Merhaba yeni lanet olsaı pazartesi, sana da.merhaba beni takmayan komşum, sana da merhaba solmuş çiçek. Yine iş günündeyim ama ben herzaman ki gibi hiç gitmek istemiyorum.
Bir haftadır martin'in aramasını bekliyorum ama daha aramadı.Ben martin'i beklerken bu gün beni mezuniyetten sonra konuşmadığım arkadaşım alice aradı evleniyormuş, martin'i davet etmiş beni de davet ediyordu tabiki gidicektim nede olsa yakın arkadaştık.
Düğün için birkaç mağazayı dolaşmak için dışarı çıktığımda martin bir anda karşımda belirdi.Koşarak martine sarıldım.
-Nerdesin seni serseri ha, aramanı bekliyorsum
-'programım çok doluydu lena. O kadar doluydum ki 3 işi birden yapıyordum, klozetin üstünde hem kahve hem sigara içip gazete okuyordum.diyer yandan da sıçtığımı söylemedim.yani demek istediğim beni affedermisin.
-hahaha keşke benimde hayatım bu kadar rahat ve eğlenceli olsa. Neyse seni affettim. Ama ben alice' in düğünü icin elbise bakmaya gidiyordum.
-'Biliyorum bende bunun için geldim.
-Ne! Uçakla benimle birlikte alice in düğünü için elbise bakmaya mı geldin
-'evet
-hıhı yalancı seni
-'evet özlemedim de değil hadi gidelim
Martin le birlikte arabaya bindik ve gidiyoruz diyer yandan ben martinin elini yerine komaya çalıyorum çünki elini bacaklarım arasından alamıyodu.
Birkaç mağazaya girdik ve doğru düzgün birşey yoktu ve son bir mağza kalmıştı oraya girerken gözüme vitrindeki kırmızı elbise çarptı acayip sexy birşey di ama neyse ki benim onun hatlarına uygun bir vücudum yok tu.
-'Senin için birkaç elbise seçiyim.dedi ve hemen vitrindeki kırmızı elbiseyi aldı elbisenin acayip göğüs dekoltesi vardı.
Martin in seçtigi elbiseleri denerken martin en çok kırmızı elbiseyi beğenmişti üzerimde tabi ben de onu sinir etmek için mavi elbiseyi alıyormuş gibi yaptım ama aslında kırmızı elbiseyi aldım martin'e süpriz yapıcam.elbiseyi aldık ve eve gidiyorduk.
-' sende kalabilirmiyim lenaaa lütfen
-tabiiki de hayır
-'Neden ama
-çünki rahat durmuyorsun.
-'Ama param yok.
-senin mi paran yok hah. Koskoca sunucunun parası yok. Hadi martin görüşürüz. Yarın geç gelme sakın desikten sonra martin kalacağı otele gitti.Düğün günü saçımı alt kattaki koaför de yaptırdım ve üzerimi giyindim. Kırmızı elbisenin göğüs dekoltesi beni rahatsız ediyordu çünki alışkın deildim.martin geldi ve beni beğendiği kırmızı elbisenin içinde görünce güldü.bende ona güldüm. düğün yerine gidiyorduk çok güzel new york un en yüksek binasının çatısındaydı düğün. Nikah senfonisini beklerken martinle birlikte alice ve eşine mutluluklar dilemeye gittik. Daha sonra senfoniye daha 1 saat var olduğunu öğrendik ve bir kenarda oturup beklemeye başladık.
Martin le tek başıma kaldığım için biraz stres yapmıştım ve terledim çünki martin rahat durmuycağını biliyordum ve birden martin yavaştan yaklaşmaya başladı. Bir eli belimde diyer eli ise omuzumdan aşağı yavaşca iniyordu. Martin in bana dokunması beni benden alıyordu ve dudağıma yavaşca bir öpücük kondurdu ve öpüşerek koridorun sonundaki odaya doğru ilerliyorduk, martin elbiseme zarar vermedn çıkardı, beni yatağa attı ve üzerime atladı. Bende ona işini birtirmen icin 30 dk var dedim. Martin zaten yatakta her zaman hızlıydı. Tabi hızlı olması acının fazla olması demekti bu da bana zevk veriyordu. 30dk sonra düğün için kalkıcağımızı sanarken odaya gireli dört saat olmuştu. Dört saat te ne yaptık ki biz :o. Martin bana düğünü kaçırdığımızı söylediğinde yorgunluktan ölüyordum ve uyuya kalmışdık. Vücudum sanki etten ibaret gibiydi.