Ben mihrab... Ben 14 yaşındayım genellikle kahve rengi saçlarım ve beyaz gözlerimle dikkat çekerim evet yanlış okumadınız benim gözlerim beyaz 1000 de 1 olan bir rahatsızlık göre biliyorum ama göz bebeğil ve rengi yok insanlar benden korkuyor ben çoğu zaman kendimden utanıyorum bir çok kez intihara teşebbüs ettim ve hepsinde başarısız oldum. Tek başıma hiç bir şey başaramıyorum hayatta tek başıma savaşamzken bir de bana karşı olanlarla dolu okul ben mihrab turan okuldaki adım hayalet ben her yerde bu isimi kullanıyorum tek arkadaşım benimle aynı rahatsızlığa sahip kız kardeşim oda aynı durumları yaşıyor ama o benden daha güçlü ayrıca onun arkadaşlarıda var aramızda 1 yaş var o 13 yaşında onun bir sevgilisi var. Onun adına mutluyum ama ben hayattan nefret ediyorum çok acımasız hem hayat hemde insanlar kardeşimin adı mihriban.
📖
Annemin "mihrab kızım hadi kalk" sesiyle uyandım ağır adımlarla odamdan çıkıp hemen odamın çaprazında olan banuoya girdim sıcak bir duştan sonra hazırlanıp banyodan çıktım uzunca koridorun sonunda sağda olan mutfağımıza girdim babam petek kısmında oturuyordu annemde onun karşısında benim tabağımda sofranın sonundaydı oturdum boydan olan camlardan dışarıyı izliyorum aslında özel bir konuşma veya konsey olmasa buraya oturmayız oturma odasında yer sofrası kurarız "evet sizi dinliyorum" babam şaşırmamıştı. bunu bildiğimi. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "öncelikle biz bu konuyu mihriban ile konuştuk... Biz... Taşınma kararı verdik" şaşırmadım korkmadım çünkü bunun üzerinde plan yapıyoruz "bunu zaten biliyorum ne zaman ve yer buldunuzmu" ağzındaki lokmayı yutup annem konuşmaya başladı "evet burdan çok daha güzel bir ev ve şehir dışında eşyaşarınıda yarına toparla" benim hiç arkadaşım yoktu bu yüzden terk etme duygumda yok çünkü ben hiç kimseyi terk etmiyorum ben onlara kurtuluş veriyorum. Kahvaltımızı yaparken sürekli bunları düşündüm. Zaten fazla bir şey yemem. Kahvaltımı bitirip mihribanın odasına gittim o çoktan toparlanmış sadece yatağı kalmıştı yani akşama götürüleceği için onun kıyafetleri gök kuşağı gibi sürekli renklidir ve bir sürü kıyafeti var 2 orta boy valizler yerlerini almıştı kapının önünde taiınmayı bekliyordu o belki burada bir çok kişiyi terk edecek ablasına kıyasla onu kıskanmıyorum kesinlikle kendimi onunlada kıyaslamıyorum benden güçlü olması çok iyi...📖
Akşam olmuştu herkesin eşyaları toparlanmış bagaja konulmuştu eşyalarda nakliye araçlarıyla gidiyordu biz izmirde yaşıyorduk nereye taşınacağımızı bilmiyordum. Sorma gereğide duymadım zaten oradada itilip kakılacak zorbalığa uğrayacaktım 14 yaşında olmama rağmen zayıf olan bedenim beni zayıf göstersede ben dövüşçüyüm kendimi koeumak için ders alıyorum aslında alıyordum belki yeni yerde başka bir king boxa gidem. Babama yolda laf olsun diye bunu sordum :
-baba nereye gidiyoruz yani şehirin adı ne?
-istanbula güzel kızım
-peki orada king box dersi alacakmıyım
-tabiki hatta senin için seçtiğim bir okul var eğerki isteyip oraya gidersen o okula yakın bir king box salonu var.
-tamam o okula gidiyorum
-tabiki kızım İstanbul'un en seçkin okullarından
-sen seçtiysen benlik sorun yok babammmm
Yolculuk hep bu şekilde devam etmişti ne kadar gitriğimiz hesaplamadım ama bayağı bir yol gittik yol boyunca mihribanın sümüklü bezleriyle uğraştım hep ağladı manyak kız... artık vardığımızda yine bir siteye taşındığınız anladım yine mihribanla yan yana olan odalar seçtik ve nakliya araçları gelene kadar kapılarımızı süslerik eşyalar geldi ve dizdik benim odamda cam kapının karşısında tam ortada yatağım camın sağ köşesinde tam karşısında dolabım var. Krem dolabım ahşaptı yatağımın ucunda çalışma masam ve arkasında boy aynam var halımı kendim yapmıştım krem ve düz benim odam krem ve yeşil renkleri ile dolu ama dolabımı açtığımda kapkaranlık aynam meaala yeşildir duvarıda babam kerm renginde boyamış ama üzerinde uzun ince yeşil çizgileri vardı