disappointment

622 34 13
                                    

1974/ Ağustos/Brüksel

"Buraya gelmek için cesareti olmasına şaşırmak lazım."
"Amerika'nın güvenin ne kadar sartığını düşünemiyorum bile"
"O ikisini bir araya getirmek yanlıştı demiştim."

Ve daha fazla fısır fısır dedikodular her tarafta geziniyordu. Kararlı adımlarla general sekreterliğin kapısını çaldı Türkiye.
Kapıyı İtalya açtı soğuk soğuk terliyordu, endişeliydi.
"İçeri gel."
İçeri girince kapıyı hafifçe kapattı İtalya. İçeride gergin bir hava vardı,önceden uzun süreli tartışma olmuştu belli ki, Amerika pencereden dışarı doğru sigara içiyordu kapı çalınınca arkasına bakmaya bile tenezzül etmedi ve Ana masanın başında oturan Hollanda ise nefret dolu bakışları ile herşeyi anlatıyordu. Hollanda tam karşısında ki sandalyeye otur işareti yaptı.
"Merhaba demeye gelmedin herhalde." Dedi Hollanda.
Hollanda aşırı düz konuşmasıyla bilinir. Konuşmayı uzatmaktan nefret eder. Bir de muhtemelen Fifa yüzünden hala sinirli.
"Aslında ben Bay Amerika ile konuşmaya gelmiştim."
Hollanda göz devirip, Amerika'ya  döndü ama Amerika bakmadı bile sadece siz halledin anlamında elini salladı.
"Hatırlatıdığım kadarıyla NATO toplantısındasınız ve ben burada General Sekreterim*. o yüzden muhattabınız benim."
"Ama-"
Amerika sonunda triplerini bırakıp sigarasını küllüğe bastırarak söndürdü ve kapıyı çarparak çıktı. Hepsi arkasından bunun ne anlama geldiğini anlamak için bakakaldı.
"Onun peşinden gitsin" Diye fısıldadı İtalya, Hollanda'ya. "Onun peşinden git." Diye tekrarladı Hollanda sesli şekilde. Türkiye tek bir an daha düşünmeden hızlıca kapıyı çarparak çıktı.
"Kapıyla alıp veremedikleri ne acaba." Diye düşündü İtalya.

Tabi Amerika gibi birinin hızına yetişmek imkansızdı. Çok belli edersede birileri şüphelenebilirdi.Sessizce takip Amerika'nın ofisine kadar sürdü. Amerika ofisin kapısının önünde durup Türkiye'ye ölümcül bir bakış açıp ofise girdi. Arkasından kapı kapanmadan Türkiye girdi.
"Neden tek kelime etmeden beni peşinde sürüklüyorsun."
Amerika ceketini çıkarttı, kravatını düzeltti, yakın gözlüklerinin iplerini çözüp taktı. Türkiye saydırırken hiç umursamasıyordu. Masasının başına oturup. Gülümsedi. Türkiye'ye baktı elinde birkaç kağıt sallayarak.
"Daha ne istiyorsun?". Kağıtları Türkiye'nin önüne fırlattı ve otur anlamında elini salladı. Türkiye oturup kapıtları aldı. Yunanistan'ın NATO'dan geri çekilişi** hakkında dokümanları.

"Tabi muhtemelem sen sıkılırsın çatışacak biri olmayınca."
"Amerika, olaya tek taraflı bakıyorsunuz"
Gülümsemeyi kesmedi. Gözü seğirdi birkaç kere.
"Ben tek taraflı baksaydım sen burada olmazdın."
Uzun bir sessizlik oldu. Dışarı da günlük güneşlik iken içeride sanki fırtına kopuyordu. Amerika hâlâ gülümsüyordu sinir edici olanda buydu. Amerika her zaman gülümserdi, sinirli olduğu zaman da cidden mutlu olduğu zamanda ama böyle zamanlarda korkutucu oluyordu.

"Türkiye, ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam."  Sıcacık ellerini Türkiye'nin yanağına götürdü. Okşadı. Sanki bir ebeveynin çocuğuna yaptığı gibi. "şimdi sana baktığımda sadece-" Bir anda çenesini kavrayıp kızartacak şekilde sıkıca sıkıştırdı yanaklarını. "Boşa giden ilgimi görüyorum."  Türkiye bileğinden tuttu ama sonra kendiliğinden bıraktı Amerika. "Çıkabilirsin."
"Benim söyleyeceklerim bitmedi Bayım!"
"Çık."
Türkiye etrafına bakınıp ofladı pofladı ama anlatmaya çalışsa bile Amerika onu yine görmezden gelecekti. Sonunda çıkıp kapıyı kapattı.

~•~
*Nato genel sekreteri o zaman Hollanda'lı olan "Joseph Luns"du o yüzden Hollanda lider gibi gösterildi.Genel sekreter yardımcısı ise İtalyalı  "Pansa Cedronio" olduğu için İtalya da yardımcı şeklinde.

**Yunanistan, Kıbrıs harekatına karşılık olarak NATO'nun askeri komutasından çekilmiştir 1974 Ağustos 14'te.
~°~

Evet. Ametürk zort, hep aynı tarihte kalmıycam bu sayede olanları eski zamanlarla bağlanması daha kolay olur.
Ve evet Amerika  yakını göremiyor.

[betrayal of a trust] AmeTurkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin