1. Delik

387 31 6
                                    

     Ree, piyanoda yanlış notayı çaldığında tekrardan iç çekti. Şarkıya yeniden başlayacağı sırada odasından bir gürültü geldi. Ree piyano sandalyesinden zıplayarak odasına koştu.

Odasının duvarındaki deliğe gözünü dikti ve ağzı açıldı. Delik büyüktü ve yatağının yanındaydı.

''Aman Tanrım!'' soluk soluğa kaldı ve deliğin içinden sarışın çocuğa baktı. ''Bu nasıl oldu?''  Hızlıca sordu ve ellerini saçlarının arasına geçirdi, bu şey Ree'yi germişti.

''Um, duvarı yumrukladım?'' Çocuk delikten bakarak cevapladı. Delik neredeyse kafası kadar büyüktü.

''Duvarı yumrukladın ve bir delik mi açtın?'' sesini yükselterek konuştu Ree.

''Burada yaşıyor olmamız, bunun iyi bir inşaat olduğunu göstermez! Bu çok eski!'' Bağırarak kollarını havaya kaldırdı ve odasında çember çizer gibi yürüdü.

''Ama yine de duvarımda delik açtın!'' Ree sinirle bağırdı.

''O, benim de duvarım!'' Çocuk çığlık atar gibi yüksek sesle konuştu.

''Ama şuan rahatlıkla odamı görebiliyorsun! Buna sınır ihlali denir.'' Ree tekrar çığlık atarca konuştu.

Çocuk tekrar duvara yumruk atmasını önlemeye çalışıyormuş gibi iki kez derin nefes aldı.''Bunu tamir edecek param yok.'' Alçak sesle konuştu ve dudağını ısırdı.

Ree gözlerini devirdi ve yatağına oturdu. ''Eğer param olsaydı bu apartmanda yaşıyor olmazdım yani; ben de tamir edemem.'' İç çekti ve ellerini saçlarına geçirdi.

''Ee, şimdi ne olacak?'' Çocuk kafasını deliğe yaklaştırdı. Böylece Ree yatağında otururken ona doğru düzgün bakabilirdi.

''Şimdi, bu normal bir duvarmış gibi yaşamak zorundayız.'' dedi yatağından kalkarken. ''Bunu örtecek birşeyler bulmaya gidiyorum, beni çıplakken görmeni istemem.'' Ree, tanımadığı şu çocuğun duvardaki deliğin arkasından çıplak bedenine baktığı düşüncesi aklına gelince kaşlarını çattı.

''Umrumda değil.'' Çocuk sırıttı ve kız yine gözlerini devirdi.

''Harika, şimdi duvarımda bir deliğim ve bir de sapığım var.'' Kızın alaycı tarafı konuşmaya başlamıştı.

Ree gardrobu açıp, babasının o bu apartmana taşınmadan önce verdiği hediyeyi aradı, bir Green Day posteri.

Ree Green Day'den nefret ederdi, Green Day'e tenezzül bile edemezdi ama babasının hala kızının bir gün dünyanın en iyi gruplarından birini sevmesi umudu vardı.

Posteri açtı ve çekmeceleri açıp bant aradı.

''Green Day sever misin?'' Çocuk heyecanı hissedilir bir sesle sordu.

''Hayır.'' Basitçe cevap verdi ve çekmecelere bakmaya devam etti.

''Ama bir Green Day posteri tutuyorsun...'' dedi şaşkınca.

''Babam onları sevmemi istiyor.'' Ree sonunda bantı buldu ve posteri deliğin üstüne yapıştırdı. Delik sanki hiç yokmuş gibi görünüyordu. ''Mükemmel,'' dedi.

''Seni hala çok iyi duyabiliyorum,'' çocuk kıkırdadı.

''Burada bir delik yokkken bile, ben seni kızlarla birlikte olurken, onlar senin adını çığlık atarlarken duyabiliyordum,'' dedi Ree ve çocuk güldü.

''Oh, öyle mi? Öyleyse benim adım ne?'' Çocuk kendini beğenmişce sordu. Ree onun kafasını duvara vurmak istiyordu ama bunu yaparsa duvarda daha çok delik açılabilirdi. Ama Ree sakin bir insandı.

''Luke.'' Sadece adını söylerken bile kendini hantal hissetti.

''Bir gün bunu aşkla söyleyeceksin.'' Luke kıkırdadı ve Ree bunun üzerine güldü.

''Ölmeyi tercih ederim.''

block f ◆ luke hemmings [TÜRKÇE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin