1961/Ağustos/İstanbul
~☆~
"Berlin'den sonra sıcak bir yere gelmek güzel bir his."
Sandalyede oturmayı redediyordu Amerika, pencerenin kenara oturmuş limonatayı yudumluyordu. Önceki durgunluğundan ve Brüksel''deki, Ankara'daki yada Washington'daki soğukluğundan hiç iz yoktu. Tamamen farklıydı sıcakkanlı ve konuşkantı... Türkiye ise sandalyede oturup onun konuşmasını dinleyip hemde elinde ki alyansa bakıyordu. Amerika eldivenlerini çıkartmazdı hiç bir zaman ve özel hayat hakkında herşeyini saklı tutardı.
"Benden çok yüzüğe bakıyorsun."
Türkiye, Amerika'ya döndü. Kaşlarını hafifçe çatmıştı.
"Senin gibi birinin evli olduğunu bilmek garip, kimin o kadar şanslı olabilecek kim vardır ki?"
Amerika'nın yüzü düştü, o kadar nazik kelimelere rağmen neden daha moralini bozabilirdi ki.
"Thanks."Türkiye sandalyesini Amerika'ya doğru yaklaştırtı ve ona bakarak gülümseyerek baktı.
"Eee?"
"Ne eee?"
"Kim?"
Amerika'nın yüzüne minik bir gülümseme geldi. Kafasına doğru bir fiske attı.
"Arkamdan bir boyunca konuşulmasını istemiyorum malesef. Yunanistan ve senin ne kadar laf taşıyıcı olduğunu herkes biliyor.""Ben?!" Türkiye sahteden şaşırmasını gösterdi. "Ben öyle birşey hiç yapmam ki?!". Kıkırdadı ve sandalyeye oturup Türkiye'nin dibine oturdu. İşaret parmağını Türkiye'nin dudağına koydu.
"Birine söylersen boynunu kırarım ama." Bunu gülümseyerek söylemesi tehditkar kılıyordu. Türkiye'ye tamam anlamında başını salladı. "Güzel."Alyansı parmağından çıkarıp Türkiye'nin eline koydu. "İç kısmında yazıyor." Türkiye eline aldı yüzğün içinde "United States of America and 日本国" Tabi Kanji ile yazılan kişinin ismini okuyabildi mi? Hayır ama bunun gibi alfabesi olan sadece 3 kişi var. Birisi Çin kendisinin olması imkansız, İkincisi Kore, Kuzey tarafı da imkansız, Güney Kore ise direkt olarak Amerika'nın evlatlığı* o da imkansız. Son kalan ise Japonya oluyor.
"Sooo?"
"Hiç birlikte olduğunuzu görmemiştim."
"Haha, ikimizde bazen evli olduğumuzu unutuyoruz."
Amerika hızlıca alyansı geri aldı ve parmağına taktı, baya üzgün gözüküyordu her alyansa bakışında.
"Şimdi benle birlikte kaç kişi biliyor."
"Altı.Kanada, Birleşik Krallık, Güney Kore , Almanya ve Sovyetler birliği."Yani Hepsi beklendik kişiler İki aşırı yakın akraba, İki evlatlık ve bir ezeli düşman? Türkiye'nin yüzü Sovyetler ismini duyunca direk değişmişti.
"Sovyetler ile o zaman yakın olduğumuz söylenebilir"Uzun bir sessizlik oldu. Yani şimdi Amerika evli olduğu için Türkiye ona çok yakın olmaktan utanmıştı biraz ama başka bir duygu daha vardı, sanki biraz kıskanmıştı. Amerika'ya döndü, o neden ona bu kadar yakındı ki, sonuçta evli olan oydu. Amerika'ya yan yan baktı ama Amerika'nın umrunda bile değildi. Pencereden aşağı bakmaya devam ediyordu. Bildiğin sadece her zaman keyfine göre oynuyordu. Can sıkıcı.
En son kapı çaldı ki sonunda. "Ben bakarım" dedi ve kalkıp kapıyı açtı. Kapıda Amerika kadar uzun olan bir bayan vardı. "Hello."
"Oh, Merhaba Kanada." Amerika'ya aşırı derece de benziyordu sadece dizine kadar uzanan saçları vardı.
Amerika kardeşinin sesini duyunca hemen geldi tabi. "Canada." Sarılmalarından dolayı arada kalmamak için Türkiye geri çekildi. Bir dakika falan sarıldılar tabi, sanki iki yıldır birbirlerini görmüyorlar."Neden geldin ki. Sıcak sana iyi gelmiyor biliyorsun" Amerika, Kanada'nın ateşini kontrol ediyordu alnına ve yanaklarına elini koyarak. "İyiyim ama senin de Almanya'nın yanında kalman gerekiyordu." Amerika bir anda soğudu. "Ona artık benim bakmam gerekmiyor."
"Aw come on, senle tartıştığından beri daha kötü oldu."
Konuşmaları İngilizceye geçiş yaptı. Çok hararetli ve duygulu konuşunca insan merak etmiyor değil açıkçası. Türkiye ise ağzı açık şekilde onları izliyordu."Türkiye yukarıdan eşyalarımı getirebilir misin?"
"Ayrılıyor musun?"
"Evet."
Hızlıca yukarıdan paltosunu ve evrak çantasını getirdi Türkiye.
"Buradan Napoli'ye oradan da Köln'e"
"Buradan Atina'ya da uğrayabilirsin uzun zamandır Yunanistan ile görüşmedin."
"Neden olmasın."
Kanada Amerika'nın paltosunu giymesine yardım etti ve çantayı aldı zafer kazanmış gibi gülümsüyordu.En sonunda Amerika ile Türkiye el sıkıştı.
"Altı ay sonra Brüksel'de görüşmek üzere."
"Görüşmek üzere.."
Kanada el salladı ve Amerika ile birlikte kol kola yürüyerek çıkıp gittiler.Kapı kapandı. Herşey sessizdi, Türkiye yukarı çıkıp geri koltuğa yattı. Gözü Amerika'nın masada unutuğu eldivenlerde kaldı. "Oh," uzanıp aldı. Siyah, deri eldivenler. Bunlarla nasıl silah kullanıyordu acaba. Eldivenleri göğsüne yakın tuttu. "Altı ay."...
İmperyalizm kalbe bile işliyor her ne kadar evli olsanız bile.~♡~
*Güney kore ve Batı Almanya savaş sonunda Amerika'n kontrolü altında olduğu için evlatlık alınmış sayılıyorlar.
~♡~
Bu bölümü aslında pek beğenmedim ama olsun.
Ve evet evlilik dışı ilişki😃 sorry
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[betrayal of a trust] AmeTurk
Historical FictionFarklı yıllardaki anılarla oluşan koleksiyon. BxB