Sonunda yaz gelmişti ve ben Antalya 'da oteldeki odamda havuza gitmek için hazırlanıyordum. Herşeyim tamamdı. Havlum , güneş kremim , güneş gözlüğüm , telefonum , kulaklığım. Yüzüme çarpan güneş , kuş cıvıltıları , hafifçe esen rüzgar. Herşey mükemmel. Tam odamdan çıktım ki annem bağırdı:
- Derin hadi gel kahvaltıya gidiyoruz.
- Ben gelmeyeceğim anne.
- Neden?
- Canım istemiyor.
- Hadi Derin gidiyoruz.
- Peki.
Hiç istemememe rağmen o kahvaltıya gittim. Açık büfede tabağımı hazırlerken bir anda tabağı yere düşürüp kırdım. (Size bahsetmemiştim fazla sakarımdır.). Tabak yere düştüğünde çıkan sesle herkes bana baktı , bazıları birbirlerinin kulağına bir şeyler söyledi. Hayatlarında hiç mi bişey düşürmediler sanki. Neyse , kahvaltı bitti ve ben sabırsızlıkla havuza doğru giderken birine çarptım. Buna hiç şaşırmamıştım. Eşyalarımı toplarken bir ses duydum " Çok , çok özür dilerim." . Kafamı kaldırdığımda bir an duraksadım. Tanrı'm kusursuz birşey görüyordum. Esmer tenli , sarıya yakın kumral saçlı ve yemyeşil gözlü bir çocuk duruyordu karşımda. Ona bakakalmıştım ki aniden bir sesle ürperdim.
- Hey! Orda mısın , özür dilerim.
- Ö.. Önemli değil.
- Şeey , ben Bora
- Bende Derin , memnun oldum.
Dedim ve elimi uzattım. Elimi tuttuğunda bayılacak gibi oldum mideme bir ağrı girdi. "Neyse sonra görüşürüz , Derin." dedi.
Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Önce odama gittim. Çocuğa fena kapılmıştım. Bir bardak su içtim. 10-15 dakika sonra çıktım be havuza doğru ilerledim. Son kalan şezlongu görünce koşar adımlarla şezlongun yanına gittim. Havlumu serdim ve şezlonga uzandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biraz Aşk
RomanceAntalya'da tatile gelen Derin'in sakarlığı ilk kez onu mutlu ediyor.Çarptığı çocuk (Bora) bir anda herşeyi oluyor.Ama ufak bir sorun var. Derinin Boranın hayatıyla kendi hayatı arasında büyük bir fark var.