Sabah evdeki rahatsız edici bir sesle uyanan kızlar, bir anda yataklarından fırladılar.Esin elindeki jileti düşürdü.Bu sırada ayaklanan Simay, Esin'in düşürdüğü jiletin üstüne bastı ve memnuniyet dolu bir sesle kahkaha attı.
Buse,kapıda onlara korku dolu gözlerle bakan ebeveynlerine:
"Lanet olsun!Bizi neden bu saatte uyandırıyorsunuz?!" diye bağırdı.Elindeki bıçağı tehditkar bir şekilde onlara salladıktan sonra bıçağı dudaklarına götürüp gezdirdi.Anne ve babaları artık onları psikoloğa göndermeye kararlıydılar.Annesi otoriter bir sesle:
"Bugün o okula gideceksiniz!Hemen aşağı inin ve kahvaltı yapın!Sonra da hazırlanırsınız!"
Kızların üçüde bir ağızdan isyan ederek bağırdı:
"Bizi o tımarhaneye gönderemezsiniz!"
Ebeveynleri gitmelerinde kararlıydılar.
"Simge...Kaan...Canınız cehenneme," dediler ve kendilerini yatağa bıraktılar.Odaya girdiklerinden beri konuşmayan babalarının kükreyen sesini duyunca kızlar sığmaya çalıştıkları çift kişilik yataktan zar zor kalktılar.
"Ah!Neredeyiz lan biz?!" dedi Esin.
"Misafir odasındayız mal! Dün gece çok içince buraya geldik ya!" dedi Buse.
"He!Doğru ya laaa!!"Simay savrula savrula tuvalete doğru ilerledi.Ayağı yerdeki bıçağa takıldı ve kafasını duvara çarptı. Esin ve Buse,Simay'a gülmeye başladı. Bir süre sonra Simay'da onlara katılıp güldü.
"Duvar.Bana.Kafa.Attı!" dedi Simay.
"Ahahaha!Tuvalete ilk ben gireceğim!"diye anırdı Buse ve Esin.İki kız kardeş birbirine ölümcül bakışlar yolladı. Simay'da bu fırsattan yararlanıp tuvalete girdi. İçeride hâlâ tartışan iki kardeşe dört duvarı fayanslarla çevrili,klozetten gelen kusmuk kokusu ve buğulu bir cama sahip olan bu tatlı tuvaletten kahkaha attı.
~~~
Üç kız kardeşte baştan aşağı siyaha bürünmüş bir halde aşağıya indiler.Evlerinde yıllardır çalışan -tam olarak anneleri ve babaları evlendiğinden beri- Buket Hanım,üç kız kardeşi görünce her zamanki gibi Allah'a dua etmeye başladı:
"Allah bizi korusun, Allah bizi korusun, Allah bizi korusun..." diye sayıklayan kadını gören kızların anneleri Simge hemen yanına gitti ve kadını sakinleştirmeye çalıştı.
Kadının bu tedirginliğinden hoşlanan Esin,kadını daha fazla korkutmak için dişlerini göstererek gülümsedi ve elleriyle vahşi bir pençe hareketi yaptı.
Simay,kadına bıkmışçasına bakıyordu.Sırtında soğuk bir el hissedince arkasına döndü.
"Selam Caroline!"diye bağırdı.
Buse cevabı bilmesine rağmen Buket Hanım'ı korkutmak için "Eve nasıl girdin?"dedi.
Caroline ise gülümsemeye devam ederek cevap verdi:
"Birileri camı açık bırakmış."dedi.
"Bütün camları kapattığıma emin olduğuma eminim!"diye bağırmaya başlayan Buket Hanım Simge'ye korku dolu gözlerle bakmaya başladı.
Bu sefer Buket Hanım'ı sakinleştirmek mümkün değildi.Simay dilini çıkardı,eliyle deli hareketi yaptı.
Caroline'yi arkalarında bırakarak mutfağa ilerlerken üç kardeşte "The Pretty Reckless-Going to Hell" şarkısını mırıldanıyorlardı.Mutfağa girince göze çarpan,tezgahın üzerinde,babaları için özel olarak hazırlanmış İtalyan Usulü Waffle duruyordu.Üç kardeşte tezgaha doğru ilerledi.
Simay pantolonunun arka cebinden bir jilet çıkardı ve Esin'le birlikte jiletten küçük bir parça koparmak için uğraştılar.Amaçlarına ulaştıklarında ise jiletin parçası Esin'in elinde batmıştı.
"Lanet olsun!"dedi Esin kahkahalarının arasından.Buse,Esin'in eline batan küçük jilet parçasını alıp Waffle'ın içine yerleştirdi.Esin kanayan parmağını pantolonuyla silerken Buse eline waffle tabağını;Simay çatal,bıçak ve peçete;Esin ise tezgahın ucundaki hala sıcak olan Americano'yu aldı.Birlikte yemek salonuna gittiler.
Babası masanın başına oturmuş, "Buranın kralı benim!" bakışları atarak yemeğini bekliyordu.Kızları,babalarının yanına gidip ellerindeki tabakları düzgünce masaya bıraktılar.Babaları,üç kız kardeşe garip bakışar attıktan sonra eline çatal ve bıçağı aldı.
Ağzına küçük bir lokma attı ve iyice çiğnedi.Sonra da yuttu.Bu işlemi bir kere daha yaptı ve emin olmak için bir kere daha...Waffle'ın içinde birşey olmadığına inanan baba kocaman bir dilimi ağzına attı.Bir veya iki defa çiğnedikten sonra birşeyin dilini kestiğini hissetti.Sonra da...Kan tadı...
Adam hemen eline gelen peçetelerden bolca alıp,peçeteye kanla kaplı bir metal parçası türkürdü.Ağzındaki kan tadının geçmeyeceğini bilmesine rağmen Americano'sundan koca bir yudum aldı.
"Lanet olsun!Yine ölmed,!"diye bağırdı üç kardeş hep bir ağızdan.