Başladığınız tarihi buraya bırakın~"Eşinizin imzası olmadan bu parayı alamazsınız hanımefendi."çaresizce yüzüne bakakaldığım kadın, tüm hayallerimi yıkmıştı,
"Eşim yardım parası aldığımı öğrenirse kuruşunu vermez bana." dediğimde en az benim kadar hüzünlü bir yüzle bana bakan kadın derin bir nefes verdi,
"İnanın yapabileceğim bir şey olsa bir dakika beklemezdim fakat yok, çok üzgünüm." dediğinde zorla tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. Anladığımı belirten bir kafa sallamayla oradan çıktım, tek isteğim kızıma, doğduğu zaman giyebileceği giysiler almaktı. Gözyaşlarımı silerken cam kapıyı güçsüzce itekledim, yakıcı güneş tenime değdiğinde gözlerimi kapattım. Derin bir iç çekip Fred'e doğru adımladım, "Ne oldu? Verecekler mi parayı?" dediğinde yüzümü dikkatle incelemeye başladı, ağladığımı fark etmesiyle kollarını kibarca bana sardı,
"Liam'ın imzası olmadan olmazmış." dediğimde geri çekiliyordum. "Bir başkası imzalasa anlaşılır mı?" dediğinde omuz silktim, "200 dolar için bu kadar çabalamaya değmez." dediğimde başını salladı, "Öyle deme, hiç yoktan iyidir." dediğinde haklı olduğunu biliyordum ama Liam anlarsa vücudumda oluşacak yaralardan çok kızımı düşünürdüm. Arabaya binip gidecekken Fred bana dönüp aklına bir şey gelmişçesine kaşlarını çattı. Kemerimi takarken arkasına yaslandı, "Senin kocanmış gibi davranmamda bir sakınca olmaz bence." dediğinde kaşlarımı kaldırdım, "Elbette, beni dövmezsin en azından." deyip güldüğümde o gülmedi.
Ertesi gün nasıl yaptığını bilmediğim illegal bir yolla Liam'ın kimliğinin fotokopisiyle, fakat üstünde kendi resmi olan versiyonuyla bağış başvurusuna gittik; gergin görünmem ve kocasından korkan bir kadın gibi rol yapmam gerekiyordu fakat çoğu zaman rol yapmadığım için kolay olacaktı, Fred sinirli koca rolü yapacağı için gergin değil sinirliydi; bunu yapmak zorunda kaldığımız için benim kocama sinirliydi. Dünki masaya doğru ilerledik, gerekli şeyleri söyledik, konuştuk ve ardından evraklarımızı isterken endişeli gibi konuştum, "Harcama fişini size getirmeliyim değil mi? Dün öyle söylemiştiniz." önce kaşlarını çatan kadın sonradan "Ha, tabii. Parayı amacının dışında kullanmamanız için gerekli bir prosedür. Aksi halde adınıza adli işlem başlatırız." dediğinde gülümsedim, yalanın yalanına ortak olmuştu. Uzattığı zarfı hemen alıp sevinçle çantama attım, içimdeki mutluluk her şeyin de ötesinde bir duyguydu. Zarftan sonra uzattığı siyah&beyaz temalı davetiyeyi aldım,
"Bu davete katılmak zorundasınız. Bağışçılarımız kimlere bağış yaptığını bilmek istiyor." dediğinde Fred'e baktım, kaşlarını çatıp, "Bensiz oraya adımını atamazsın." dediğinde gülmemek için zor duruyordum, bakışlarımı yere indirip duygusal bir ses tonu takındım, "Tabii, beraber gideriz." deyip yürümeye başladım ve yine güneş vuran caddede biz bizeydik. Yavaştan gülmeye başladığımda onun da gülümsediğini gördüm, kollarımı boynuna doladım ve içten bir teşekkür sundum. "Bebeğime babasından çok fedakarlık yaptığın için teşekkür ederim."
Giriş bölümü olduğu için fazla sıkmak istemedim kısa tuttum, diğer bölümlerde görüşmek üzere. ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JACK Soygunu
Teen FictionDoğacak çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamak adına bağış talebinde bulunan Charlotte, derneğin ihtiyaç sahiplerine katılmayı zorunlu kıldığı bir yemeğe katılır. Katıldıkları yemekte davetsiz misafirler olduğundan haberdar değildir. JACK adlı, çocukla...