»» MAKAS ««

5 0 0
                                    

Her şey yeniden başlıyordu. kalabalıklar, toplantılar, bitmek bilmeyen planlar, gün boyu önüme gelen dünyalarca resim ve her resmin bana hissettirdiği onca his ; uykusuzluk azim hepsi hepsi toplanmıştı. Damarlarımda deli gibi dolaşan kan bile bunun farkındaydı ,bir tatile ihtiyacım vardı; İşten, evden, şehirden, gürültüden ve toplantılardan uzak bir tatil ama ne zaman olacaktı. Vakit var mıydı?. İptal edilemez toplantılar ,davetler... hepsi üst üste gelmişti saat 20.00 olmuştu bilgisayar başından kalktım ve çantamı alıp ofisten çıktım .Arabama binip eve doğru yol aldım .Eve girince doğrudan odama çıkıp tekrar masa başına geçtim. Yardımcım ,Esra hanım yavaşça kapıdan süzülüp içeriye girdi. Sinirli bir bakış atarak yüzüne baktım. "Kapıyı çalmıştım ama cevap vermediniz özür dilerim" diyerek kendini toparladı. Cevap vermeden yüzüne baktım. "yemek hazır efendim getirmemi ister misiniz "diye sordu. başımı hayır anlamında salladım . Yavaşça odadan dışarıya çıktı .Dosyaları toparlayıp asansöre bindim ev de iş yerinden farkı yoktu yemek odası giriş kattaydı çalışma odam çatı katında yatak odam çalışma odasının hemen altındaki odadaydı diğer odalar dayalı döşeli ama bomboştu çalışanların kaldığı oda ikinci kattaydı her katta 6 şar oda her oda da kişisel banyo tuvalet vardı bu evin en sevdiğim yanı şehrin gürültüsünü hiç sızdırmamasıydı teras çıksan bile şehrin o iğrenç kokusunu ve sesini duymak çok zordu özel olarak tasarlanmıştı yemek bittikten sonra Esra hanıma teşekkür ederek bar kısmına yöneldim Esra hanım benden yaşça büyük ve olgun bı kadındı 15 yıldır benimleydi ve her zaman bana saygı ve sevgi çerçevesinde bakmıştı tıpkı bir anne gibi sevkatli ve sevecen birisiydi o masayı toplarken bende ickimi bardağa doldurup Hole geçtim TV izlemek için film aramaya başladım bı sure sonra telefonun iğrenç sesiyle film aramayi bırakıp telefona yöneldim ah kahretsin gene mi -nasilsin lanet herif (5 sn önce daha iyiydim)- bende seni seviyorum dostum dinle bu hafta sonu gidiyoruz seni harika bir yere götüreceğim bir sürü güzel melek olacak koca adamın biraz tatile ihtiyaci var (hey bekle önemli ).... Ah cevap bile veremeden telefonu kapattı bu hafta sonu bı kaç toplantim vardı ve gazeteye gitmem gerekliydi her şeye burnunu sokan kardeşim gene yapmıştı yapacağını benden önce sekreterini arayıp işleri iptal etme emrini bile vermiş olmaliydi ah tanrim bu adamı gerçekten seviyordum çalışma odasına çıkıp biraz daha iş ile ilgili dosyaları gözden geçirdim kapının sesini duyunca yönümü oraya çevirerek evet dedim Esra hanım di bu saat neredeyse 2 ye geliyordu neden hala uyumamıştı ki yüzünde korku ve hüzün vardı elimle koltuğu göstererek evet dedim Esra hanım bı sure sessiz kaldı ve kardeşinin vefat ettiğini söyledi gözleri doluydu ağlamamak için zor tutuyordu kendini yavaşça kalkıp karşısındaki koltuğa oturdum bu ona olan Bir saygıydı sadece evet o benim bir çalışanımdı ama benden yaşça büyük ve yıllardır benimleydi onun için çok zor olmalıydı sessizce dinledim kardeşinin ölüm haberini az önce almıştı ve gitmek için benden izin istemeye gelmişti yavaşça elimi telefona uzattım ve şoförü arayıp uçağa haber vermesini ve Esra hanımı güvenli bir şekilde oraya götürmesini istedim yanına da birini gönder dedim Esra hanım gerek yoktu ben kendim gidebilirdim dedi kalkması için ona destek oldum ve asansöre doğru ilerledik Esra hanım ile beraber evin çıkış kapısına indik Esra hanım dönerek tıpkı bir anne gibi yüzümü ellerinin arasına aldı ve keşke kabuklarını kırabilsen oğlum o zaman çok mutlu olacaksın dedi gülümsemeye çalıştım ama benim için çok zordu Esra hanım arabaya binerken bende eve doğru girdim odama çıkıp üzerimi çıkardım duşa girdim ve yatağa attım kendimi yataktaki bir şey beni rahatsız ediyordu kalkıp ne olduğuna baktım bir bileklikti siyah bir kalp ve etrafında sarılı iplerden oluşan örgü türü bir bileklikti kime aitti ki o kadar çok kız gelmişti ki buraya ve kurallar gereği hiçbiri takı takamazdı bi süre bilekliği baktın annemin bilekliği de bu gibiydi ama kalp siyah değil mavi ve özel bir taştı bilekliği sehpanın üzerine koyup uyumak için uyku ilaçlarımı aldım uyku ilacı almama rağmen uyumam oldukça zor olmuştu 8 yaşımdan beridir uyku problemim vardı ve geçmek bilmeyen bir sorundu

»» GEÇMİŞ ««

(okuldan eve gelir gelmez kitaplarımı çıkartıp ev ödevlerini yapmaya başlamıştım annem hala gelmemişti merak ve korku vardı içimde babam gece çalıştığı için onu zaten hiç göremezdim hafta sonları üç dört saat belki daha az ödevlerin bitince mutfağa geçip Bir şeyler atıştırdım televizyonun karşısına geçip en sevdiğim çizgi filmi izliyordum annemin gelmesiyle doğruca salona geçtim annem yemek yedi mı lanet olası dedi gene içimdeki bütün umut yok olmuştu evet anlamında başını salladım neden hala uyumadın hadi git ve uyu yavaşça odama doğru çıktım ve yatağıma geçtim gözlerimi kapatıp yarın o iyi olacak diyerek uykuya daldım uyandığımda annem çoktan gitmişti babam da uyuyordu yavaşça üzerimi giyinip dolaba doğru gittim annem dolabın yanındaki masanın üzerine biraz para bırakmıştı onu alıp dolaptan bir sandviç aldım çantama koyup okula doğru gittim okula varınca emre ile karşılaştım doğum günün kutlu olsun dedi sevinçli bir sesle ne doğum günüm mu evet bu gün benim doğum günümdü 13 Mayıs annemin bana neler yapacağını hayal ettim geçen yıl hatırlamamıştı işte çok yoğundu bı önceki yıl babam ile aralarında bı sorun vardı gene unutmuştu bu yıl unutmazdı çünkü anneler çocuklarının doğduğu günü unutmaz emre elindeki bir kutuyu bana uzatarak annem bunu almak istedi diyerek ekledi Suzan teyzeyi çok severdim kutuyu açıp içine baktım vay canına emre sana inanamıyorum bu harika küçük kırmızı bir araba vardı inanılmaz güzeldi ve kapıları da açılabiliyordu hemen emreyle oynamak istiyordum eve doğru yürümeye başladım annem benden önce gelmişti içeriye girdim arabayı ona göstermek için sabırsızlanıyorum annemin yanına koşarak gittim ve elimdeki arabayı ona göstererek anne çok güzel değil mi dedim seni küçük pislik demek sen aldın ha daha ben ne olduğunu anlamadan yere savrulmuştum eline aldığı bir makasla sırtıma büyük bir çizik attı o kadar korkmuştum ki neredeyse dilimi yutmuştum ağlamak bile istemiyordum canım o kadar çok yanıyordu ki sanki kolumun birini tamamen koparılmış gibiydi annem vurmaya devam etti bacaklarım kollarım başım en son bı yanma hissi duydum evet annem bacaklarıma kızgın demiri bastırıyordu canım acıyor ama sesim çıkmıyordu sürekli bağırıyordu sanki cinnet geçirmiş gibiydi bunu nasıl yaparsın bunu bize nasıl yaparsın diye haykırıyordu ben ne yapmıştım ki sonra kapıdan içeriye birileri geldi bu babam olmalıydı ardından silah sesleri duydum gözlerimi açtığımda hastanedeydim annem ve babamın nerde olduğunu bilmiyordum ama her yerim o kadar çok acıyordu ki neredeyse ölü gibiydim bir süre sonra polisler geldi annemi ve babamı sordum babamın öldüğünü annemin kayıp olduğunu söylediler nasıl yani annem nereye gitmişti babam neden ölmüştü göz yaşların yanaklarımdan süzülmeye başladı polis başımı okşayarak merak etme ufaklık iyi olacaksın dedi bir süre sonra polislere olanları anlattım polisler gittikten sonra odaya Emre'nin annesi ve emre girdi korku dolu gözlerle bana bakıyordu emre ...10 gün sonra hastaneden çıkmadan önce hala bı korku vardı içimde annemin istediği şeyi biliyordum beni istiyordu belki de babam gelmeseydi beni öldürürdü ama ben ne yapmıştım onu çok sevmekten başka dedem elimden tutarak arabaya doğru yöneltti hadi bakalım yeni evini seveceksin ufaklık yolculuk uzun sürmedi uçak da çok eğlenceliydi ama hala büyük bı korku beni ele geçiriyordu uçaktan inip bir taksiye bindik dedemin sesi kulaklarıma babamın sesi gibi geliyordu onunla fazla zaman geçiremesem de onu özlüyordum annemden farklı olarak beni hep sevmişti taksiden indiğimizde bizi kocaman bir bahçe ve güzel bir koku ele geçirdi bahçenin her yerinde çok güzel çiçekler vardı dedem elimi tutmak için elini bana uzattı ama bı süredir kimsenin dokunmasını istemiyordum önünden yürümeye başladım bahçenin evin kapısına kadar olan taş yolda seke seke gidiyordum tam karşımda duran uzun etekli bembeyaz saçlı yüzünde gülümseme ve şefkat olan bir kadın ismimi söyledi hoş geldin mert ev iki katlı şirin bı evdi içeride her katta 4 oda vardı alt kat çoğunlukla eşya ve yemek için ayrılmış gibiydi üst katta bir duvarı tamamen cam olan oda benim için ayrılmış olan odaydı camdan duvarın önünde ufak bir puf vardı kendimi oraya gömüp düşünmeye daldım dedem ve babaannem çok kez yanıma gelip dokundular ve rahatsızlıkla bağırdım 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 dedem ve babaannem sürekli doktor çağırıp beni muayene ettiriyor ama ne bir kelime konuşuyor ne de yemek yiyordum ufak tefek kek kurabiye ve su içiyordum zayıflamış ve uykusuzluktan neredeyse kör olmuştum babaannem yaklaştı ve yanıma oturdu ilk defa ona sarılmak istedim sarılıp saatlerce ağladım )

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

*MAKAS*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin