Gene karanlik geceler ve gene ben. Tekrardan sessizlik ve masumluluk duygusu. Sokaklar bos kosuyorum. Kaciyorum kendimden ama bir turlu kurtulamiyorum. Kendimden KACAMIYORUM! Sessizlik ... tekrar tekrar sessizlik.
Ve sonunda boşluk...
Gözlerimi açtığımda kendimi uçurumun kenarında buldum. Ne yaptığımı düşünmeden atlayacaktım hayat beni çok yormuş ve bir o kadarda beni bunalmıştı.
Artık yolun sonuna gelmiştim. Ölmeden önce bir iç geçirdim hayatım gözlerimin önündeydi. Tam başardım derken bu olmamalıydı kendimi burada bulmamalıydım
Bunu kendime yapmamalıydım. Ben bu hayatı haketmiyordum.
Ama tek yapabileceğim ve tek gücümün yettiği sey buydu. Rüzgar tenimi okşarken derin bir nefes aldım.
Ölüme kendi ölümüme biraz daha yaklaştım.
Kendime güvenim gelmiş tam atlayacakken o lanet sesi duydum "Dur! ".Neden? Neden durayım? Arkamı döndüm ve gene iğrenç bir insan. Karşımda sarışın, ela gözlü ve genç bir çocuk duruyordu. Yaşı muhtemelen 19, 20 idi.
Peki neden beni durdurmak istedi? Ona " Ne var ? Benden ne istiyorsun? Hep sizin yüzünüzden bir rahat bulamadım peşimi bırakın iğrenç insanlar ! " diye bağırdım. Ve o sinirimle kendimi aşağı bıraktım.
...
...
...
Yine kurtulamadım kendimden yine hayatımın en lanet günlerinden biriydi bu gün.
Hayat sanki beni lânetlemişti. Yine ölememiştim
Lanet bir el beni tutup kendine çekmişti. Ve hayattan tekrardan tiksinmemi sağlamıştı. Ondan bir şekilde kurtulup kaçtım.
Arkama bile bakmamıştım. Beni neden rahat bırakmıyorlar? Tam huzura yaklaşmışken neden? " Neden ha neden mutlu olmamı istemiyorsun hayat nedenn nedennn ? " diye bağırdım boşluğa.
Bu kelimleler çatlamış dudaklarımdan dökülürken ağlamayida eksik etmemistim...Ya uzun zamandir yazamadigim için bu bölümü uzun tuttum insallah begenirsiniz iyi okumalarr ksjjbd