İLKLERİM-Bölüm 1-

89 1 1
                                    

  MEDYADA ALMİRA VAR

Merhaba ben Almira. 15 yaşındayım ama lise bire gidiyorum. İşte sınıfta kalma olayları falan filan. Şimdi yeni okuluma gideceğim ama hiç heyecanlı değilim. Yani her zamanki gibi gidip en arka sıraya oturacağım, sene boyunca kimse ile konuşmayacağım. Birde eldivenim olmadan hiçbir şeye dokunamayacağım. Ben buna "Takıntı Hastalığı" diyorum. Tabi ki normal insanlar saçma sapan isimler veriyor. benim başka saçma sapan takıntılarım da var. Onları da zamanla öğrenirsiniz. 

  Okula gitmek için hazırlandım. Her zaman ki gibi annemin tavsiyelerini dinledim. Hızlıca evden çıktım. Okula vardığımda kendimi çok garip hissettim. Herkes rengarenk giyinmişti. Tahmin edin bakalım ben ne renk giymiştim. Siyah. Full siyah. Zaten saçlarım ve gözlerim de siyah tam bir şizofren gibi gözüküyorum. 

  Neyse işte sınıfa gidip en arka sıraya oturdum. Herkes sınıfa gelip ön sıralardan yer kapıyordu. Sonra zil çaldı hoca içeri girdi. İşte "Merhaba" fasılları "Nasılsınız ben çok iyiyim" soran olmadı ki (?) dedim bende kısık sesle.

"Hadi çocuklar herkes kendini tanıtsın." güzel. Sanki birbirimizi tanımasak olmuyor.

"Merhaba arkadaşlar ben Mert. 14 yaşındayım. Spor yapmayı ve basketbol oynamayı çok severim. Ben sizi şimdiden çok sevdim. Umarım sizde beni seversiniz." Onları bilmem ama ben sevmem herhalde.

"Merhaba. Benim adım Eylül. Ben de 14 yaşındayım. Keman çalmayı çok severim. Umarım beni seversiniz." Umarım sevmeyiz.

"Selam. Ben de Emir. Ee doğal olarak bende 14 yaşındayım." Hadi canım hiç bilmiyorduk. "Ben her şeyi çok severim." Iy vıcık vıcık. "Özellikle test çözmeye bayılırım." Evet sınıfın ineği belli oldu.

"Selam ben Poyraz. Bilimsel konuşmayı severim. Matematiğim çok iyidir. idolüm Albert Ainstain." Ay matematiğide çok severmiş. Amanda aman. İkinci inek bulundu.

"Selam kankalar. Ben yağız. Nabersiniz? Ben çok iyiyim gencolar." Bu çocuk hangi boyuttan geldi? 15 gün içerisinde iade edebiliyor muyuz acaba? "Konuşmaya bayılırım. Babam beni susturana ödül vereceğini söylüyor..." tamam bu kadar yeter. Teneffüs zili çalınca Yağızı dinlemeyi bırakıp dışarı çıktım. 

Aklıma bir şey takıldı Yiğit hoca( Yğız sayesinde hocanın adını öğrendim.) sınıfta Luna adında bir kız olduğunu söylemişti. Galiba kızın adına aşık oldum. Ama bir sorun vardı. Luna benim yanıma oturacaktı. Hayallerim yıkıldı ya. Aman boşver sanki onunla takılacağım da. Sanki başkasıyla da takılacağım da.

Ders zilinin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Pardon sıyrılamadım. Bir ara hatırlatın da düşüncelerimden kurtulmayı öğreneyim. Bir anda fark ettim ki hoca sırama bir kağıt ve bir de kalem bıraktı. "Evet arkadaşlar ben resim öğretmeniniz Sena. İlk dersimizde bu kağıtlara istediğinizi çizebilirsiniz." Hocanın konuşmasının bitmesiyle kapının çalması bir oldu.

"Merhaba hocam ben Luna. Geciktiiğim için özür dilerim." Sınıfa simsiyah saçlı kahverengi gözlü bir kız girdi. Küçük ve tatlı yüzünde kocaman yuvarlak bir gözlüğü vardı ve yüzüne çok  yakışıyordu.  Ve bir şey daha fark ettim okulun ilk günü siyah giyen tek kişi ben değildim.

"Lunacım, Almira'nın yanına geçebilirsin."

"Tamam." dedi. Yanıma doğru yürüyünce Almira'nın ben olduğumu anladım. Sıçtım. Yanıma oturdu ve bana elini uzattı" Merhaba" dedi. Şimdi daha büyük sıçtım. Öküzün trene baktığı gibi bende Luna'nın eline bakıyordum. Artık ne kadar uzun süre baktıysam kız elini çekti. Önüme döndüğümde Yağız'ın meraklı gözlerle bana baktığını gördüm.

UÇURUMWhere stories live. Discover now