Beethoven Moonlight Sonata
3 sene önce
Umutsuzca konferans salonunun içinde adımlarken kemanımı tutan ellerimin terlediğini fark ettiğimde endişemin artmasını engelleyememiştim. Bu konuda, ya da herhangi bir konuda ama özellikle bu konuda, kendime güvenemiyordum. Bütün dikkatimi vermeye çalışıyordum ama bazen elimdeki keman bir sanata dönüşmüyordu, hissedemediğim apaçık ortadaydı ve bu da kulağı dolduran keman sesini basitleştirmekten başka bir amaca hitap etmiyordu. Yoongi beni izlerken çalışamadığım için onu evine göndermiş, karşımdaki kırmızı koltuklara boş bakışlar atıyordum. Evet, boş bakışlar. Saatlerdir oturmadan parmaklarım ezilene dek keman çalışmıştım, şimdiyse aslında hiçbir işe yaramadığını düşünüyordum, kemanımdan çıkan ses bu olmamalıydı, kulaklarımı bambaşka bir sesin doldurması gerekiyordu, Yoongi çalarken çıkan o güçlü ama hafif melodi gibi.Yoongi onu düşündüğümü anlamış gibi onu saatler önce gönderdiğim kapıdan içeri girdiğinde duraksadım.
Yoongi ve ben, aslında yaşanır bir ikiliyiz; anlatması çok güç, yaşamasıysa çok daha güç. Ortaokulun ortalarında arkadaş edinemediğimden, ki bu tamamen annemin görüşüydü, psikologum tarafından bir spor dalına veya resim, müzik gibi aktivitelere yönlendirilmiştim ama seçimim herkesin beklediği gibi, şu an elimde duran kemandan yana olmadı. Küçüklükten beri çaldığım piyanoyu bıraktıktan sonra hiçbir müzik aletinin bana iyi geleceğini düşünmediğimden basketbola yöneldim, evet, basketbol. Yaşadığım en kötü deneyimlerden biri daha.
Öncesinde de söylediğim gibi, arkadaş edinmek istemediğimden ve sanatın her dalında rezil biri olduğumdan spora yönlendirildim yönlendirilmesine de arkadaşı olmayan birini bir takım sporuna sokmak iyi gelir mi, işte orasını psikologum bilemedi. Ortaokulda olduğumdan temelden başladım ve aslında çok da iyi gidiyordum, eğitim aşamasında tabii. Bir sene geçti, boyum gittikçe uzadı, bireysel olarak kendimi geliştirdim ta ki kulübüm beni maçlara çıkarmaya karar verene dek.
İnsanlardan nefret ediyordum. Yaklaştığımızda her insanın kendisine özgü olan o kokusunu duyumsamaktan nefret ediyordum; en ufak temaslarından, o ellerinin benimle temas etmesinden nefret ediyordum. Onlarla konuşmak zorunda kalmaktan dahi nefret ediyordum o zamanlar, ki şu an da pek farklı sayılmaz. Maç günü ilk beşteydim, stresli veya gergin değildim çünkü yapabileceğimi biliyordum, bu konuda çalışmıştım ve potansiyelimin farkındaydım ama işler beklediğim gibi gitmedi. Takım arkadaşlarımla, takım oyununda bütünlük oluşturamadım. Berbat oynadım ve potansiyelimin farkında olmak sandığım özgüvenim, yavaşça yerle bir oldu. Hiçbirimizde bir problem yoktu ama sorun zaten bu değildi. Ben takım oyununda bir takım olmayı becerememiştim. Koçun beni devre arasında oyundan aldığını anımsıyorum sadece, bir de ellerimin deli gibi titrediğini. O günden sonra psikologumu bıraktım.
Sonrasında basketbolu da bıraktım ve daha bireysel sporlara yöneldim. Zaman benim için dünyanın dönüş hızı kadar yavaş veya hızlı geçti, sadece nasıl geçtiğini anlayamadım. Liseye kadar yüzmeyle uğraştım ve bunu bireysel olsa dahi hiç profesyonelliğe taşımadım.
Liseye karşı hiçbir beklentim yoktu, Yoongi'yle tanışıncaya dek. Normal bir öğrenciydim, derslerim ortalamaydı. Çevremdeki herkes geleceğini planlıyorken benim hiçbir fikrim yoktu ve yıllar önce bıraktığım psikologumun bahsettiği boşluğu hala yaşıyordum.
Elimde hayatıma dair hiçbir şeyim yoktu. İçimdeki yalnızlık gittikçe büyüyordu ama buna karşı hiçbir şey yapmıyordum. Günden güne ellerimin titremesi artıyordu, sebepsizce dökülen yaşlarımın sayısı birden ikiye katlanmıştı. Birisine kendimi açma hissim burada doğdu. İşte tam burada o psikologumu bırakmanın pişmanlığını yaşadım. Anneme hiçbir şey anlatamıyordum çünkü onun da artık yorulduğunu ve yolun sonuna kadar sakin bir yaşam sürmek istediğini biliyordum -her ne kadar beni psikologa göndermesinin asıl amacını bilsem de- ona böyle bir kötülük yapamazdım, ki yapsam da ne diyebilirdim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
once upon a time | taekook
Fanfictiontuşların üstünde gezinen elleri, bestelediğim bütün şarkılara uyuyordu. kimi kandırıyorum ki, piyanodan çıkan her bir nota onun elleri için. 2022 | rayne