Görüşürüzz

'duru

why do u hate me // heehoon-seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin