Odama döndüğümde Ezgi yoktu ve onun aşağıda olduğunu öğrendim. Pencereden Aşağıya bakıp onu izlemeye başladım. Fazla mutluydu yaşamı seviyor gibi bir hali vardı. Çiçek topluyordu , sonra birden karşısındaki bankta oturan 5-6 yaşlarındaki kız çocuğunun ağladığını görünce dudaklarını büzüp kaşlarını çattı ve Kızın yanına oturup çiçeği ona verdi elinde kalanlardan bir taç yaptı ufak kızı öptü ve tacı ona taktı . Kız susmuş hatta mutluydu ve Ezgi oradan ayrıldı . Tavşanı yatağına koydum aldıklarımıda tavşanın kucağına . Ve yatağıma yatıp uyuyor takliti yaptım. kapı açıldı Ezgi tavşanı görmüş olmalıydıki zıplama ve kahkaha sesini duyabiliyordum . Ona dönüp
- Hey sen biraz sessiz ol dedim
Başını Öne eğerek özür diledi fazla özür diliyordu
-umarım acıkmışsındır dedim
Ellerini çırpıp
-bir zürafa kadar açım dedi
Gülmeye başladım. şaşırmıştı
- aptal mısın kızım o kurt kadar olcak dedim
Kaşları yoktu ama alnının kırışmasından kızdığını anlamıştım
-kurtlar kötüdür . Zürafa ise çooookkk güzeel diyince ona moron gibi bakıyordum.
Poğaçayı alıp zürafa gibi ne diyiyorum ben ya ... Poğaçayı alıp hayvan gibi yemeye başladı
-yavaş olsada kızım dedim
-acelem vardı sana afiyet olsun dedi ve gitti ...