saçların omuzlarındaki sivilceleri örtüyordu
her nefes aldığında biraz daha açılıyordu omzunun perdesi
sakladıklarını görüyordum
sıkamadığın, ulaşamadığın sivilceleri
bir öne bir arkaya gidiyordun sigara içerken
küller tahta parkenin arasına düştü
parkelerinin altında bir kül yatağı vardı
tutuşmuştun ve söndürmek için tek bir çaban yoktu
beni de bu yangına dahil ettiğin için sana kızdım
ama en çok kendime kızdım
sen hep ilerlerken benim sende takılı kalmama kızdımbana bir şiir fısılda ki daha önce hiçbir yerde ne duymuş ne görmüş olayım
yeni bir şair tanıt bana
seni düşünürken aklıma esen milyonlarca kişinin arasına bir tane daha şair dahil olsunüstesinden gelebilecek biri yok dedin
anlamadım ilk, bir işten bahsediyorsun sandım
meğer benden bahsediyormuşsun
kimsenin üstesinden gelmek mecburiyetinde kaldığı biri olmayı amaçlamamıştım
altından geçebileceğim bir aşk istemiştim
öyle bir çubuk ki yerle arasında beş santim olsa dahi
ufalıp yine de oradan geçebileyimhıdırellez'de olalım ve ateşler üstünden atlayayım
kot pantolonlarımın uçlarının neden sökülmüş olduğunu sorma
sanıyordum ki ateşlerden atlarsam
tahta parkelerine kabul edersin beni
omuzlarına sinmiş sivilceleri öpmeme izin verirsin
seni söndürmeyi hiçbir zaman istemedim
yürüyen bir şatodaydık ve herhangi bir temizlik
senin ruhundan renklerini koparıp atardı
kot pantolonlarımın uçlarıyla dalga geçme
ben de en az sen kadar yandım
tek fark
küller kendi sigaramdan düşmüş değildigüvercinlerle haber yolladım sana
kuşlar bile bana kızmış olmalılar ki mektuplarımı yırtıp atmışlar yolun başında
evet, suçlular kuşlar
aksi halde inanamam senin bileklerime yaptığın bu eziyetisigara kullanmıyorum diye miydi sevgilim
ciğerlerim çökerse kokunu nasıl derince içime çekebileceğim
hiç düşündün mü
bir tütünün ruhu içimi siyaha boyarken
seni nasıl sarı sevmeye devam edeceğim23.04.22