286 28 9
                                    

-

Beyazlık sarmışken göğü,
Ve mavi uçurtma rüzgâra karşı çıkarken;
Üstünde gül desenleri
Her zaman olduğu gibi, bekliyorum seni.

Bilmiyorsun, bilmeyeceksin.
Gerçekten, nerden bilebilirsin ki;
Seni düşünüp böylesine kendimi bitirdiğimi?
Uçurtma sevmez sisli havayı,
Güneş, güneş lazım.
Yağmurun olacağı yok.
Işık lazım, seni aydınlatacak.
Ve belki, uçurtmanı bana bağlayacak.

Mavi gözler, gökyüzünde dolaşmakta.
Ben sabırla otururken,
Kitap sayfalarıma rüzgâr dokunmakta.
Sevdiklerin yok mu?
Ölüm mü ayırdı yolları,
Seni böylesine uzaklaştırdı?
Sevemez mi oldun?
Belki bana yaklaşmıyorsun, seni sevdiğimden.
Ve bir ihtimal de, sevebileceğinden.

...Ya da saçmalıyorum.

Ben bir korkuluğum sonuçta;
Ve ölüm sonsuzluğumuzsa,
Beklemekten vazgeçemem sonsuza kadar.
Korumam gereken bir şeyler yok.
Yaptığım tek şey, uçurtmayı izlemek.
Çivit mavisi,
Gözlerinin rengi.
Ve ipi kopardığım an,
Uçup gidecek gibi.

Seni sevdiğimi biliyorum.
Bunun bana zarar verdiğini de biliyorum.
Ayrıca,
Uzaklaşmalıyım belki.
Her şeyi arkamda bırakmalıyım.
Ellerimi ayırmalıyım yüzünden.
Söylemesi kolay, değil mi?
Sadece gitmem lazım, değil mi?
Duygularımdan vazgeçmeli,
Sevmemeliyim.



...Ama istiyorum.

-

the scarecrow's kite,, kazuscaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin