" Kendimi cennete, onu cehenneme atarım "
- Yine ne yaptın da çağırıyor acaba bu saatte seni efendi Jarvis
- Hiçbir şey yapmadım
- Bi şey yapmadı isen niye gidiyoruz yanına? sohbet etmek için değil herhalde
Kahya Matthew'ın dediği üzerine bütün hafta neler yaptığımı düşündüm. Hiçbir şey bulamıyordum, efendinin gözlerine dahi bakmamıştım
Kahya Matthew efendinin kapısının önünde durdu, üzerini düzeltti ve kapıyı çaldı
İçeriden efendinin tok sesi duyuldu
- Kim o?
- Matthew efendim, istediğiniz gibi köleyi getirdim
- Sen gidebilirsin Matthew, köleyi içeri gönder
Matthew kapıyı açtı ve bana baktı
İçeriye adımımı atar atmaz kapıyı kapatmış, koşar adımlarla koridoru terk etmişti
Efendinin odası hiç düşündüğüm gibi değildi, etrafta ne bi bıçak ne de kılıç vardı. Her taraf aşırı düzenli idi ve odada hiç bilmediğim bi koku vardı
Odada ki iç kapının açılmasıyla etrafı incelemeyi bırakıp bakışlarımı oraya çevirdim, efendi omuzunda havlu ile odaya girdi ve bi kaç saniye durup beni süzdü
Yavaşça bana yaklaştı ve aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi, o aramızdaki mesafeyi sıfıra indirince bende bakışlarımı yere indirmeye çalıştım ama nafile, elleriyle çenemi kaldırarak gözlerimizin birbirine dokunmasını sağladı
- Seni buraya bi soru sormak için çağırdım, geceleri rüyalar görüyor musun?
Efendinin bana neden böyle bi soru sorduğunu anlamamıştım ama yine de cevap verdim
- Evet efendim
- Bende görüyorum, ve bu aralar her gece aynı rüyayı görüyorum, anlatmamı ister misin?
- Eğer isterseniz dinlerim, efendim
Bunu dememin üzerine yüzünde bi gülümseme oluştu ve beni yönlendirerek duvar ile arasına aldı, şu anda soğuk duvar ve onun sıcak nefesi arasında duruyordum
Yavaşça bana yaklaştı ve dudakları dudaklarımın saniyeler ötesinde dururken konuşmaya devam etti
- Her gece seni kollarımın arasına aldığımı ve seninle beraber olduğumuzu görüyorum
Ne diyeceğimi bilemiyordum, çünkü bende aynı rüyayı görüyordum, bi haftadır her gece
Dudakları hala bana çok yakındı ve ben, artık dizlerimin bağının çözüldüğünü hissediyordum
Bedenini bana daha da yaklaştırdı ve kulağıma eğildi
- Ben rüyaların gerçek olmasını isterim, ve bu rüyanın da gerçek olmasını istiyorum
Diyerek saniyeler ötesindeki dudaklarını dudaklarım ile buluşturdu
Dakikalar sonra dudaklarını çekecek iken onu durdurdum ve karşılık vermeye başladım, ellerini belime yerleştirerek beni kendine çekti ve dudaklarımızı ayırdı
Kulağıma eğildi ve fısıldadı
- Ne kadar çok istesem de henüz daha çok erken, küçüğüm
Yeniden dudaklarıma eğildi ve ufak bi öpücük kondurup geri çekildi
Elleri hala belimde idi, başımı omzuna koydum ve gözlerimi kapattım
Odadaki kokunun aynısı onun da vücudundaydı, daha önce hiç böyle bi koku ile karşılaşmamıştım, başımı omuzundan kaldırmadan konuştum
- Vücudunuzdaki kokunun adı ne, efendim
Enseme küçük bi öpücük kondurdu ve dudakları ensemde iken cevap verdi
- Lavanta, küçüğüm
Bu kadar güzel bi kokunun adının güzelliğine şaşırmamıştım, başka bi isimi olması haksızlık olurdu
Uyuyacağımı hissediyordum, kafamı efendinin omuzundan kaldırdım ve bakışlarım bakışlarına dokundu
- Artık gitmeliyim, efendim, biraz daha kokunuzu içime çekersem uyuyup kalabilirim
Gülümseyerek ellerini belimden çekti ve dizlerimin bağının çözülmesine neden oldu, o bıraktığında büyük bi boşluğa düşmüştüm, odasının koridorunda yürürken bi elim dudaklarımda, diğer elim kalbimde idi
Dudaklarımın sıcaklığını, kalbimin sesini susturmak istemiyordum
Ve onun o güzel kokusunu tenime kazımak ama bu mümkün değildi
Yıkanmalı idim, onun kokusundan kurtulmalı idim
Kokusunun benim tenime karıştığını anlarlar ise sahip olduğum her şeyi kaybederdim
***
Az önce yaptığım şeyin hiç doğru olmadığını biliyordum ama onu aklımdan atmanın tek yolu buydu
Bütün hafta boyunca rüyalarımda onu görmüştüm, onunla beraber olduğumuz sayısız rüya görmüştüm
Onu öpmek istememin tek sebebi bu rüyalardan kurtulmanın bi yolunu bulmak istemem
Ama işe yaramamış, yine yatağımın içinde ben, o, gözleri hep beraberdik ve gözlerinin yanında artık dudakları da vardı
O kalem ile çizilmiş gibi duran gül rengi dudakları
Onu öperken dudaklarım titremişti, sanki daha önce dudaklarım başkalarına değmemiş gibi
Onlarca kadın ile sabahı getiren ben bir haftadır her gece bi erkek yüzünden geceyi ve sabahı birbirine bağlıyorum
Ve aklıma gelen, bulduğum, yaptığım her şey onu daha fazla istememe neden oluyor
Artık dudaklarından daha fazlasını istiyorum
Onu öpünce biteceğini düşündüğüm bu yakıcı his artık bütün bedenimi ele geçirdi artık
Ve biliyorum daha fazlasını alırsam onu yakar kül ederim
Kendimi cennete, onu cehenneme atarım
Selam, üçüncü bölüm karşınızda. Bu bölümü yazarken aklıma gelen kişi sendin Buket @j00nk1tty lütfen ilham perim olmaya devam et