Barmen içeceğimi hazırlarken bar masasının ardındaki sandalyelerden birine oturdum. Minho'nun yanına dönmekten kaçınıyordum çünkü garip bir ortam oluyordu sadece ikimiz olduğunda.
Gözlerimle Jeongin ve Hyunjin'i aradım. Kalabalığın arasına öyle karışmışlardı ki, ikiliyi seçmek zor olmuştu. Barmen çocuk gülümseyerek "Buyrun," derken renkli bardağı önüme bıraktı. "Tatlı bir şeyler olsun," demiştim.
"Teşekkürler."
Bardakla oynarken sandalyeyi döndürüp Minho'nun olduğu yere baktım. Yanında bir çocuk vardı. Benim kalktığım yere oturmuş Minho'yla konuşuyordu. Sarışın çocuk bir şeyler söylerken Minho cebinden sakız çıkarıp ağzına attı. Arkasına yaslanmış çocuğu dinliyordu sakızını çiğnerken. Hoş görünüyordu açıkcası.
"Tek misin?"
Kulağımın arkasında hissettiğim nefesle irkildim. Konuşan kişi gülümseyerek kafasını omzumun üstünden uzattı ve yanıma geldi.
"Efendim?"
"Tek misin?"
Ne demem gerektiğini bilmiyordum. Hangi bağlamda sorduğunu düşünürken aptal aptal baktığımı fark etmem uzun sürmedi.
Güldü. "Teksin sanırım," dedi. Siyah saçlı hoş bir çocuktu. Yeşil renk lensleri vardı ve güldüğünde sağ yanağında bir gamze belirdi.
"Arkadaşlarımla geldim aslında."
"Ben kimseyi göremiyorum."
"Hayali arkadaşlarımdan bahsetmiyorum," dediğimde güldü. Kalabalığı gösterdim. "Orada bir yerlerdeler."
"İlk defa mı geliyorsun?"
Kafa salladım. "Sen sık geliyorsun sanırım."
Yeniden güldü.
"Öğrencisin diye tahmin ediyorum."
"Evet."
"Tahminlerimde yanılmam gördüğün gibi."
Gülümseyerek nezaketen "Sen," diye sordum. Biraz da merak etmiştim doğrusu.
"Okulu bitirdim. Hukuk bürosunda çalışıyorum."
"Ciddi misin? Ben de hukuk okuyorum. Avukat olmak istiyorum."
"Tesadüfe bak," dedi. "Umarım hayallerin gerçek olur."
"Delirip okulu bırakmazsam olur."
"Dayan."
İçeceğimden bir yudum alıp kafa salladım.
"Üstündekiler yakışmış."
"Teşekkürler."
"Dans etmek ister misin?"
Kalabalığa baktığımda tereddütte kalan suratımı görüp gülümsedi. "Zorunda değilsin."
"O zaman etmesem daha iyi olur, alışık değilim böyle şeylere."
"Eğlenip kafa dağıtman lazım ama," dedi kulağıma doğru. Müzikten dolayı bağırarak söylemişti. "Bu bölüm böyle bitmez."
"Nasıl yapacağımı bilmiyorum desem güler misin?"
Cevap vermeden gülmüştü bile. "Yardımcı olurum." Elimden tutup kaldırırken ayak uydurmak zorunda kaldım. Şükürler olsun ki kalabalığa çok girmeden durdu ve ritme ayak uydurmaya başladı. Ben ise odun gibi dikiliyordum. Dürüst olmak gerekirse utanıyordum da.
"Hadi!"
"Ne yapacağımı bilmiyorum."
Ellerini belime koyup hareket etmeme yardımcı oldu. "İçinden geldiği gibi dans et, çekinme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yine yangınlar yine ben ーminsung
Humorokulun itiraf sayfasına yapılan bir itiraf sonrası jisung'un hayatı hiç beklemediği bir şekilde minho ile kesişmişti. "tanışıyorlar mı bilmiyorum ama 4-1deki lee minho ile 4-3deki han jisung acayip yakışıyor. bugün kantinde yan yanalardı sizden olu...