TANITIM

77 20 74
                                    

Her bir hücrem boşluğun içinde kıvranıyordu, ayrılık bu kadar acıtmamalıydı. Aramıza yıllar, uzaklık girmişti.

Ne ben onu unutmuştum ne de o beni...

Ben bir kardelen o da sözünü tutan bir hercaiydi.

Hayatın bizi getirdiği yer çok başka bizim düşlediğimiz çok başkaydı.

Bu hayattan ne öğrendin diye sorsanız bana aşk acısı derim. Rüzgar'a duyduğum amansızca aşk...

Kendimi bildim bileli ben ona sevdalıyım. Şimdi diyeceksiniz ki çocuk yaşta aşk mı olur? Bana sorarsanız olur esas o çocuk saf kalbinle daha çok bağlanırsın.

Ben Masal Soylu, babasının kızıyım. Öyle lafın gelişi değil gerçekten babamın kızıyım. Babamla annem de yıllar önce çocukluktan birbirine sevdalanıp zorlu yollardan geçerek evlenmişler. Babam hep "Seni alacağım Maviş." demiş ve sözünü de tutmuş.
Annem ve babamın Çamlıhemşin'de adlarını bu şehire duyuran bir sevdaları vardı.

Ben de öyle olmak istedim aşkımı her ruhunda hissetsin bana da öyle hissettirsin. Ama olmadı hep kaçtı...

Ben istedim ki yüreğimizi de ortaya koyup aşkımızı yaşayalım ama olmadı. Çok geç kaldık her şeye, zamana bile geç kaldık.

Her şeyi anladığında çok geçti. Kalbimin derinlerine aşkımı gömüp bu şehirden gittim. Gözden ırak olan gönülden de olur demişler. Kim ne derse desin bunun olmayacağını biliyordum.

Kalbin de seninle gelmez miydi? Aşkını da acını da yanında götürürsün.

Değil yollar, şehirler, yıllar ayırsa da aşk bir kere kalbine düştüyse bir daha çıkmaz oradan sadece buruk bir acısı kalır.

Bizimki de öyleydi. Ben kovalarken artık kendimi kaçarken buldum. Hep Rüzgar kaçtı onun aşkını hissettiğim gün gittiğim gün oldu.

Çamlıhemşin bir aşkın acısına daha şahit oldu. Yüreğimi ellerine bırakıp gittim.

Aşk her zaman sana pembe düşler vermezdi. Bazen elinde cam kırıkları kalırdı. O cam kırıkları yüreğine batar göz yaşların kalbine doğru dökülür ama dudaklarından tebessüm eksik olmazdı.

İçi yanıp kavrulan bir kızın aşkla sınavı verilirdi. Hayatımız zaten bir sınav değil miydi?

Aramıza artık yıllar girdi. Bilinmezliğin bir uçurumunda kalbim savrulacaktı. Ama bu yolu ikimiz seçtik.

İkimiz de bu aşkta ya yok olacaktık ya da yanacaktık. Biz yanmayı seçtik.

Kalbimin hududunda öyle uçsuz bucaksız bir sevda vardı ki haykırsam kalbimi uçuruma savururdu.

Bir düğümün içinde kanayan bir kızın kalbiydi.

Karadeniz bir aşka daha yandı serin suları bu yangını söndürmeye yetmedi.

Zaman her şeyin ilacı mıdır? Peki bizim aşkımızın sınavına da iyi gelir miydi?

Rüzgar adı gibi kalbimdeki yangını harladı. O ateş ikimizi de yaktı başka yollara savurdu...

🔥🔥🔥🔥

Yeni bir hikayeyle karşınızdayım. Asef-i Hasret'in Çocukların hikayesidir. Bağımsız olarak okuyabilirsiniz. Çok istek vardı ben de düşünüp yazmaya karar verdim.

🔥Bakalım güzel çiftimiz neler yaşayacak?

🌀Sizce yolları neden ayrıldı?

Buraya da güzel kapağımızı bırakayım

       Buraya da güzel kapağımızı bırakayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk-ı Vecd Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin