one direction | minsung

-2-

"Minho hani nerdesin ya!"

"Bilmem nerdeyim?"

"Ya Minho seni bir bulursa-" Jisung arkasından omzuna dokunun elle birlikte korkuyla ileriye doğru atılıp hızla arkasını döndü. Karşında Minhoyu gördüğünde rahatladı ve derin bir nefes aldı.

"Of ölüyordum napıyorsun ya!" Jisung ellerini beline yerleştirip kaşlarını çatmış ve sinirli bir ses tonuyla konuşmuştu. Minho ellerini önünde birleştirip kafasını eğdiğinde Jisung gözlerini kısıp Minhoya bakmaya devam etmişti. Minhonun bu haliyle gülmeye başladığında hızla Minhoya sıkıca sarılmıştı.

"Ama biraz daha gelmeseydin burada sıkıntıdan ölecektim!" Jisung, Minhoyu daha sıkı sararken Minho da ona karşılık vermişti.

"İyi ki varım o zaman" Minho gülerek konuştuğunda Jisung da gülmeye başlamıştı. Jisung en sonunda Minhodan ayrılıp elini sıkıca tutmuş ve çekiştirmeye başlamıştı. Minho ne olduğunu anlamadan arkada kalan arabasına bakarken söylenmişti.

"Hey! Jisung arabam orda!"

"Seni bir yere götüreceğim" Jisung, Minhoyu umursamadan çekmeye devam ederken Minho gülmeye başlamış ve Jisunga ayak uydurarak koşmuştu.

"Nasıl?" Jisung kocaman gülümseyerek Minhoya döndüğünde Minho da heyecanla gülmeye başlamıştı.

"Buyurun Minho bey önden" Jisung gülerek ellerini kapıya yönelttiğinde Minho Jisungun elini tutup hızlı adımlarla içeri girmişti. Jisung şaşkınlıkla Minho'nun yaptığı şeyi anlamaya çalışsada çok düşünmeden ona uyumuştu. Minho'nun bu heyecanlı halleri Jisungun çok hoşuna gidiyordu.

Minho'nun en çok sevdiği şeyin kediler olduğunu bildiği için onu hayvan barınağına getirmeyi her zaman çok sevmişti.

"Ay Jisung şuna bak!" Minho kedilerin bulunduğu alana koşarken Jisunga bağırmıştı. Jisung da Minhoya yetişmek için koşmuştu. Minho hemen yere eğilip yanına gelen kedilerin tüylerini okşamaya başlamıştı. Jisung da aynı şekilde yanına eğilmiş ve Minhoyu izliyordu.

"Çok güzel" Minho bir yandan kedileri sevmeye devam ederken bir yandan onlarla konuşuyordu. Kedilerle konuşmak Minho'nun her zaman rahatlamasını sağladı.

Birkaç saatlerini orda geçirdikten sonra çıkmışlardı. Jisung sevimlice Minhoya bakarken Minho hâlâ gülümsüyordu. Beraber Minho'nun arabasına ilerlerken hiç konuşmamışlardı. Arabaya geldiklerinde Minho cebinde anahtarını çıkartıp arabayı açmış ve Jisung hızla arabaya binerken gülümsemişti.

"Nereye gidiyoruz!" Jisung, Minho'nun yüzüne yaklaşıp heyecanla sorduğunda Minho dona kalmıştı. Birkaç saniye öylece Jisungun yüzünü incelemişti. Jisung geriye çekildiğinde tuttuğu nefesini bırakmış ve arabayı çalıştırmıştı.

"Nereye istersin?" Minho gergin bir tavırla sorduğunda Jisung bunu fark etmemiş ve kafasını cama yaslanmıştı.

"Aklıma gelmiyor" Jisung camdan dışarıyı izlerken konuştu. Bedeni bir anda yorgun düşmüştü. Bunun sebebinin iki gündür doğru düzgün uyuyamaması ve annesinin zoruyla misafirlerle uğraşmaktan olduğunu düşündü.

"Sinema?" Minho tedirgin olmuştu. Jisungdan bir cevap beklerken Jisung heyecanla kafasını camdan çekmiş ve Minhoya dönmüştü.

"Korku filmi!"

"Hayır Jisung" Minho kısaca reddetmişti.

"Ya lütfen. Lütfen!" Jisung ısrar ederken Minho sadece olumsuz anlamda kafa sallıyordu.

"Hadi ama korkuyor musun?!" Jisung kollarını bağlayıp önüne dönerken sinirli bir sesle söylemişti.

"Korkuyor muyum? Ben mi!" Minho alaycı bir gülüşe yandan Jisunga bir bakış atarak karşılık vermişti.