bana güzel olduğumu söylediğinde utançtan kızarmış ve masadan kalkıp bir şey diyemeden banyoya girmiştim. n'apabilirdim biri bana ilk defa güzel olduğumu söylüyordu, bence normal davranmıştım.
ben banyoda utançtan kıpkırmızı hale gelmişken onun içerideki kahkahalarını işitiyordum. kimse bu adama aniden böyle bir şey söylenmeyeceğini söylememiş miydi?
"inui utanmana gerek yok, çık dışarı." kapının önüne gelmiş çıkmam için bir şeyler söylerken yüzüme su tuttum ve dışarı öyle çıktım.
"çok mu utandın cidden?" yüzüme bakıp kahkaha atmaya devam etmişti. sinirlenmeye başlamıştım.
"ne utanması? utanmadım." dedim yanından geçerken. gitmeme müsade etmemiş ve kolumu tutmuştu.
"inkar etme." dedi gülerek. benimle dalga geçiyordu?
kolumu ondan kurtardıktan sonra hızlıca odama gittim ve çalışma çantamı elime aldım. sanırım ayrılma vaktimiz gelmişti.
"gidi- beraber gidiyoruz." dedi elimdeki çantaya bakarak. kafamı salladım ve peş peşe evden çıktık. yollarımız ayrılana kadar beraber yürüdük bu esnada kokonoi bana dün gecenin nedenini, nerede çalıştığını, ailesini anlatmıştı.
ve evet, bingooo! ailesi ile büyük kavgaya tutuşmuş ve cüzdanı ile arabasına el konulmuştu. yani bu demekti ki kredi kartları bile yanında değildi bu yüzden herhangi birinde kalma ihtiyacı duydu. ona arkadaşlarını sorduğumda ise anlatmamıştı, gereksiz diyerek geçiştirmişti beni.
yollarımız nihayet ayrılacak noktaya geldiğimizde bir süre birbirimize baktık. aslında bir gecelik bile olsa alışmıştım ona, gitmesini istemiyordum, bundan sonra onu göremeyecek olmak beni üzüyordu.
"gidiyorum." kısık sesle söylendiğinde istemeye istemeye kafamı salladım.
"görüşür müyüz?" ağzımdan çıkan kelimelerle bir süre duraksamışa benziyordu. anlamıştım, görüşemeyecektik.
"anladım." dedim kısaca. "güle güle git, öyleyse." gülümsedim ve arkamı döndüm. yolun karşısına geçmem gerekiyordu.
"seishu." adım ne kadar güzelmiş.
kokonoi beni kolumdan tuttu ve bana sarıldı. tanrı aşkına, kokusu ne güzeldi öyle. neden kalbim hızlı atıyordu? daha bir günlük tanıdığım adamın bende bıraktığı etki neydi böyle?
"görüşürüz." yanağıma yumuşak dudaklarını yerleştirdi ve benden ayrılarak kendi yoluna gitmeye başladı.
kaldırımın ortasında durmuş öylece yere bakıyordum şu an. bana sarılmıştı,bana adımla seslenmişti, bana görüşürüz demişti ve en önemlisi beni öpmüştü. evet, beni öpmüştü. tanrım hangi rüyadayım ben? uyanmak istiyorum derhal.
"seishu?" zar zor kafamı çevirip bana seslenen chifuyu'ya baktım.
"n'oldu, hortlak mı gördün? bembeyaz olmuş yüzün, neyin var?" dedi elimdeki çantayı alırken.
"halimi bilmem de benim sana anlatacaklarım var chifuyu."
selam!! bölümü güncelliyorum,
düşündüm ki ben buna eğer bölüm yazmaya devam edersem mahvedecekmişim gibi hissettim. bu yüzden burada -işleri mahvetmeden- bitirmek istedim, hikayenin geri kalanını sizin hayal gücünüze bırakıyorum ✍🏻🤩

ŞİMDİ OKUDUĞUN
tesadüf, kokonui
Fanfictiongecenin bir yarısı işten çıkmış evime giderken nereden bileyim hayatımın aşkıyla karşılaşacağımı.