block f ◆ luke hemmings [TÜRKÇE]

2. Adriana

"Adriana, gitmek istemiyorum," Ree tekrar iç çekti ve gardroptan jeanlerine bakarken telefonu omuzuna sıkıştırdı. "Bekle, seni hoparlöre alacağım." Ree telefonu hoparlöre aldı ve yatağın üstüne koydu.

"Ama ben seninle olmak istiyorum Ree! Biliyorsun, sonsuza de birlikte olmayacağız," Adriana hattın diğer ucundan mızmızlandı.

"Bir de benim tarafımdan bak! Tüm o salakça partilerde beni yalnız bırakıyorsun. Herneyse.." Ree iğrenç bir elbiseyi gardroptan bakmak için çıkarttı ve ne cehenneme bunu satın aldığını hatırlamaya çalışırken kaşlarını çattı.

"Peki, öyleyse akşam yemeğinden önce orada olacağım böylece, pizza sipariş ede biliriz." Adriana sonunda pes etti çünkü en iyi arkadaşını çok özlemişti. "Oh, Ree! Green Day Brisbane'de sahne alacak. On ay varmış gibi görünüyor ama şimdiden bilet alabiliriz, Muhteşem olacak!" Adriana sevinçle ciyakladı ve Ree arkadaşının favori grubu hakkında konuşurken büyüyen gülümsemesini hayal edebiliyordu.

"Addy biliyorsun, Green Day'den nefret ediyorum." Ree iç çekti ve sadece sutyeni ile durduğundan kolsuz bir bluz kapıp başından geçirdi.

"Ne? Green Day'den nasıl nefret edersin?" Bir erkek sesi diğer taraftan bağırarak Ree'yi sıçrattı.

"Sen bir erkekle misin, Ree? O kim?" Adriana hattın diğer ucundan bağırdı.

"Green Day'i sevmediğini söyledim ama Green Day'den nefret edemezsin! Bu imkansız! Tutuklanmalısın, hiç kimse Green Day'den nefret edemez!" Luke tekrar bağırdı. Muhtemelen sesi bu kez daha işitilebilirdi çünkü diğer taraftan deliğin daha yakınına gelmişti.

"O kim?!" Adriana bu kez Ree'nin diğer taraftan birinin, sesini kısmasını ya da bu apartmandan çıkmasını söylediğini duyabilecek kadar bağırdı. Diğer taraftan da Luke, Green Day'den nefret etmenin imkansızlığı ve Ree'nin normal bir insan olmadığı, onun uzaydan gelmiş olabileceğini çünkü herkesin Green Day'i sevdiğiyle ilgili bağırmaya devam ediyordu.

"İkiniz de kapayın çenenizi!" Ree bağırdı ve diğer ikisi ona itaat etti, oda sessizleşti. "O, bu apartmanda benim yan dairemde yaşıyor ve duvarı yumruklayarak bir delik açtı ve ikimizin de bunu tamir edecek parası olmadığından deliğin üstünü bir Green Day posteriyle kapattım ki o beni göremesin ama hala duyabiliyor. Ve evet, Green Day'den nefret ediyorum."

Dürüst olmak gerekirse, Ree babasının araba sürerken onların albümünü açması dışında hiç Green Day dinlememişti, şarkılarını hiç gerçekten dikkatle de dinlememişti. Sadece Green Day'den nefret ettiğini söylemeyi seçiyordu çünkü onların müziğini sevmesi için çok baskı altında tutuluyordu.

"O ateşli mi?" Adriana birkaç dakikalık sessizlikten sonra sordu.

"Evet, öyleyim," Luke gururla cevapladı ve Ree gözlerini devirdi.

"Kendini beğenmiş bir sesi var," dedi Adriana ve Ree kıkırdadı.

"Öyle," dedi Ree ve telefonu yataktan alıp hoparlörü kapattı. "Peki, sonra görüşürüz. Hayır vodkam yok, Adriana! Hayır getiremezsin. Peki, ben de seni seviyorum." Ve telefonu kapattı.

"Green Day'den nefret edemezsin," dedi Luke tekrar ve Ree neredeyse onun duvarın diğer tarafında olduğunu unutuyordu.

"Luke, unut gitsin." dedi Ree ve yatağına uzanıp TV'yi açtı.

"Arkadaşın havalı gibi." Luke kıkırdadı ve Ree yine gözlerini devirdi.

''Seni uyarıyorum, ona bulaşırsan tekrar seks yapma gücü bulamayacaksın çünkü organını keseceğim.'' Ve Ree sakin bir insandı.

***

Merhaba! Okuyan herkes lütfen oy vermeden geçmesin, böylece bölümler daha hızlı gelir.

Ve uhm, profilimden diğer hikayelere de göz atmayı unutmayın. Neyse reklamlar bitti. Tşklr asfgds.