Fenthler

1-Bıktım

Kitabın şarkısı: Amy Winehouse - Back to Black

Büyük planın harakete geçmesine son 1 hafta:

Diana'nın günü annesinin deli gibi kız kardeşine bağırmasıyla başlamıştı. Lanet bağırma sesi malikanede dolaşıyordu, ama hazırlanması gerekiyordu.
Okul forması olan beyaz gömleği üstüne gri renk ceketini ve altına siyah bol pantolon giydi. saçları yeni kalktığı için çok dağınıktı taradı ve artık hazırdı beyaz spor ayakkabılarını giydi, aynaya baktı kısa kumral saçları, beyaz teni ve onu bütün haline getiren yeşil gözleri. Kapıyı açtığı gibi Alice'i gördü.

"Gene lanet bağırışmalarınızla uyandım, gene ve yeniden" Çaprazındaki kapıdan çıkan ablası Alice direk cevap verdi.
"Tanrıya dua et annem cesedini bu evden daha çıkarmadı" Diana böyle bir cevap beklemiyordu, oda aklına gelen ilk şeyleri söyledi "yakında bunu yapıcağını ikimizde bildiğimiz için Tanrıya dua etmeye hiç gerek yok, ve aynı şekilde devam edersek mezarın başında duran sen değil ben olucağım, yaşlı bir ağacın kökü gibi yer altında olan sen olacaksın, Alice"

Diana servise binmişti. Bütün yol boyunca annesinin sabahki bağırışları kulağındaydı, tabi ona anne demek diğerlerine hakaret olmassa. İki saatlik yolun neredeyse tamamında bunları düşündü, annesinin ona yaptıklarını.

Bir keresinde yedi yaşındayken malikanenin bahçesinde annesi dışarıda olduğu için Alice ile oynarken dizi yaralandı diye ikisinide saatlerce dövüp bodruma kapatmıştı. Çalışan kişilerede 'nasıl bahçede oynadıklarını görmediniz' diyerek işten kovmuştu, o günden sonra bir daha bahçeye oynamak için çıkmadılar. Farklı bir gün 12 yaşında 42 kilo olduğu için 1 ay boyunca yeşil haşlanmış mercimek dışında hiç birşey yiyememişti, üstüne üslük hergün yatmadan önce iç çamaşırlarıyla tartılıp annesi tarafından vücudunun estetik açıdan nasıl gözüktüğü kontrol ediliyordu.

Bunları düşünürken yanına yazın başından beri görmediği kumral dalgalı kabarık saçları olan, kahverengi gözlü, hafif çilleri olan kardeşi diyebileceği arkadaşı aynı zamanda kendi ailesi gibi önemli bir aileye sahip olan Mattheo Theodore Robert oturdu.

"Theo seni çok özlemişim!" Diana'nın gözlerinin içi parlamıştı."Bende Diana" Mattheo Diana'ya göre daha sıcak kanlı bir tipti nedenide ailesiydi anneside babasıda sakinki ve Mattheo ya hiç ve asla el kaldırmamışlardı. Abisi dışında Diana'nın hayal ettiği aile kesinlikle Robertlardı. Mattheo konuşmaya başladı.

"Adale tatilde Fransa'dan döndümü? Baya zaman oldu görmeyeli geldi desen avrupa gezimi yarıda bırakıp gelecek derecedeydim, 3 yılı geçti sanırım"
Diana başını salladı ve derin nefes alarak konuşmayı başlattı.

"Keşke bende Adale gibi en büyük olup bu işkenceden ilk kurtulan olsaydım. İlk o kurtuldu ama bu onun için tamamen özgürlük olmadı ki bana olsun, bir kaç seneyede Alice gidecek annemle tek kalıcağım, sanırım kendimi malikaneden aşağı atarım"

Mattheo güldü 5-6 dakika sonra okulun önüne gelmişlerdi tabelada 'Fenth özel fakülteleri' yazıyordu Diana bunu görünce sırıtmaya başladı. "sanırım ailemle gurur duymamım bir kaç sebebinden biri şu okullar,avukatlık büromuz ve vergi rekortmeni sırasındaki ilk 3'e mutlaka girmemiz."

Servisten inmişlerdi sınıflarına girdiler, ilk dersleri edebiyat olduğunu görünce ikiside canlı canlı çiğnenmiş gibi hissediyorlardı. 2 blok ders edebiyatın ardından tenefüse çıkmışlardı. "İçim bile sıkıldı ne biçim anlatıyorsa kadın" Diana söylenirken Mattheo'nun onu dinlemediğini başka bir yöne baktığını fark ettiği için kafasını o tarafa çevirdi. Layla ve Sissy bahçede dolaşıyorlardı.
Sissy oldukça güzel bir kızdı annesine çekmişti, Layla da oldukça güzeldi ama Diana ve Mattheo ondan nefret ediyorlardı, çünkü Diana'nın ailesinden zorbalık gördüğü yetmiyormuş gibi Layla'danda zorbalık görüyordu. Sissy Diana ve Mattheo'yu fark edince gülümsedi, Layla Sissy nin kime gülümsediğini görünce sertçe kolundan tutup onu öne itti ardından yapmacık bir şekilde oda gülümsedi. Diana'nın göz devirmesiyle Mattheo güldü. Zil çalınca yavaş yavaş yürüyerek geometri dersine girdiler.