BAŞLANGIÇ

276 13 8
                                    

Medyada psikolog Asthon

"Her zaman bir mucize bekledim bu hayattan. Gelse beni alsa ve istediğim noktaya bıraksa diye. Ama sadece bekledim. Mucize bu nasıl gerçekleşir ki? Gerçekleşmesi için bile bir mucize gerekiyor. Ama ben ne yaptım? Yılmadım. Her şeyin bir başlangıcı vardır ya işte benimde hayatımın başlangıcı burada bu büyüdüğüm yetimhanede başlıyor.

Alışmam o kadar da kolay olmadı. Ama alışınca da bırakasım gelmedi açıkçası. Sağlam dostluklar elde ediyorsun en güzel yanı bu yetimhanenin. Tabi bende bir dost edindim. Sadece dost değil; sırdaş, kardeş, abi ve baba... Yani nasıl desem ne istesem o oluyor bana.

Ah, o benim her şeyim, canım benim, bir tanecik Stephane'm... Stephane, o da çok zor şeyler yaşadı. Bunlara rağmen ayakta kalmayı başardı. Ben... ben bunlardan başka bir şey hatırlamıyorum. Ne öncesi ne de sonrası..." Gözümde sıkarak tuttuğum iki damla yaşı serbest bırakarak " Lütfen yardım edin! Bana ne olduğunu bilmek istiyorum. Stephane'mı yeniden hatırlamak ve onu bulmak istiyorum." Dedim psikoloğum Asthon'a.

Bana bir peçete uzattı ve ardından " Catherine, sen bu zamana kadar kendi ayaklarının üzerinde durmayı çok iyi başardın. Eşinden boşandığında bile dimdik ayaktaydın. Böyle devam et. Etmek zorundasın. Koş yoksa düşersin. Sana en çok sen yardım edebilirsin. Yine de ben her zaman buradayım biliyorsun tatlım. Ve en önemlisi bu kapıdan çıkarken kırılganlığını burada bırakıyorsun. Her zaman olduğun gibi Catherine Earnshaw oluyorsun ve dışarıdaki bütün pislikleri içeri tıkıyorsun. Şimdi gülümse hadi."


Bu adamı seviyorum. Gerçekten iyi hissettiriyor. İstemeden bir gülümseme yayıldı suratıma aynı şekilde Asthon'a da. "Teşekkürler Asthon. Şimdi eve gidip güzel bir uyku çekmek istiyorum. Seni seviyorum. Hoşçakal." Dedim.

Asthon da " Görüşürüz tatlım. Dediklerimi aklından çıkarma." Diyerek el salladı. Gülümsedim ve kırılganlığımı bu oda içerisinde bırakarak dışarıya çıktım. Hava Mayıs güneşiyle doluydu. Derin bir nefes alarak arabama bindim ve çalıştırdım.

Yolda giderken kaldırımlardaki insanlar belli bir düzen içinde hallerinden gayet memnun bir şekilde yürüyorlardı. El ele, kol kola giden sevgililer ve evli çiftler, elinde çikolatasıyla ağzını batıran minik çocuklar, alışveriş delisi insanlar...

Hepsi kendi hallerinde ve mutlu görünüyorlar. Onları öyle görmek gülümsememe neden oldu. Eve gelmiş olduğumu bile zor fark ettim. Arabamı garaja çekip eve girdim. Kapıdan içeri girince müthiş bir yalnızlık kokusu aldım. Güzel bir şey rahat, özgür ve huzurlu (!). Huzurlu mu? O biraz tartışılır işte.

Bu güzel sessizliği bozan karnımın gurultusu olmasa belki daha iyi olurdu ama bozmuştu işte. Midem birazcık bekleyebilir. Yukarıya banyoya çıktım duş almak için. Suyun vücudumdan aşağıya kayışı mükemmel hissettiriyordu. 15 dakika sonra çıktım. Başımda havlu sarılı aşağı mutfağa doğru indim.

Buzdolabını açtım yine yapacak bir şey olmadığını görünce daha fazla bekletmeden kapattım. Saate baktım 18:20. Fazla geç değil. Hâlâ dışarıya çıkabilirim. Sarah'ı aradım. Dördüncü çalışta açtı. "Efendim Cath?" "Müsait misin?" "Ah, evet tatlım müsaitim." "O zaman hazırlan dışarıda yemeğe gidelim. Sonra da alışverişe gideriz." Canına minnet. "15 dakika sonra gelebilirsin tatlım." Dedi ve kapattı. Sarah bu 15 dakika dediğine bakmayın yarım saatte bile hazır olmaz.

Bunu bildiğimden rahatça hazırlanabilirim. Odama çıktım. Altıma kot üzerime sweet giydim. Saçlarımı kurutup biraz dalgalandırdım. Rimel ve birazcık da parlatıcı işte hazırım. Evinin önünde Sarah'ı bekliyorum. Kaç 15 dakika geçti hazır değil. Ben demiştim. Neyseki şu an koştura koştura çıkıyor. Biliyor çünkü geç kaldığını.

"Fazlasıyla geciktiniz hanımefendi" dedim gülerek. "Alışmış olman gerekmiyor mu?" Ah evet fazlasıyla alışmıştım. Ama sadece eğleniyordum işte. Arabaya bindik. "Evet nereye gidiyoruz?" "Tabiki her zaman gittiğimiz kafeye." Dedi Sarah sırıtarak. Bu sırıtmanın altında ne olduğunu çok iyi biliyorum. Arabayı çalıştırdım ve kafeye doğru gitmeye başladık.

KARMAŞIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin